İstanbul için büyük bir tehdit

A -
A +
Tehdit müsilaj değil inanın.
Bizatihi İstanbul Büyükşehir Belediyesi...
Bunların birtakım megafonları var. Kimi gazetelerin yazarları ve emrindeki televizyonlar. İsimleri malum, tek tek yazmayalım.
Hepsi bir illüzyonun peşinde ve izleyenleri de akli melekelerini kaybetmişçesine sorgulamadan dinliyorlar.
Gündemde Marmara’daki müsilaj var. Üzerine konuşup dururken konunun odağına doğal olarak arıtma tesisleri oturuyor.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu yemin etmiş ve sanki İstanbul’u bir felakete sürüklemeye karar vermiş.
Düşünün, ihalesine çıkılmış, atıkları içme suyu kalitesine dönüştürebilen, yani Membran teknolojisiyle kurulacak olan Silahtarağa ileri biyolojik arıtma tesisinin ihalesini iptal etti.
İSKİ, AK Parti döneminde Şile Ağva’da pilot uygulama olarak yerli membran teknolojisiyle arıtma tesisi kurmuş ve işletmeye açmıştı zaten.
Silahtarağa’nın iptali ile ilgili olarak CHP sözcüsü Tarık Balyalı, adı belli olmayan “uzmanlar”dan aldığı bilgiyi aktarıp “Bu arıtma tesisi yapılsaydı Haliç’e en az 2 ton katı madde, 4 ton azot, 400 kg fosfor, 18 ton organik madde bırakılacaktı” demiş.
Bilgisizlik ve cehalet kol kola girince böyle sonuçlar ortaya çıkıyor.
Tek tek bakalım:
1-Evet, Silahtarağa arıtma tesisi yapılsaydı Haliç’e 2 ton katı atık atılacaktı.
Ama şimdi arıtma tesisi olmadığı için günde 200 ton deşarj ediyorsunuz. Daha mı iyi?
2-Azot 4 ton deşarj edilecekti ama şimdi arıtmayarak 10 ton deşarj ediyorsunuz.
3-Fosfor arıtma sonucunda 0,4 ton deşarj edilecekti şimdi günde 4 ton deşarj ediyorsunuz.
4-Organik madde ise 18 ton yerine 240 ton deşarj ediliyor.
Beğeniyor musunuz yaptığınızı?
Sayenizde Haliç’e her geçen gün bir bıçak darbesi daha indiriliyor. Eğer başlatmış olsaydınız bugün yapılmış bitmiş, faaliyete geçmiş olacaktı. Üstelik de o arıtılmış sular Haliç’e bırakılmayacakHaliç’in iki yanındaki park ve bahçe sulamalarında kullanılacaktı.
Bu tesisin yerin altına yapılacağını ve üstünün yeşil alana dönüştürüleceğini söyleyeyim de kaybettiklerimiz daha net anlaşılsın. Ayıptır hakikaten. Tek kelimeyle ziyankârlıksınız.
Bu arada hâlâ sorularıma cevap alabilmiş değilim.
İstanbul’da 1994 tarihinde itibaren Tayyip Erdoğan Başkanlığı eski Başkan Nurettin Sözen’den devraldığında iki adet ön arıtma tesisi vardı.
Şu anda çoğu biyolojik arıtma tesisi olan 86 adet arıtma tesisi var. İki adet de ileri biyolojik arıtma tesisi mevcut.
Bu tesislerin bakımının, onarımının, yedek parça ve kimyasal malzeme alımının da yapılması gerekmekte. Şikâyetler geliyor İBB bu işler için altı aydır ödeme yapmıyor. Altı ay sonrasına ise hakedişlerinin ancak küçük bir bölümünü veriyor” deniyor.
Bu doğru mu Ekrem Bey?
Neden arıtma tesislerinin paralarını ödemiyorsunuz?
Böyle yaparak İstanbul’u büyük bir tehlikeye attığınızın farkında değil misiniz? Yaklaşık 4,5 milyar liralık bir iç ve dış kredi buldunuz. Bu paraları nerelere harcadınız?
Geçen hafta Uğur Dündar’a bir yazı yazdırmışlar. Okuyunca şöyle düşünüyor Sözcü okurları muhtemelen:
Haliç, Ekrem Bey'i görür görmez “Bu ne güzel insan, dur ben onların fotoşoplu görüntümü yayınlamasına fırsat vermeden kendim düzeleyim” demiş ve hemen pırıl pırıl hâle gelerek içeriye iki metrelik köpek balığını davet etmiş.
Uğur Dündar yazısında Haliç’in ve Marmara’nın Bedrettin Dalan döneminden başlayan macerasını anlatıyor ama Nurettin Sözen dönemini atlayarak tabii.
Gazetecilik, bir dönem; tek kanallı televizyonlara devlet eliyle ısmarlama programlar yapmaya benzemiyor tabii. Gazeteci, eline tutuşturulanları değil, araştırıp bulduklarını süzgecinden geçirerek yazanlara deniyor.
Tayyip Erdoğan’ın İBB Başkanı olduğu tarihten itibaren İstanbul’daki AK Partili belediye başkanları döneminde yapılanları yazmadan bu dönem için boş boş övgüler düzerseniz ancak gülünç olursunuz.
Ben sıralayayım o vakit:
1-1994’te 2 adet Atıksu Arıtma Tesisi (AAT) ile İstanbul’un atık sularının sadece yüzde 8’i kaba arıtmaya tabiydi. Atık suların yüzde 92’si doğrudan derelere ve denize deşarj ediliyordu.
2-1994-2019 arası toplam AAT sayısı 86’ya çıkarıldı. Bu tesislerin sadece 8’i ön arıtma, geri kalan 78’i Biyolojik ve İleri Biyolojik atıksu arıtma tesisi.
3-Tuzla 3. Etap İleri Biyolojik arıtma tesisi bitmek üzere. Eminim İmamoğlu “ben yaptırdım” diye açacaktır. Yenikapı ve Baltalimanı Ön Arıtmadan Biyolojik Arıtmaya dönüşümünü de tamamlanmak üzereyken bırakıldı İmamoğlu’na. Önce iptal ettirmeye çalıştı ama iş epey ilerlemişti vazgeçtiler, “Biz yapmışız gibi açarız” dediler sanırım.
4- Kadıköy Moda Ön Arıtma Tesisi bir tek ileri biyolojik arıtmaya dönüştürülemedi AK Parti döneminde. Neden biliyor musunuz? Proje hazırdı, onaylanmıştı, ihaleye bile çıkılmıştı. Kadıköy Belediyesi imar planlarına itiraz etti ve mahkemeden iptal ettirdi. Sebebi ise şu: Arıtma tesisinin de içinde yer aldığı planda ayrıca bir de cami varmış. Cami olacağına pislikten öleyim diyor adamlar.
Zihniyet hep aynı. Dediğim gibi, Ekrem İmamoğlu geldiğinden bu yana bırakın yatırımı, tek bir proje bile hazırlamadı.
Bakalım bu kafayla nereye kadar dayanır İstanbul.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.