"O hadîs, sahihtir"

A -
A +

Alî Fakî isminde bir vâiz vardı ki, Emîr Sultân'ın talebesiydi. Bu zat, bir gün kitaplarda bir hadis gördü. Fakat doğruluğuna îtimat edemedi. Kendi kendine; "Emîr Sultâna gideyim. Hadîs midir, değil mi, öğreneyim" diye düşündü. Bu fikirle geldi huzura. Tam soracaktı ki, Emir Sultân; - O hadîs sahîhtir, buyurdu. Ve şunu anlattı: Bir gün kâfirler, ceddim Resûlullaha gelip; - Eğer hak Peygambersen, bir işaretinle şu Hacer-ül esved'in içinden bir yiğit çıksın, dediler. Ve ilave ettiler: - Sarışın, güzel yüzlü ve güzel elbiseli olsun, hem de güzel konuşsun. > O duâ eder etmez... O gece Cebrâil aleyhisselam Resûlullaha gelerek; - Yâ Resulallah! dedi. Hak teâlâ sana selâm eder ve buyurur ki: "Habîbim üzülmesin. Celâlim hakkı için O duâ eder etmez, biz o genci o taştan çıkartırız" O sabah, kâfirler Beytullaha toplandılar. Resûlullah taşa işaret buyurunca taş iki parça oldu ve içinden bir genç çıktı. Güzel yüzlü. Güzel elbiseli. Ve sarışın. Bâzısı bunu görüp, îman etti. Bâzısı ise "Sihir" deyip dalâlette kaldı. Efendimiz Eshâba dönüp; - Bu gencin üç günlük ömrü vardır, buyurdular. Onu, bir kız ile evlendirin ki, ondan yüksek bir zürriyet kalsın geriye. Evlendirdiler. Üç gün geçti aradan. Lâkin ölüm haberi gelmedi. > "O, vahiy değildi" Eshâb-ı kiram; - Yâ Resûlullah! dediler. Sizden, yalan söz sâdır olmaz. O gencin ölmesini bekliyorduk. Ama ölmemiş, yaşıyormuş. Buyurdu ki: - O, vahiy değildi. Cebrâil'den öğrenmiştim o haberi. O anda Cibrîl gelip arz etti ki: - Yâ Resûlallah, Rabbimiz selâm eder ve buyurur ki: "Ey Habîbim! O gencin evine, düğün gecesi bir fakîr gelip ekmek istedi. Onlar da önlerindeki ekmeklerin hepsini fakîre verip aç olarak yattılar. Biz de ona otuz sene ömür ihsân eyledik." > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com