Cem Yılmaz’ın oturduğu evden görünen Türkiye

A -
A +
Eski komedyen Rüstem Batum’un YouTube kanalına konuşan Cem Yılmaz“Bir vatandaş olarak, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusuna şöyle cevap vermiş:
“Kim olduğu, ne olduğu bilinen, ne yaptığı bilinen bir insanın, böyle gizemli bir suçu varmış gibi gösterilmesini biz oturduğumuz evden anlayamıyoruz.”
Kim olduğu ve ne yaptığı bilinen insanlar.
Gizemli bir suçları varmış gibi gösteriliyorlarmış!
Ve oturduğu evden bu durumu anlamıyormuş.
Evinin ya da evlerinin cephesinden kaynaklı bir durum olmalı!
Batum’un, vatandaşların “bir kısmı”nın Kavala ve Demirtaş’a onları tanımadan, ne yaptıklarını hiç bilmeden düşman olduklarını ileri sürerek “Nasıl oluyor böyle bir şey” sorusunu da şöyle cevaplamış:
“O kısmı çok garip… Komik değil elbette ama ‘Cem Yılmaz İlluminaticiymiş’ gibi bir şey oluyor. Ama bu onun komik olmayan versiyonu. Yani çok trajik. Bu iş geldi bir sınıra dayandı gibi. Bir netice çıkacak gibi görünüyor.”
Demirtaş ve Kavala’nın tutukluluğu TRAJİK öyle mi?
CEM YILMAZ zeki bir mizahçı.
Ama vatandaşların “bir kısmı”na, “Demirtaş ile Kavala’nın ne yaptıklarını bilmeden düşman oluyorlar. Bu çok trajik” diye hakaret edecek denli akıl ziyankârlığından mustarip bir profile dönüşeceğini doğrusu beklemiyordum. Yakın geçmişte söyledikleri ve yaptıklarıyla da tam bir hayal kırıklığıydı ancak bu kadar seviyesizlik ve sığlık fazla geldi inanın.
Asıl trajik olan bu. Buna TÜRKİYE’NİN TRAJEDİSİ de denebilir.
Peki, Cem Yılmaz, Kavala ve Demirtaş’ın kim olduklarını biliyor da ne yaptıklarından haberdar mı?
Biz anlatalım:
 
OSMAN KAVALA
 
“Gezi direnişi” olarak adlandırılan Gezi Vandalizminin finansörü. Dünyadaki turuncu ayaklanmaların ve darbelerin arkasındaki isim olan para babası Soros’un Türkiye ayağı. CIA Türkiye Masası elemanlarından Henry Barkey ile sürekli iletişim hâlinde bir isim. Gezi Vandalizmi Türkiye’ye en az 100 milyar dolara mal oldu, 13 kişi hayatını kaybetti. Yüzlerce iş yeri yağmalandı, binaların iş yerlerinin camları kırıldı, yolların kaldırımları söküldü. Türkiye o yılki turizm gelirinden oldu. Batı’nın onu canhıraş kurtarmak istemesi bile bir veri.
 
SELAHATTİN DEMİRTAŞ
 
Kobani ve Hendek kalkışmalarının ve katliamlarının azmettiricisi. Elinde yüzlerce insanın kanı var. PKK destekçiliğinden 5 yıl hapis cezası aldı.
Şimdi bu katliamların azmettiricisi sıfatıyla yargılanması devam etmekte.
1- Vatandaş onu 4-8 Ekim 2014’teki KOBANİ KALKIŞMASINDAN tanıyor ve biliyor.
DEAŞ’ın sınırımızın öte tarafındaki Kobani şehrine girmesi nedeniyle Demirtaş’ın başkanlığında HDP Merkez Karar Yürütme Kurulu toplandı ve arkasından “Halkımıza acil çağrı” başlıklı bir bildiri yayınladı:
“Kobani’de yaşanan katliam girişimine karşı, 7’den 70’e bütün halklarımızı sokağa, alan tutmaya ve harekete geçmeye çağırıyoruz.”
Demirtaş ardından kendi sosyal medya hesabından da aynı paylaşımı yaptı:
“Kobani’de durum kritiktir halklarımızı sokağa çıkmaya ve çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz..."
Ve olaylar başladı. PKK’lılar 35 il ve 96 ilçeyi yangın yerine çevirdi. 193 okul ve yüzlerce kamu binası yakıldı. 37 insanımız katledildi. Bu katliamın sembol ismi Yasin Börü adlı 17 yaşındaki genç, kurban eti dağıtırken PKK’lılarla bıçaklandı, beşinci katın balkonundan atıldı, üzerinden arabayla geçilip ezilerek öldürüldü.
2- Vatandaş onu 2015 Temmuz ve Ağustos aylarındaki HENDEK KALKIŞMASINA verdiği destekle tanıyor ve biliyor.
Demirtaş PKK’lıların kazdığı hendeklerin yanına giderek şöyle açıklamalar yaptı:
“Kusura bakmayın, gençler hendek kazıp barikat kuruyorlarmış. Başka bir yol gösterin onu yapsınlar, hiçbir şey yapamıyorsanız dua edin.”
“Buralarda arkadaşlar gerçekten tarih yazıyorlar. Bu hendek dediğiniz, darbeye karşı direniştir. Darbe yapılmıştır buna karşı toplum sessiz mi kalacak?”
“Halk bu öz yönetimin arkasında. Karşınızda üç beş çapulcu terörist yok, ortada halk var ve onların hak talebi var.”
Bu hain kalkışma bastırıldı. PKK’lılar 793 güvenlik görevlimizi ve 314 sivil vatandaşımızı şehit etti. 4000 asker ve polis ile 2000’den fazla sivil yaralandı. 5000’den fazla PKK’lı öldürüldü. Yakılan ve yıkılan şehirleri ve tarihî eserleri onarmak, restore etmek için milyarlarca lira harcandı...
CEM YILMAZ yukarıda minik bir özetini yazdığım katliamların azmettiricisinin BİLİNEN-TANINAN bir insan olduğunu ve GİZEMLİ BİR SUÇ İŞLEMİŞ GİBİ yargılandığını söyleyecek kadar baştan çıkmış. Asıl TRAJİK olan tam da bu.
Nobel ödüllü Perulu yazar Maria Vargas Llosa’nın dediği gibi:
ŞİDDETİN BAŞTAN ÇIKARDIĞI YARI-FELÇLİ AYDIN!
Bundan tam 7 yıl önceki yazımın(*) başlığıydı bu. Peru da Türkiye gibi on yıllardır süren ve adı Aydınlık Yol olan bir terör örgütünün vahşi eylemlerinden çok çekiyordu. Oranın akademisyenleri, sanatçıları, yazarları aynen Türkiye’dekiler gibi bu terör örgütünü ve liderlerini kutsuyorlar, yapılan katliamları yok sayıyorlardı. Maria Vargas Llosa’nın tespitleri ve bu yarı-felçli aydınımsılara yönelik sert eleştirisi, günümüz Türkiye gerçeği ile neredeyse bire bir örtüşmekte.
Cem Yılmaz gibi her konuda konuşmak için kendini görevli sayan yarı-felçli aydınımsılar için yeniden Llosa’ya başvuralım:
“Sanatsal yetenek, siyaset ve terör söz konusu olduğunda, zihin keskinliğinin bir teminatı değil.”
.....
 (*)https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/583723.aspx
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.