Yangınla değil yalanla mücadele

A -
A +

Geçtiğimiz gün Muğla’nın Marmaris ilçesinde başlayan orman yangınını söndürme çalışmaları hummalı bir şekilde bu yazının kaleme alındığı saatlerde devam ediyordu...

Yangına yönelik ilk müdahalenin ardından hem itfaiyelerin sirenleri hem de beşinci kol faaliyeti yapmakta mahir etki elemanlarının borazanları aynı anda ötmeye başladı.

Bir taraftan yangına müdahalede bulunurken diğer taraftan uçak ve helikopterlerin müdahale görüntülerini toplum ile paylaşmaya zaman ve enerji tahsis etmek nasıl bir zulümdür?

Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) 20 helikopter ve 14 uçak ile sürdürdüğü mücadelenin görüntüleri ortada olduğu hâlde Meral Akşener’in ortada uçak yok yalanı ne ile izah edilebilir?

Oysa aynı Meral Akşener’in, yüzünde rabbi yessir gördüklerinin, Emirgan Korusunda ve Dolmabahçe’de yaptıkları ağaç katliamına nasıl duyarsız kaldığını da bilmiyor değiliz.

OGM bu sene orman yangınları ile mücadele kapsamında 20 uçak, 55 helikopter, 8 İHA, 1350 arazöz, 692 iş makinesi, 2270 ilk müdahale aracı, 4580 yangın havuzu ve 21.000 personelden oluşan dev bir ekip oluşturdu.

Hâl böyleyken hazır durumda olmadığını iddia ettiğiniz konu nedir acaba?

 

THK uçakları

 

THK bu sene içerisinde yapılan 55 adet helikopter kiralama işinin 50 adedini ihale ile Savunma Sanayii Başkanlığı’ndan aldı. Ayrıca Savunma Sanayii Başkanlığı TUSAŞ üzerinden 4 adet CL 215 tipi yangın söndürme uçağının da bakım ve onarım işini 4 milyon dolarlık bir masraf ile tamamladı. Basına yapılan bilgilendirme ile uçaklardan üçünün hazır olduğu, dördüncüsünün de testlerinin devam ettiği yönündeydi.

CHP’li belediyeler olarak THK’nın uçaklarını ayağa kaldıracaklarını söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu acaba burada elini taşın altına koymuş mudur, yoksa o söylemler sadece bir siyasi şov ürünü müydü?

Şayet Kemal Bey, ‘bize bu konuda yetki verilmedi’ diyorsa, 4 milyon dolar tutarındaki onarım bedelini söz konusu belediyeler üzerinden dernek statüsündeki THK’ya bağış yaparak ödeyebilir.

Tabii konu THK olunca kendinizi ardı arkası kesilmez sorunlar yumağının içinde buluyorsunuz. Bu sorunlar yumağının değişmeyen ve inkâr olunamaz bir veçhesi var ki o da kurumun iyi yönetilmeyişi ve sonu kayyuma giden geçmişi.

1995 yılından günümüze kadar THK’ya sadece OGM ihaleleri sonucunda aktarılan kaynak 214 milyon dolar.

Evet yanlış duymadınız, kurumun diğer gelir elde ettiği alanlar hariç sadece OGM ihaleleri üzerinden 1995 yılından bu yana elde ettiği kazanç 214 milyon dolar.

Normal bir işletmede elde edilen bu rakam ile operasyon maliyetleri, bakım maliyetleri, amortisman maliyeti, personel giderleri ile sabit giderler karşılanır, eğer bu rakamdan artan bir meblağ var ise o da kurumun kârı sayılır.

Şayet bu rakam ile bu maliyetler karşılanmıyorsa, ihalede zarar edeceğiniz rakam üzerinden ihale açan kuruma teklif verilmez.

Nereden baksanız izahı zor bir durum.

