Ey su, Allahın izniyle çık!

A -
A +

"Ahmet Eflâkî Efendi" 1300'lü yıllarda Anadolu'da yaşıyan evliyadan. Konya'da vefat etti. Kabr-i şerifi de oradadır. Bu zat, birkaç talebesiyle yolculuğa çıktı bir gün. Az sonra namaz vakti girdi. Bir kuyu başında konakladılar. Ancak su çok derindeydi. İp ve kova da yoktu yanlarında. Şaşırıp kaldılar. Büyük Velî sessizce dua etti bir kenarda: - Yâ Rabbî! Abdest alacağız. Bize yardım et! Sonra kalkıp kuyu ağzına geldi ve aşağıya doğru seslendi: - Ey su! Allahın izniyle çık da abdest alalım. O anda su yükseldi. Hatta taştı kuyu ağzından. Talebeler sevinmişti. Abdest alıp namazlarını kıldılar. Sonra "Su nasıl da yükseldi" diye konuşuyorlardı ki, mübarek zat işitip döndü onlara. - Bu, hiç mühim değil çocuklar. - Mühim olan nedir hocam? - İslamiyete uymaktır. Ve şöyle devam etti: - Dinden kıl ucu kadar ayrılan kimsede de böyle haller görülebilir. Ama o istidracdır ki, Allaha sığınırız böyle şeyden. Sonra derin bir nefes alıp döndü talebeye: - Çocuklar, en büyük keramet nedir biliyor musunuz? - Bilmiyoruz hocam. - En büyük keramet istikamettir. - İstikamet mi? O nedir hocam? - İslamiyet yolunda, hiç sapmadan, dosdoğru yürümektir. Farzları yapıp haramlardan kaçmak gibi fazilet yoktur dinimizde. En mühim farz ise namazdır. Mesela bir vakit namazım kazaya kalacağına, bin defa ölmeyi tercih ederim. *** Bir genç de nasihat istedi bu zattan. - Hocam, günah işlememek için ne yapayım? - Namaza çok ehemmiyet ver evladım. - Namazımı kılıyorum hocam. Buna rağmen mi? - Buna rağmen mi günahtan kurtulamıyorsun? - Evet. - Evladım, insanı günahlardan uzaklaştırmayan bir namaz, doğru kılınmıyor demektir. Dosdoğru kılmış olsan, günah işleyemezsin. O vakit itiraf etti genç. - Evet hocam. Tadil-i erkana pek riayet edemiyorum. - Yaa gördün mü. İşte sebep bu. Namazını dosdoğru kılan bir kimse, çirkin, fena işleri yapmaktan korunur evladım. Bundan sonra tadil-i erkan ile ve özenerek kıl namazlarını. - O zaman günahtan kurtulur muyum hocam? - Elbette. Peygamberimiz öyle buyuruyor çünkü. - Peki hocam, anladım. Bundan sonra dosdoğru kılacağım namazlarımı. Genç tuttu bu sözünü. Sonra ne mi oldu? O günden sonra günahlar çirkin gelmeye başladı kendisine.