Bekir Bozdağ’ın geçmişini kazıyanların bugünü leş gibi!

A -
A +

İki gece önce Bekir Bozdağ’ın Adalet Bakanlığı’na üçüncü kez atanmasının ardından muhalif medyanın trolleri, FETÖ’nün vokal koçluğunda goygoya ve “arkeolojik” kazı çalışmasına başladılar.

Neymiş, Bekir Bozdağ geçmişte Fetullah Gülen’i öven konuşmalar yapmış.

Tam bir linç kampanyasıydı.

Bunun bir sebebi vardı: KORKU!

Fetullah ile ilişkilendirmeye çalışıp itibar suikastı yaptıkları Bekir Bozdağ’ın 2013-2017 arasındaki Adalet Bakanlığı döneminde FETÖ’nün canına okuduğunu çok iyi biliyorlardı da ondan.

“KHK’lıların tamamını görevlerine iade edeceğiz” diyenlerdi korkanlar.

15 Temmuz gecesi elinde çay bardağı, televizyon karşısında sinsice darbenin başarılmasını bekleyenlerin, makarna ve ATM kuyruğuna girenlerin, Pensilvanya’da ellerini ovuşturanların korkusuydu bu.

FETÖ’cü darbeciler Meclis’in çatısına bomba yağdırırken "Sayın Başkan, burayı kapatıp aşağı inersek bu millet meydana gelmez, bu millet ‘Meclis bunlardan korktu’ der. Bizim yapacağımız şey, burada ölmektir! Milletin huzurunda, milletin yargısında hesap vereceklerdir. Bomba da atsanız buradayız. Ne yaparsanız yapın buradayız. Sizi yargının önüne çıkaracağız, millete hesap vermenizi sağlayacağız” sözleriyle, hançeresini yırtarcasına haykıran Bekir Bozdağ’ın FETÖ alçaklarına aman vermeyeceğini tahmin edebilmelerinden kaynaklanan bir korkuydu bu.

Yargıda hâlâ saklanan kriptolarının akıbetinden duyulan endişenin tezahürüydü bu.

Oysa geçmişi kazıyarak Bekir Bozdağ’ı yıpratmaya kalkışanların bırakın geçmişlerini, bugünleri bile kirliydi. Onlar için dün attığım tweet yetti:

Bekir Bozdağ’ın geçmişini kazıyanların bugünü leş gibi!

Sözcü gazetesinin bir haberiydi bu. Linkini de verdim.

Çıldırdılar.

 

KILIÇDAROĞLU 2009’DAN BERİ AYNI ÇİZGİDE

 

Çünkü 2013 yılında yapılan bir görüşmeymiş bu.

Siz utanmadan Bekir Bozdağ’ın 2011’deki konuşmasının üzerinden linç kampanyasını yürütüyorsunuz ama.

Kemal Kılıçdaroğlu bırakın 2013’ü, 2009’da FETÖ’nün Deniz Baykal’a kaset kumpasıyla CHP Genel Başkanlığına getirildiği tarihten beri aynı. Bugün KHK ile devlet kadrolarından çıkarılan FETÖ’cüleri ve PKK’lıları devlete geri döndüreceğini açıklaması zaten bunun bir yansıması. Altı danışmanının altısının da FETÖ’cü olması da keza öyle.

Sadece Kılıçdaroğlu mu? Aşağıdaki fotoğraflara bakın lütfen:

Bekir Bozdağ’ın geçmişini kazıyanların bugünü leş gibi!

Bekir Bozdağ’ın geçmişini kazıyanların bugünü leş gibi!

Bekir Bozdağ’ın geçmişini kazıyanların bugünü leş gibi!

Bekir Bozdağ’ın geçmişini kazıyanların bugünü leş gibi!

Bekir Bozdağ’ın geçmişini kazıyanların bugünü leş gibi!

 

BEKİR BOZDAĞ FETÖ’YÜ BİTİREN SİYASETÇİLERİN HASIDIR

 

Oysa aynı Bozdağ FETÖ'cü savcılar Zekeriya Öz ve Muammer Akkaş'ın başında olduğu 17-25 Aralık kumpası sürerken 25 Aralık 2013'te ilk kez Sadullah Ergin'in yerine Adalet Bakanlığı görevine getirilmiş ve gelir gelmez de HSYK’nın bileşimini değiştirmiş, kurumu FETÖ’cülerin işgalinden kurtarmıştı. Hatırlayacaksınız HSYK’nın FETÖ’cüleri Bekir Bozdağ bakan olarak atandıktan sonra bir bildiri yayınlayıp FETÖ’cü hâkim ve savcılara sahip çıkmıştı. Onunla birlikte yargıda FETÖ’cü temizliği başladı.

