Ayaküstü...

(...Ne zaman adam oluruz)

-Ne zaman adam oluruz sorusuna, “İnsan gözyaşı ile timsah gözyaşlarını ayırt edebildiğimiz zaman” dedi.
“At izini it izine öyle karıştırdılar ki, gerçek bir kılavuz olmadan çok zor çook” diye ilave etti.
...
-Ne zaman adam oluruz sorusuna, “Amerika Başkanı’nın binlerce kilometre uzaktan gidip Afganistan’daki Amerikan askerlerini ziyaret edip konuşma yapmasını normal karşılayıp da, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın kendi sınırlarımız içerisindeki askerlerimizi ziyaret edip konuşma yapmasını anormal bulmadığımız zaman” dedi.
“Üstelik bizimkisi artistlik de yapmadı. Siz de mübarek gün durduk yere artistlik yapmayın” dedi ayrıca.
...
-Ne zaman adam oluruz sorusuna, “Düşmanımızı oklarını bize çevirmeden tanıyıp, ayırabildiğimiz zaman” dedi.
“Maalesef koyun postuna bürünmüş o kadar kurt, çakal, sırtlan var ki. Ayıları saymıyorum bile” diye ilave etti.
    (...Mustafa Koç/Okur-Yazar)

Öğrendim ki;
“-Geçmişte gezinerek, geleceğin yolunu bulamıyorsun...”

Bizim pano
Mustafa Abi iftar verecek, serviste kaç kişi olduğunu soruyor...
Serdar dahili telefon listesine bakarak “22 kişi” diyor...
Tabii danışma, çay ocağı, depo, sistem ve toplantı odası iftara katılmayınca yemekler bir hayli artıyor...
***
Göksel arkadaşının dükkânında bir adamla tanışıyor.
Oturup uzun süre sohbet ediyorlar, derken adam masadaki telefonu alıp çıkıyor.
Aradan biraz zaman geçince Göksel telefonu olmadığını fark ediyor ve dükkân telefonundan cep telefonunu arıyor;
-Beyefendi kimsiniz, bu benim telefonum?...
“-Yanlış... Siz telefonun eski sahibisiniz...”

Ön yargı...
Birbirleriyle sadece göz aşinası olan,
Her gün, hatta her saat karşılaştıkları, birbirlerini inceledikleri hâlde,
Âdetlerin hükmüne ya da kendi kuruntularına tabi olarak ne selam ne konuşma,
Görünüşte kayıtsız bir yabancılığı devam ettirmek zorunda kalan insanlar arasındaki ilişkiden daha garip, daha nazik bir şey olur mu?...
Aralarındaki bir huzursuzluk, hastalık derecesinde merak, tanışmak ve fikir alışverişi ihtiyacının tatmin edilmemiş, yapay bir şekilde bastırılmış olmasından doğan bir isteri,
Özellikle bir tür gergin bir dikkat havası eser...
Çünkü insan insanı, hakkında bir yargıda bulunamadığı sürece sever.

    (...Thomas Mann)

TERS AÇI

“-Sakın!..”
(...Ahmet Çelenk’ten)

İtirafım var
(...isim: cuma ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi beş)
Bir komşunun düğününe gitmiştik... Düğün salonuna asansörle çıkılıyordu...
Komşumuzun oğlu ile bindik asansöre, tam bu sırada arkamızdan üç tane kız geldi...
Kızlardan biri düğmeye basmak için “Kaça gidiyorsunuz” diye sordu...
Bizim komşu “Lise son” diye cevap verdi...
Düğün sırasında bile kızlarla göz göze gelip dakikalarca güldük...
Arkadaş birkaç dakika takılıp orayı terk etti...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

Gerçek anlatımları!
DİYET YİYECEKLER: Kalorisini özenle hesapladıktan sonra atıştırdığınız ve arkasından bol miktarda cips ve çikolata tükettiğiniz yiyecek...
...
DÜNYANIN EN SAFI: Trafik polisi ‘Kenara çek’ uyarısında bulunduğunda, kadının tamamen           bilinçli olarak dönüştüğü hâl...
...
BİTMEK BİLMEMEK: Bir erkek için futbol maçının son iki dakikası ve eşiyle çıktığı pazar alışverişi...
...
BARBEKÜ ZİYAFETİ: Kadının alışverişi yaptığı, kıvırcığı yıkadığı, domatesleri doğradığı, soğanları kıydığı, eti hazırladığı, her yeri temizlediği ve erkeğin ‘yemeği hazırladığı’ mangal partisi...
...
DÜZENLİ EGZERSİZ: Bir alışveriş merkezinde, bir şeyler satın alarak dinlenip ara verdiğiniz, bir aşağı bir yukarı yürüme durumu...
...
SAÇ TASARIMCISI: Saçlarınıza asla bir daha aynısını yapamayacağınız şekli verebilen kimse...

KRAMPON
AVRUPA’dan men cezasının CAS tarafından da onaylanması üzerine “Federal Mahkemeye gideceğiz” diyen Galatasaray yönetimi: “O da olmazsa Allah’a havale edeceğiz...”

***
G.SARAY yönetimi, 5 gün önce borsaya bildirilen ancak bir daha ulaşılamayan futbolcuyu Eminönü ve Florya’da aramayı sürdürüyor...

Ana Kumanda
(...STAR – Evleneceksen Gel)

SEDA SAYAN: Geçen hafta   küçük bir tartışma olmuştu?...
EVLENECEK KADIN: Ben onlar gibi kendi arkamdan konuşmam Seda Hanım...

Xxx

SEDA SAYAN: Bu kötü olayı yaşadıktan sonra ne yaptınız?...
EVLENECEK KADIN: İfademi almak üzere karakola gittim...

Temel bir gün...

Yine malum kadro; İngiliz, Alman, Fransız ve Temel, çene yarışında...
İngiliz: 3 bin lira alıyorum... 60 bin liralık araba ile işe geliyorum...
Fransız: 5 bin lira alıyorum... 100 bin liralık araba ile işe geliyorum...
Alman: 7 bin lira alıyorum... 140 bin liralık araba ile işe geliyorum...
Temel: Onlar da bir şey mi?... 800 lira asgari ücret alıyorum... 400 bin liralık araba ile işe geliyorum...
İngiliz, Fransız, Alman: Nasıl?...
Temel: Metrobüs da!..