"Müslüman, namazını kılan insan demektir”

A -
A +

Seyyid Ahmed Bedevî hazretleri devrinde zâlim bir vâli vardı. Bu zâlim, bu zâtın talebesinden Şeyh Rekin'e birini gönderip;

 

“Bu diyârda yalnız sende zahire varmış. Gönderdiğim kişiyle bana bolca gönder” dedi.

 

Ardından da;

 

“Güzellikle gönder… Zorla almaya beni mecbur etme!” diye de tehdit etti!

 

Şeyh Rekin ne yapsın?

 

Hocasına arz etti bunu.

 

Büyük velî; “O vâliye ‘Hiç zahirem yok... Hattâ tek bir buğday tânesi bile kalmadı’ de” buyurdu.

 

“Peki efendim” deyip çıktı.

 

Sonra vâlinin adamı geldi:

 

“Vâlinin emridir. Bana, şu kadar buğday vereceksin!” dedi.

 

O ise cevâben; “Maalesef, hiç zahirem yok” dedi.

 

Adam inanmadı:

 

“Aç ambarı, göster!”

 

Şeyh Rekin açtı ambarı.

 

Adam içeri girip baktı dört bir yana.

 

Tek bir buğday tânesi bile göremedi.

 

Sinirli sinirli çıkıp gitti!

 

Hâlbuki, ağzına kadar buğday doluydu ambar...

 

● ● ●

 

Bu zât bir sohbetinde; “Düşman karşısında bir farz namazı kılmak mümkün olduğu hâlde terk etmek, yedi yüz büyük günah işlemiş gibidir. Yâni Müslüman, her gün beş vakit namazını kılan insan demektir” buyurdu.

 

Sordular ki:

 

“Namazı kazâya bırakmak için hiç özür yok mudur efendim?”

 

Buyurdu ki:

 

“İki özür var. Biri uyumak, öbürü unutmaktır.”

 

 

 

Abdüllatif Uyan'ın önceki yazıları...