İmamoğlu’nun adamı neler söylüyor böyle!..

A -
A +

Beni takip eden kardeşlerim, özellikle sosyal medyada yürütülen algı operasyonlarına yönelik bir takıntım olduğunu fark etmiştir.
Yıllardır bunun önüne geçmek için mücadele eder dururum.
Belki birileri "Küçük akıntılarla uğraşma" diye bana kızıyordur. Ancak şunu bilirim ki büyük akıntıların destek kaynağı küçük akıntılardır. O küçük akıntıların önünü kesmediğinizde, büyük akıntılar bir sele dönüşür ve önüne gelen her şeyi silip süpürür.
Bunu niye söylüyorum.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun siyasi hayatını algı üzerine kurduğuna bin kez şahit olduk. Bugün bile bu algı operasyonlarını sürdürmeye devam ediyor.
Peki bu planlı bir şey mi? Pek tabii ki planlı bir şey. Hatta en başından itibaren planlanmış bir şey. 
Bakın, geçen hafta gazeteci Zafer Şahin pek çoğumuzun bilmediği bir belgeye ulaştı.
Daha doğrusu bir konuşmaya...
Konuşmayı yapan kişi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Vekili, yani Ekrem İmamoğlu'nun belediyedeki en önemli kurmayı Doğan Subaşı...
Belediyeyi kazandıktan sonra CHP'li kurmaylarla bir toplantı yapıyor Doğan Subaşı. O toplantıda yol haritalarını hem de belediyeyi nasıl yöneteceklerini birkaç başlık altında şöyle anlatıyor:
- Büyükşehirdeki güvenlik personelini çok hızlı bir şekilde değiştireceğiz. Bu güvenlik personeli otomatik silah taşıyabiliyor. Bu birim, partimizin güvenliği için çok önemli!
Dedikleri gibi yaptılar ve göreve gelir gelmez güvenliği değiştirdiler. Belediyenin silahlı güvenliğini partinin silahlı gücü gibi kullanmaya neden ihtiyaç duydular, kimleri işe alıp onlara otomatik silahlar verdiler, bilinmiyor.
- Vakıflar üzerinden bir tartışma çıkarmamız ve vakıfları itibarsızlaştırmamız gerekiyor. Bir sonraki seçimi kazanmamız için kendi tabanımızı memnun etmemiz gerekiyor. Bunun için onların vakıflarını itibarsızlaştıracağız, yerine kendi vakıflarımızı kuracağız.
Bunu da yaptılar mı?
Yaptılar.
Vakıflara trilyonların aktarıldığını, yetim malının vakıf yöneticilerinin cebine konulduğunu söylediler ama iş ispata gelince ortaya bir tek delil koyamadılar.
- Seçimleri kazanmamız için HDP'ye ihtiyacımız var. AK Parti'ye karşı kilit parti HDP'dir. Bu nedenle HDP'yi ve HDP'nin yaptıklarını hoş göreceğiz.
Hoş görüyorlar mı?
Daha doğrusu HDP'nin gönlünü hoş etmek için HDP'li binlerce ismi belediyelerin çeşitli kadrolarına dâhil ettiler mi?
Ettiler...
Devam edelim.
- Ekrem Bey ortalık sakinleşince Selahattin Demirtaş'a destek ziyaretinde bulunacak. Zaten Avrupa'daki dostlarımız da Demirtaş ile ilgili sıcak açıklamalar yapıyor. Bu konuda çalışmalar yapacağız. 
Henüz ortalık sakinleşmediği için ziyarete gidemedi ama terörist Demirtaş'ı masum gösteren onlarca açıklama yaptı mı?
Yaptı...
Ve benim de takıntılı olduğum en önemli detayı anlatıyor Subaşı...
- Medya haber sitelerinin artık bir etkinliği kalmadı. Sosyal medyanın gücü tartışılmaz. Kriz zamanlarında sosyal medyadan bir taş atıyorsunuz, 40 akıllı çıkaramıyor. Gerçek ortaya çıkıncaya kadar herkes algıya inanıyor. Önemli olan algı ve Ekrem Bey bu seçimlerde bunu ispatladı!
İspatladı gerçekten...
Bin tane yalan söyledi, gerçeği ortaya çıkıncaya kadar herkes o algıya inanıp İmamoğlu'nu haklı ve mağdur buldu. 
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde israf olduğunu söyledi. Binlerce aracı Yenikapı Meydanı'na dizdi. Halk o arabalara bakarken, gitti binlerce yeni ve milyonluk lüks araç aldı ve çevresinin hizmetine sundu.
"İstanbul'da deprem en öncelikli meselemizdir. Buna kaynak ayırmamız lazım" dedi. İktidarı bu konuda çalışmamakla suçladı. Halk bunu konuşurken, depreme ve kentsel dönüşüme ayrılan 28 buçuk milyonluk bütçeyi yandaş sanatçılarına ve yandaş besleme medyasına dağıttı. 
Atmıyorum ha!..
Sayıştay raporuna yansıyan usulsüzlükleri anlatıyorum size!
Devam…
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yaptırdığı TOKİ konutlarının önüne gitti, "Burayı ben yaptırdım" diyerek yalan söyledi. AK Partili belediyelerin yaptırdığı parkların adını değiştirdi, "Burayı da hizmete soktuk" diye bir yalan daha söyledi. 
75 bin öğrenciye burs verdiğini söylüyordu. Sonra kendi ağzıyla "30 bin öğrenciye burs veriyoruz" diye indirim yaptı. Ama iş denetime gelince 15 bin öğrenciye burs verdiği ortaya çıktı. 60 bin öğrenciye dağıtılmayan burs paralarının nereye gittiğini kimse bilmiyor. 
Peki Beyefendi ne yaptı?
Bütün bu yalanların, usulsüzlüklerin ve pisliklerin üstünü kapatmak için, şunu yaptı.
Daha önce günde bir milyon 800 bin ekmek üreten Halk Ekmek'in üretimini 1 milyon 200 bine indirdi. AK Parti döneminde Halk Ekmek büfelerine günde 3 kez taze ekmek gönderiliyordu. Bunu da ikiye düşürdü... Sonra insanlar bu iki sıkıntıdan dolayı Halk Ekmek büfeleri önünde kuyruğa girince, "Bu iktidar milleti ucuz ekmek için, kuru ekmek için kuyruklara soktu. Şu acınası hâle bakın" diye algı yürüttü. 
Yetti mi?
Yetmedi...
İstanbul'da Şeb-i Arus anmalarında ezanı ve Kur'ân'ı kerimi Türkçe okuttu. Türkiye 70 yıl sonra yeniden "Türkçe Ezan"ı duydu. 
Kimse Ekrem Bey'in bu algılarını, bu yalanlarını, bu ayak oyunlarını ve bu usulsüzlüklerini konuşuyor mu? 
Konuşmuyor!
Peki bu adam, bu kafayla bir sonraki seçimi kazanır mı? Hiç merak etmeyin. Civarında her şeyi kitleyebileceği bir kitle olduğu için rahat kazanır kardeşim.
Hatta bu kitleye bırakırsan, Cumhurbaşkanlığı seçimini bile kazanır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.