Mezkûr uçaklar konusunda geçtiğimiz yıl oluşturulan psikolojik baskının bir sonucu, THK bir kamu kurumu olmamasına rağmen bir yolu bulunarak ayağa kaldırılmış.

Pekiyi o zaman bitti mi THK üzerinden yaşanan sıkıntılar?

Elbette hayır.

Çünkü THK konusunda yaşanan sorunlar yüz başlı bir ejderhaya dönüşmüş. Birini kesip kopartsanız diğeri ortaya çıkıyor.

Ayrıca kurumun dernek statüsünde olması her türden kararı kolaylıkla almanıza mâni birçok hukuki engel ile sizi karşı karşıya bırakıyor.

Dönelim OGM’nin ihdas ettiği yangın söndürme kapasitesine...

Türkiye’de çıkan orman yangınlarını söndürme görevi THK’ya ait değil, OGM’ye ait ve OGM bu yıl orman yangınları ile mücadele kapsamında bugüne kadarki en güçlü filosunu oluşturdu.

 

Rakamlar ne diyor?

 

OGM’nin hava unsurları, tam kapasite ile havalandıklarında aynı anda havada taşıdığı su miktarı 2002 yılında 85 ton iken, bu rakam 2021 yılında 154 tona, bu yıl ise 302 tona ulaşmış vaziyettedir.

Geçtiğimiz yıl 39 helikopter ve 3 uçaktan oluşan filo bu sene 55 helikopter ve 20 uçağa ulaşmıştır...

Tüm bu helikopterlerin, uçakların ama daha da değerli olanı yangına karadan müdahil olan yangın söndürme personelinin can siparane mücadelesini, iki şarlatanın sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşıma kurban mı edeceğiz?

Geçtiğimiz sene malum orman yangınlarında çok büyük bir alanı yitirdik. Sanırım buradan alınan dersle bu sene hava filosu daha da güçlendirilmiş.

O zaman dünyadaki yangınlar ile mukayese edildiğinde durum nedir?

Geçtiğimiz yıl Türkiye’de 2973 adet büyük, 2700 adet de kırsal yangın niteliğinde yaklaşık 6000 adet yangın çıktı. Bu 6000 adet yangın sonucunda yaklaşık 13.950 hektar alan kül oldu.

Türkiye bu yangınlara geçtiğimiz yıl 39 helikopter ve üç adet uçak ve kara ekipleri ile müdahale etti.

Yine California’da çıkan orman yangınlarına, dünyada en güçlü yangın söndürme hava filosuna sahip ABD, 170 uçak ile müdahil oldu. 105 gün süren bu yangınlar sonucunda 380.000 hektar orman alanı yok olurken 1300 ev de yangına teslim oldu.

Bu durumda neden ABD bu kadar yoğun hava gücüne rağmen daha etkin olamadı?

Pek çok faktör var ama en kritik olanı karadan müdahalede risk sebebi ile müdahaleden kaçınılması. Havadan müdahaleler elbette son derece kıymetli lakin 600 dereceyi bulan ortam sıcaklığı ile atılan su yangın alanında teneffüs etmeden buharlaşıyor. Bu yüzden havadan müdahalelerin başarısı ancak karadan da müdahil olunabilirse artıyor.

Hâl böyleyken, konuyu havada uçak ve helikopter sayan ve tepesinde helikopterler uçarken havada uçan tek bir helikopter yok diyen müptezellerin açıklamasına dayanarak mı değerlendireceğiz?

Türkiye’de karadan müdahil olan orman personelimizin ve gönüllülerimizin canını dişine takarak verdiği mücadeleyi, OGM’nin devasa bir bütçe ve gayret ile oluşturduğu yangın söndürme filosunu bırakıp, İspanyol pilotun endamına methiye düzen mandacı kafaya ne anlatsak beyhude!..

Unutmayın bu ülkede "Marmaray’ı Bülent Ecevit yaptı" diyen adamın paylaşımını beğenen yüz bin kişilik bir kitle var!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.