Rebî-ül evvel'in onikinci pazartesi gecesi, yeryüzü ve yedi kat gökler, büyük sevinç içinde bir şeyi bekliyordu; Efendimizin teşrifini... Sabaha karşı beklenen "Nur" doğdu. Hazret-i Âmine diyor ki: - O Server'e hamile olduğum günlerde hiç acı ve elem görmedim. Altı aydan sonra bir ses işittim: - Ey Âmine! Kime hamile olduğunu biliyor musun? diyordu. - Bilmiyorum, dedim. - Son Peygambere hamilesin, dedi. Çok susamıştım. Bir kâse şerbet verdiler. İçtim. Baldan tatlı ve serin idi. Pek çok hanım bana hizmet ediyor, ama onları tanımıyordum. Biri tanıttı kendisini: - Ben, Firavun'un hanımı Âsiye'yim. Sonra diğeri tanıttı: - Ben, Meryem binti İmrân'ım. Bunlar da Cennet hûrileri. Ve bir nidâ duydum: - Onu, insanların gözünden örtün! diyordu. Korkudan terlemiştim. Terimden misk kokusu yayılıyordu. O Server doğar doğmaz, mübarek başını secdeye koyup, şehâdet parmağını kaldırdı. Bir ses işittim: - Onu, mağripten meşrika kadar her yerde gezdirin. Tâ ki, cümle âlem Onu ismiyle ve cismiyle tanısınlar! diyordu. Şifâ Hâtun diyor ki: - Doğum ânında Âmine'nin yanındaydım. O Server doğar doğmaz duâ ve niyaz ettiğini işittim. DOĞAR DOĞMAZ SECDE ETTİ Hazret-i Safiyye diyor ki: - Doğar doğmaz secde etti. Secdede, hafif sesle bir şeyler söylüyordu. Kulak verdim; "Ümmetî! Ümmetî!" diyordu. Sonra mübarek başını kaldırıp açık bir dil ile; "Lâ ilâhe illâllah. İnnî Resûlullah" dedi. Onu yıkamak istedim. - Biz Onu yıkanmış olarak gönderdik, dediler. Abdülmuttalip diyor ki: - Doğum ânında Kâbe yanındaydım. Kâbe'nin, makam-ı İbrâhime doğru secde ettiğini gördüm. Ve bir ses işittim Kâbe'den. - Allahü ekber. Muhammed beni putlardan temizler, diyordu. Ve bir gürültü duydum. Baktım, "Hübel putu" yerde yatıyordu. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com