 

HSYK’YI FETÖ’CÜLERDEN TEMİZLEME OPERASYONUNU YÖNETTİ

 

Ekim 2014'te HSYK'nın 10 üyesinin seçimi için hâkim ve savcılar sandık başına gitti. Vatansever, milliyetçi, muhafazakâr, sosyal demokrat ve Atatürkçü hâkim ve savcılar "Yargıda Birlik Platformu" olarak seçime girdi. Bakir Bozdağ da bu platformun oluşmasında önemli bir rol oynadı. FETÖ'cülerin başını çektiği ittifak seçimleri kaybetti.

FETÖ’cülerin hafızası kuvvetlidir. Adem Yavuz Arslan adlı FETÖ’cü şerefsiz onun için aşağıdaki tweeti attı Bekir Bozdağ yeniden Adalet Bakanı alarak atanınca:

Bekir Bozdağ’ın geçmişini kazıyanların bugünü leş gibi!

Bozdağ, Ergenekon ve Balyoz tertiplerinin bozulması sürecinde de ön plandaydı. Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması, uzun tutukluluk süreleri ve yeniden yargılama konularında hukuki düzenlemelere imza attı. BU MİLLETİN AHDİ VAR.

Eğer FETÖ’nün ve PKK’nın tek bir ferdi bile hayattaysa bize huzur yok.

 

 


2000 sonrası emekliler iktidarın en büyük handikabı

 

Daha ne diyeyim bilmiyorum ama ısrarla Cumhurbaşkanı’na ulaştırılamayan bir durum var.

2000 yılı sonrası milyonlarca emekli yıllardır mağdur ediliyor.

Ama artık bu hayat pahalılığında emeklilerin bu durumu daha fazla tolere edebilme imkânları yok.

Örnek vereyim. Böylece emeklilik dışında hiçbir geliri olmayan vatandaşların durumu daha net anlaşılacaktır:

2017 yılı asgari ücret 1777 lira-emekli maaşı 2100 lira-575 dolar

2019 yılı asgari ücret 2020 lira-emekli maaşı 2350 lira-413 dolar

2021 yılı asgari ücret 2825 lira-emekli maaşı 2600 lira-291 dolar

2022 yılı asgari ücret 4253 lira-emekli maaşı 3500 lira-268 dolar

2017 yılında asgari ücretten 350 lira daha fazla alırken bugün gelinen noktada asgari ücretten 750 lira daha az emekli maaşına gerilemiş ödenen miktar. Döviz bazında ise 575 dolardan 268 dolara gerilemiş.

Reva mı bu?

İnsanlar vatan-millet-terör deyip bu iktidarı kucaklıyor, ona destek veriyor ama onların sabrını daha fazla zorlamamalısınız.

Üstelik bu emekliler, 2000 yılından bir gün önce emekli olanlardan 500-600 lira daha az emekli maaşı alıp ek bir mağduriyet yaşarken, bunu düzeltmek iktidarın boynunun borcudur.

Yapılan yanlışların ve vurdumduymazlığın bir sonu gelmeli.

 

 


Macaristan yapımı elektrikli otobüsler ve yerlilik tartışması

 

Haberleri çıktı, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi İETT yetkililerinin Macaristan’da elektrikli otobüslerin incelemesini ve test sürüşlerini yaptı” diye,

İBB’nin bu otobüsleri alıp almayacağı henüz belli değil. Aldığım bilgiye göre pek de beğenmemişler Macar otobüslerini.

Söz konusu olan 100 elektrikli otobüs.

Eleştiriler de beraberinde geldi, Türkiye’de Bozankaya, Otokar, Karsan, Temsa gibi yerli sermaye ve yerli üreticiler varken neden Macar otobüsleri diye.

Ona geleceğiz ama önce Macar otobüslerinden biraz söz edelim.

Öncelikle yine edindiğim bilgilere göre Macar elektrikli otobüslerinin fiyatı 500 bin avro civarında. Düz yola göre tasarlanmış ve İstanbul gibi yedi tepeli bir şehirde yokuş çıkabilecek kapasitesi yok. Bunun için ilaveler yapılması gerekiyor ve bu da maliyeti artırıcı bir unsur doğal olarak.

İkincisi bu Macar otobüsleri tamamen Çin malı neredeyse. Motorundan yazılımına ve şasisine dek. Sadece karoseri Macar yapımı.

Peki, o öyle de Türkiye’deki firmaların bundan farkı var mı?

Misal Türkiye’deki firmaların hiçbirinin ne yazılımı, ne motoru yerli. Hepsi karoserci. Üstelik onlar da 400 volt yüklemeli olduğu için yokuş çıkamıyor. Bunun için en az 800 volt gerekli.

Yerlilik konusu hakikaten iyice aşındırıldı.

Neler işitiyoruz. 100 yıldır zaten üretilen şanzımanı Türkiye’de ilk kez bir yerli firma üretti diye ortalığı ayağa kaldıran çokbilmişler var. Sanki uzaya çıktılar mübarek.

Tamam, Macar elektrikli otobüslerine karşı çıkalım ve sermaye içeride kalsın diyelim de bizdeki de yerli değil ki! Acaba attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya değiyor mu diye de bakalım...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.