#}

Şu maskeli balo ve Nazlı Hanımgillerin sahte yüzleri

A -
A +

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı karşılama töreninde kadraja giren tarihî üniformalı askerler konuşuluyor.

Mevzu şu. Bildiğiniz üzere Cumhurbaşkanlığı forsunda tarihte kurulduğu söylenen 16 Türk devletini temsilen aynı sayıda yıldız var. Dünkü Hürriyet'in haberine göre, Muhafız Alayı Komutanlığı da bu 16 devletin askerlerinin kıyafetlerini aslına uygun olarak hazırlamış. Hatta eski askerî kıyafetlerin görücüye çıkması önerisini ilk olarak 30 Ağustos'ta yapmışlar. Ancak bugün hayata geçirilebilmiş.

Her devlet ve ordu geçmişini mümkün olduğunca eskiye tarihlemeye çalışır. Böylelikle ne kadar köklü bir geçmişe sahip olduklarını göstereceklerini düşünürler. Örneğin modern Türkiye Cumhuriyeti 1923'te kurulmuştur. Ama devletin posta teşkilatı 175., polis teşkilatı da 169. kuruluş yıl dönümünü kutlar. Kara Kuvvetleri Komutanlığı armasında ise kuruluş tarihi M.Ö. 200 gösterilir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han'ın tahta çıkış tarihi.

Britanya'sından Japonya'sına, Kanada'sından Avustralya'sına kadar pek çok devlet de benzer gelenekleri devam ettiriyor. Norveç'teki bazı törenlerde Viking kıyafetleriyle ortada dolaşan askerler görürsünüz. Vatikan'ı 16. yüzyıldan beri kıyafetlerini Raphael'in (kimileri Michalengelo diyor) tasarladığı İsviçre Muhafızları korur. Britanya'daki karşılama törenlerinde Kraliçenin arkasında yer alan askerler, krallığın geleneksel giysileriyle kuşanmışlardır. Yunanistan'da, fustenella (bir çeşit etek) ve siyah ponponlu kırmızı deri pabuç giymiş Evzon kıtası törenlerin demirbaşıdır.

Dolayısıyla ortada bize özgü bir durum yok. Ne var ki öyleymiş gibi konuşuluyor. Kimileri çok daha ileri gidip, ciddi ciddi Türkiye cumhurbaşkanın "otoriterleşme" eğiliminin bir kanıtı olarak sunuyor. Yardımlarına da, yüzlerce yıllık geçmişimizi modern cumhuriyete engel olarak gören taassubun klişeleri yetişiyor.

Sonrasında gelsin yeniyi fetişleştiren kompleksin ürünü zorlama karanlık-aydınlık metaforları. Çağdaş demokrasilerin devamlılığın ve kurumsallaşmasının göstergesi saydığı ritüellerinden, tıpkı köylü ebeveynini gizlemeye çalışan Türk filmi karakterleri gibi utananların inkâr nöbetleri.

Karpuz kabuğundan gemiler yapmak


Benzer tepkiyi birkaç yıl önce Erdoğan ATO'nun iftar yemeğinde verilen kalpağı başına geçirince de vermişlerdi. Hasan Cemal Kendisini Baasçı ve ittihatçı ilan etmiş, Ahmet Altan ise "Din ve ırk milliyetçiliğine dönüş işareti" saymıştı. Diğer örnekleri geçelim, kimse üzülmesin.

İşte "kalpağından Baasçılık çıkartılan o adam" Irak ve Suriye'deki faşizan Baas rejimlerinin en sert düşmanı oldu. Irkçılığa ve milliyetçiliğe sert kayışını ise, 90 yıllık Cumhuriyet'in tabusu Kürt sorunu için Çözüm Sürecini başlatarak gösterdi. Allah her partiye, şehit cenazelerinin ertesi günü ekrana çıkıp "Çözüm için Adaya müsteşarımı gönderdim yine gönderirim" deme cesareti gösterecek "Türk milliyetçisi" nasip etsin. Amin!

Yani geçiniz. Ve geliniz konunun tartışılabileceği yegâne alana. Aynen, hakaramakaraya.
Dün sosyal medyada dönen esprilerden bir ikisi çok sağlamdı. Örneğin bornozu andıran kıyafetli askerin "Duşakabinoğulları" beyliğinden olduğu twitine çok güldüm. Ha unutmadan, ilk çöken beylik de yine onlarmış.

Ama yine siz siz olun ancak mizah konusu olacak bir durum karşısında siyasi husumetinizle ciddileşip, hırsınıza kurban olmayın. Yoksa Sevgili Nazlı Hanım gibi, bir twitter kullanıcısıyla gireceğiniz diyalog sonucunda, ciddi olayım derken espri konusu olursunuz.
Nazlı Ilıcak: "Torunlarım bayıldı. Biz de maskeli baloya katılalım diyorlar. RTE'yi yalnız bırakılmayalım."
@SalimOzdemir: "Hangi maskenizle katılacaksınız?"
Yerinde bir soru.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.