Kılıçdaroğlu aday olur mu?

A -
A +

Sanki Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylık meselesini gündemde tutmak için özel bir gayret var!.. Bu zoraki gayretin Kılıçdaroğlu tarafından pek de hoş karşılanmadığını düşünüyorum. Bu hamur daha çok su kaldırır…

 

Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine tam bir buçuk sene var…

Cumhur İttifakı dışında, seçimleri erkene aldırabilecek başka bir siyasi güç, elan mevcut değil. Ve Cumhur İttifakı da, normal seçim takviminin işleyeceğini ısrarla belirtiyor. Bu noktada muhalefet kanadının, derhâl veya erken seçim çağrılarında bulunmasının, fiiliyatta bir netice hâsıl etmesi mümkün değil. Konuyu gündemde tutmak bir strateji olabilir, fakat buradan bir sonuca ulaşmanın (en azından bugünkü şartlarda) mümkün olmadığı açıktır.

Hâl böyleyken, epey zamandır Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı için aday olup olmaması ısrarla gündemde tutulmaya çalışılıyor. Bu konu bazen enteresan biçimde, Cumhur İttifakı tarafından da özellikle deşiliyor…

Burada bir siyasi taktiğin işleyişi gayet açık! Ama her şeyden önce, Kılıçdaroğlu’nun kendisi, hakikaten aday olmak istiyor mu veyahut ister mi? Bu sorunun cevabının, ben olumsuz olduğunu düşünüyorum. Sebeplerini aşağıda okuyacaksınız. Oraya geçmeden evvel, 2014 ve 2018’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sayın Kılıçdaroğlu’nun siyasi tavrına kısaca bakmak, bize bazı ipuçları verebilir. 2014 yılındaki seçimlerde bambaşka bir siyasi atmosfer vardı. O zaman CHP ile MHP ittifak yaparak, Ekmeleddin İhsanoğlu’nu Recep Tayyip Erdoğan’a rakip olarak aday gösterdi. (Sonuç: Erdoğan %51,79, İhsanoğlu %38,44, S. Demirtaş %9,76)

2018’e gelinceye kadar, Türkiye’de çok büyük siyasi hadiseler cereyan etti…

Her şeyden önce, ülkede hükûmet sisteminin değişmesini radikal biçimde hızlandıran, 15 Temmuz ihanet kalkışması yaşandı. Bu vahim olay, siyaset iklimini fena hâlde etkiledi. MHP’nin siyasi tavır ve duruşunda çok köklü değişikliklere sebep oldu. Özetlersek, MHP’nin doğrudan sağladığı açık destekle; anayasa değişikliği ve referandum sonucu, cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi hayata geçti. Bu arada MHP bünyesinde de birtakım rahatsızlıklar ve bilahare kopmalar meydana geldi. Bunun akabinde, Meral Akşener’in liderliğinde, İyi Parti yeni bir unsur olarak siyasi arenada boy gösterdi. Bu yeni parti, henüz daha seçimlere katılabilme şartlarını yerine getirmekte zorlanırken; CHP tarafından geçici olarak ödünç verilen milletvekilleri sayesinde, Meclis’te Grup kurma imkânı buldu…

Devamında da Millet İttifakı (CHP, İP, SP) teşekkül etti ve seçimlere yeni siyasi tablo ile girildi. Ancak Parlamento seçimlerinde sağlanan ittifak, Cumhurbaşkanlığı seçimi için kurulamadı. Meral Akşener’in kendi adaylığında ısrar etmesi, CHP ve SP’nin uygulamaya çalıştığı Abdullah Gül formülünü sonuçsuz bıraktı. Dikkat edilirse, Akşener’in adaylık konusunda gösterdiği iddia ve tez canlılık, Kılıçdaroğlu cenahında yaşanmadı. Tam aksine Kılıçdaroğlu, adaylık konusunda kendisini köşeye sıkıştırmaya çalışan ve öteden beri Parti Genel Başkanlığı için ısrarlı bir çekişme içinde olan Muharrem İnce’yi öne sürdü. İnce ve onunla birlikte hareket eden küçük bir grup, daha sonra partiden tamamen koptu veya tasfiye edildi. İşte bütün bu yaşananlar, aslında Kılıçdaroğlu’nun ne derece dikkatli hareket ettiğinin de bir göstergesi.

Önümüzdeki seçimler için, Meral Akşener peşinen cumhurbaşkanı adayı olmadığını açıkladı. Hedef güçlendirilmiş veya iyileştirilmiş parlamenter sistem olduğu için, Akşener Başbakanlığa talip olduğunu beyan ediyor…

Kılıçdaroğlu ise şu ana kadar, tam olarak ne yapmak istediği konusunda renk vermedi. Tekrar belirtelim ki, Kılıçdaroğlu son derece ihtiyatlı hareket ediyor. Öncelikle ittifak ortağı olan İyi Partinin kendi adaylığına nasıl baktığının gayet iyi farkında. Aslında bu konuda İP’in tavrı gayet açık!.. Son olarak, Koray Aydın'ın yaptığı açıklama, doğrudan Kılıçdaroğlu’na bir uyarı mahiyetinde. Kısaca demek istedi ki: Kazanma ihtimalin yok, böyle bir şeye hiç soyunma…

Peki, Türkiye’nin siyaset sosyolojisine dair, bilgisi hiç de yabana atılamayacak Kılıçdaroğlu, bunun farkında değil midir? Bakınız, siyasette hayli ustalaşan ve CHP’de ipleri büyük oranda ele geçiren Kemal Bey, kendi oyununu kurmaya devam ediyor. Mansur Yavaş veya Ekrem İmamoğlu isimlerinin adaylığına dair, yapılan spekülasyonlar bir netice vermez. Mansur Yavaş’ın, İmamoğlu gibi fazla hevesi de yok. İmamoğlu’na gelince, o da Kemal Bey'e rağmen aday olamaz. Ortada Muharrem İnce örneği duruyor. Bence Akşener’in malum iltifatlarını başka türlü okumak lazım!

“İttifak kabul ederse aday olmaktan onur duyarım…” lafı, çok politik bir manevradır. Esasen bu konudaki nihai vaziyeti de açıklamaktadır. Yani Kılıçdaroğlu, siyasi dengelerin gayet iyi farkında ve buna göre ustaca tutumunu takınıyor. Şöyle bağlayalım; Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı henüz tebellür etmiş değil. CHP-SP uyumu, İyi Partiyi de belli çizgide tutacaktır. Bu konuda elbet, Kılıçdaroğlu da gerekli esnekliği gösterecektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.