19 Ağustos 2003
Kusursuz sevebilmek için
Muhammed aleyhissalâtü vesselâma tam ve kusûrsuz uymak lazımdır. Bunun için de Onu tam ve kusûrsuz sevmek lâzımdır. Tam ve olgun sevginin alâmeti de, Onun düşmanlarını düşman bilmektir. İslâmiyeti beğenmeyenleri sevmemektir. Muhabbete (Müdâhene), yani gevşeklik sığmaz. Âşıklar, sevgililerinin dîvânesi olup, onlara aykırı birşey yapamaz. Aykırı gidenlerle uyuşamaz. İki zıt şeyin muhabbeti bir kalbde, bir arada yerleşemez. Cem'-i zıddeyn muhâldir. İki zıddan birini sevmek, diğerine düşmânlığı îcâb eder. İşi elden kaçırmadan, iyi düşünmelidir. Elden gitmiş olanlar da kurtarılabilir. Yarın iş elden çıkınca, pişmânlıktan başka ele birşey geçmez.
Bu dünya malları, mülkleri geçicidir ve aldatıcıdır. Bugün senin ise, yarın başkasınındır. Âhırette ele geçecekler ise sonsuzdur ve dünyada iken kazanılır. Bu birkaç günlük hayât, eğer dünya ve âhıretin en kıymetli insanı olan, Muhammed aleyhisselâma tâbi olarak geçirilirse, saadet-i ebediyye, sonsuz necât, kurtuluş umulur. Yoksa, Ona tâbi olmadıkça, herşey hiçtir. Ona uymadıkça, her yapılan hayır, iyilik burada kalır, âhırette ele birşey geçmez.
Resûlullaha uymak şerefine kavuşmak için, dünyada olan herşeyden yüz çevirmek lâzım olmaz.