İmamoğlu’nun "Şeb-i Arus"u ile FETÖ’nün "House of One"ı arasındaki çarpıcı benzerlik

 

Üzerinden birkaç gün geçti diye bu işin peşini bırakacak değilim!..

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ne yaptığını gayet iyi biliyor. Şeb-i Arus töreninin tüm detaylarına hâkim olmadığını söylemesi inandırıcı olmaktan uzak. Tarihçi-Yazar Murat Bardakçı’nın büyük tepki göstererek “sefalet” diye nitelendirdiği törende, ilk kez böylesine bir yozlaşmışlık ve garabet sergilendi. Mevlevî ayini olan Şeb-i Arus bir eğlence değil...

İmamoğlu’nun organizasyonundan anlaşılıyor ki, kadın-erkek semazenlerin karışık sema yapmasıyla, Kur’ân tilavetinin Türkçe okunmasıyla kimi odaklara mesajlar verildi. İmamoğlu gelen tepkiler üzerine “Bence de Kur’ân Arapça okunmalı” dese de törendeki tuhaflıklarla ilgili konuşmamayı tercih etti.

Şeb-i Arus töreninin bu şekilde dejenere edilmesinin sebebi çok açık. Sanki FETÖ’nün TEK DİN; dinleri birleştirme amacına yönelik olarak, Almanya ve Amerika başta, Batı tarafından desteklenen HOUSE OF ONE projesiyle aynı.

 

 

Bu proje, Berlin’de Evanjelik Johannes Kilisesinin çatısı altında kurulan İbn- Rüşt-Goethe Camisi ile 2018 yılında karşımıza çıktı. En büyük paydaşı Alman Devleti ile FETÖ. Bu projeye dünya çapında 8,5 milyon avro bağış toplandı. Ama kimlerden geldi bilinmiyor. Belli olan iki bağış var. Berlin Eyalet Hükûmeti 10 milyon avro, Alman Federal Devleti de 10 milyon avro verdi.

Kadınların imamlık yaptığı, erkeklerle birlikte yan yana namaz kıldığı, İslami örtünme kurallarının yok sayıldığı, eşcinsellere nikâh(!) kıyılabilen BİRLEŞMİŞ BİR DİN projesinin ilk adımı. Şeb-i Arus da ilk kez bu yıl İmamoğlu’nun müdahalesiyle dejenere edildi ve kadın-erkek semazenler sema yaptı, Türkçe Kur’ân tilavetleri okundu. House of One projesindeki gibi kadın erkek karışık ve örtüsüz ibadeti, kadın imamları “normalleştirme” yolunda atılan ilk adım...

 

 

Ama taktik belli. Önce yap, tepki çekerse bir adım geri at ama sonra yine devam et. Neden Şeb-i Arus’un seçildiğini de söyleyeyim size. Çünkü FETÖ’nün DİNLERİ BİRLEŞTİRME PROJESİ çerçevesindeki sloganı, Hazreti Mevlâna’nın o unutulmaz sözü; “NE OLURSAN OL, YİNE GEL” olacak da ondan!..

Kısacası bu hikâye iktidara yakın medyanın ve sosyal medyadaki taraftarlarının çuvalladığı gibi bir “Kemalist proje” değildi. Tersine İmamoğlu bu törende Kur’ân tilavetinin Türkçe okunması, kadın-erkek karışık sema ile CHP’den ve kendisinden uzaklaşmaya başlayan Kemalistlere, Atatürkçülere mavi boncuk dağıttı. İnanmayan dün Sözcü’de Sinan Meydan’ı okusun. Böylece ulusal meselelerde aynı yerde durmaya başlayan Kemalistlerle iktidar arasına da bir çomak sokmuş oldu.

 

 

 

 

İmamoğlu’nun televizyon arayışı boşuna değil. Gelecek için medyasını hazır etmek istiyor.

Kemal Bey'i defalarca uyarıp “Etrafında kulağına bir şeyler fısıldayanlara dikkat et, altını oyuyorlar” dedim. Alaattin Çakıcı ile tartışmasının sonunun bir suikast komplosuna doğru evrildiğini aldığım istihbaratlara dayanarak yazdım. Amaç onu “bir şekilde” koltuktan indirmek, yerine de Ekrem İmamoğlu’nu getirmekti. İmamoğlu bunun üzerine kendisine yönelik sahte bir suikast haberi yazdırttı Oda TV’de ama nafile. Kemal Bey oyunu anladı ve Çakıcı ile olan kavgayı bitirdi. Üstelik tezgâhın farkında olduğunu Meclis’teki bütçe konuşmasında “Cumhurbaşkanlığına aday olup olmayacağımı nereden biliyorsunuz” diyerek patlattı.

 

 

Ama asıl bundan sonrası ilginç. Kemal beyin adaylık açıklaması İmamoğlu’nu destekleyen Küresel Merkez’i ikinci kez yerinden zıplattı.

Kılıçdaroğlu’nun yerine İmamoğlu’nu getirmek isteyen irade bu sefer de öyle bir operasyon yaptı ki herkes şaştı kaldı. Kemal Bey'in konuşmalarını hazırlayan kişi ya da kişiler, metne uyuşturucu ticareti, organ kaçakçılığı yapanlardan vergi alınmasını öneren bir bölüm eklemişti. Tabii Kemal Bey de bunu saf saf okuyup kürsüden söylemişti.

Böylece amaca bir adım daha yaklaşıldı. Artık CHP’li seçmenin kafasında “Kemal Kılıçdaroğlu ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanamayız, yerine Ekrem İmamoğlu’nun getirilmesi daha uygun olur algısı” biraz daha yerleşti. Kaset operasyonu ile CHP’nin başına Kemal Kılıçdaroğlu’nu getiren irade, bu kez ona operasyon çekerek Ekrem İmamoğlu’nu koltuğa hazırlıyor.

Bu oyunu gören var mı CHP’de?

İşin tuhafı Kemal Kılıçdaroğlu görebiliyor mu?