Bekçiler niye dövmüş?

A -
A +

Seyfeddîn-i Fârûkî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Ancak her devirde olduğu gibi, bu büyük velîyi sevmeyen, inkâr eden de vardı az da olsa. Meselâ bir kimse vardı ki, aleyhinde sözler sarfediyordu orada burada... Ama o da yola geldi. Şöyle ki, bir gece rüyâsında bekçiler bunu yakalayıp, sopalarla bir güzel dövdüler. Onlara; - Beni niçin dövüyorsunuz? diye sordu. Bekçiler cevâben; - Sen Allahın sevgili bir kulunu nasıl inkâr edersin, dediler. - Ben kimi inkâr ediyormuşum ki? - Seyfeddîn-i Fârûkî hazretlerini. Korkuyla uyandı. Gördü ki, o zâta karşı duyduğu "düşmanlık" silinmiş kalbinden. "Sevgi" dolmuş yerine. Hemen huzûruna koştu. Ve bir daha ayrılmadı hizmetinden. KIZIM NİÇİN AĞLIYORSUN? Bir hanım, bir gün bu zata; - Efendim, ben Allahın rızâsını kazanmak istiyorum, ne yapayım? diye sordu. Cevâben; - Beyinin rızâsını kazan, buyurdu. Ve şunu anlattı ona: Fâtıma vâlidemiz, bir gün Resûlullahın hânesine gelip ağlamaya başladı. Efendimiz sordular: - Kızım niçin ağlıyorsun? - Babacığım, bu sabah Alî ile konuşuyorduk. Bir kelimem yüzünden kırıldı bana. Ben de çıkıp buraya geldim, dedi. Efendimiz: - Hemen evine dön kızım! Beyinden özür dile. Bir hanımın beyi ondan râzı değilse, Allah da râzı olmaz, buyurdu. Ve sordu ona: - Ey kızım, kadın için en üstün amel nedir biliyor musun? - Nedir babacığım? - Kocasına itâat etmektir. Beyini râzı eden kadına müjdeler olsun. Onun bu hâli, "bin yıllık ibâdet"ten üstündür. > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com