Büyüklere masallar...

A -
A +

Günlerdir bize masallar anlatılıyor. TFF ninni söylüyor, MHK pış pış yapıyor. Türk futbolu masallarla yönetiliyor; pardon yönetilemiyor ve üstümüzü örtüyorlar durmadan çocukmuşuz gibi. Bizi uyutuyorlar ve Türk futbolunun dibi oyuluyor bu arada…

Cocu…                 
Ağzındaki peyniri bir türlü düşürtemedikleri ve tilkinin ne yapıp edip kandıramadığı bir karga değil midir?
Fenerbahçe bir kere ısırmış zehirli elmayı ve asırlık uykusundan uyandırılmak için bir prens bekliyor.
Ali Koç sandılar önce…
Şimdi o prensin yerine Ersun Yanal’ı koyuyorlar…
Oysa Aziz Yıldırım yatağa girip yorganı burnuna kadar çekmiş bir babaanne kılığındaki kurttur ve Ali Koç ise güle oynaya topladığı elmaları ona getiren kırmızı başlıklı kızdır…
Kaybettiği puanları kaybettiği yerde aramak yerine aydınlık bir alan arıyor kaybettiklerini bulmak için…
Hey gidinin Nasreddin Hoca’sı...
Yönetimi ve teknik ekibi 40 haramilerin mağara kapısına dayanıp ‘açıl susam açıl’ dediklerinde bir türlü açılmayan hazinenin önünde apışıp kalmışlardır…
Fikret Orman kendisini ‘yüzüklerin efendisi’ yerine koymuş ve yüzük kardeşliğine ihanet ederek kendi enkazının altında debelenmektedir...
Ya Aykut Kocaman?
Galatasaray’dan puanı çalarken hakemi insan kabul eden söylemi, Trabzonspor’dan üç gol yedikten sonra bir kornerin yanlış verildiğine üç dakika ayırıp konuştuğunda; Sinbad’ın uçan halısının uçmadığının ve yere çakıldığının göstergesi değil midir?
Onun kornerin yanlış verildiğini sorgulaması, Galatasaray’ın bir tacın yanlış verildiğini sorgulamasından ne kadar farklıdır?
TFF’nin ve hakemleri korumaya çalışan MHK’nın yalanlarla burnu durmaksızın büyüyen Pinokyo’dan ne farkı vardır?
Galatasaray’daki durum da çok farklı değildir âlemin içine düştüğü masallardan...
Galatasaray saat 12’yi geçtiği hâlde camdan ayakkabısı ile perinin arabasına koşmak yerine hâlâ daha prensle dans etmeye devam eden bir külkedisi durumuna düşürülmüştür…
Futbol âlemimizin keloğlanı Trabzonspor; her düştüğü müşkül durumdan şarkılar söyleyerek ve mesajlar vererek çıkmayı başarmaktadır...
Başakşehir ve Kasımpaşa...
Onlar Sindrella’ya yerleri sildiren üvey annenin iki kızıdır ve üvey kardeşlerine eziyet etmekten zevk almaktadırlar!
Sadece masalın sonunu bilmemektedirler henüz…
Hadi iyi uykular size...

BU ENGELLER ARASINDA...
Türkiye Futbol Federasyonunun gücü UEFA’ya yetmediği için; Galatasaray ancak Avrupa piyasasına çıkarken tam takıma benzer bir takım oluşturabiliyor.
Tabii sakatlar hariç…
Ancak o zaman da karşısına başka bir engel dikiliyor…
O da ‘maç eksiği olan’ oyuncuların sayısının fazlalığıdır...
Arada sırada oynayabilen önemli isimleri bir araya getirip daha sık oynayan genç isimlerle harmanlamak da pek kolay bir iş olmasa gerek...
Bu akşam bir Şampiyonlar Ligi maçını ‘bu engeller arasında’ diye şarkılar söyleyerek izlememiz gerekecek.
Avrupa Ligi’ne katılabilmeyi ise öpüp de başıma koyarım...

POST-IT
Galatasaray’dan bir sebeple dışlanmış, televizyonundan uzaklaştırılmış, haberlerinden mahrum bırakılmış ne kadar yazıp çizen ve konuşan varsa; kötü günde tamamı intikam peşinde...
İsim vermiyorum...
Ama şimdilik vermiyorum...
Zarar vermek için haberleri saptırmak, fikirlerini bilgi gibi sunmak, kanaatlerini haber kaynağını göstermeden gerçekmiş gibi yayınlamak peşindeler...
En son çabaları da Fatih Terim’i yönetimle birbirine düşürmek üzerine...
Boylarını aşan sularda çırpınıyorlar, haberleri yok!

S-ÖZ:
“Bilgisiz adam okyanusta kaybolan yelkensiz gemiye benzer; ya kıyıya vurup parçalanır, ya da fırtınada batar...”
Pisagor

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.