"En iyisi ayrıl o hocadan!"

A -
A +

Gürpınar'da bir genç, köyünden çıkıp geldi bir gün Seyyid Tâhâ hazretlerinin dergâhına. Sohbetini dinledi. Ve çok sevdi bu velîyi. Seyyid Tâhâ da genci sevmiş, hattâ "kendi tesbihini" hediye etmişti ona. Ama olacak bu ya; Aynı gün, gencin köyünde bir hadise oldu. Dağdan bir "Kurt" gelip, saldırdı bu gencin koyunlarına. Hepsini boğdu. Şeytanın işi ne? Gelip vesvese verdi gence: - Sen o zâta talebe oldun, ama uğursuz geldi bu iş sana! Bak, koyunların telef oldu. En iyisi ayrıl o hocadan. Köyüne git, hayır gelmez sana ondan. Aldandı şeytânın fitnesine. Aldığı tesbihi iâde edip köye döndü. Otuz sene geçti aradan. "Seyyid Tâhâ"nın dergâhında ikindi namazı kılınacaktı. Büyük velî geçti mihraba. Tam tekbir alacaktı ki, garip bir şey oldu o ara. Mübarek, bir elini şiddetle uzattı ileri. Hani birini kovar gibi. Aynı anda "Defol, defol!" diye bağırdı iki defa. Ve namaza durdu. Ancak cemaat hiçbir şey anlamadı bundan. Üstelik çok da merak etmişlerdi. Namaz bitince sordular. - Efendim neydi bu olanlar? Buyurdu ki: - Bir mümin, son nefesini veriyordu ki, şeytân gelip "îmansız" gitmesi için vesvese verdi zavallıya. Büyüklere sığınıp, şeytânı kovduk. Çok şükür, "îman ile" gitti dünyadan. Yine sordular merakla: - O mümin kimdi ki? - Otuz sene önce bizi seven biriydi. Hâtırladılar. - Haa yoksa şu sizin hediye ettiğiniz tesbihi iâde edip de dergâhı terk eden genç miydi efendim? - Evet o gençti. - Ama o, sizin kıymetinizi bilmemiş ve sizi terk etmişti. - Olsun, buyurdu. Birkaç gün de olsa bizi sevmişti ya... E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com