Dünkü makâlemizde, kuruluşundan Mısır Hidivi [müstakıl vâlîsi] İbrâhîm Paşa zamânına kadar olan Mısır târihini özetledik. Onun 1848'de ölümünden sonra yerine Birinci Abbâs, bundan sonra da 1854'te İbrâhîm Paşa'nın oğlu Saîd Paşa hidiv oldu. Saîd Paşa, Süveyş Kanalını ve Port Saîd şehrini yaptırdı. Bunun ölümünden sonra kardeşi İsmâîl Paşa hidiv oldu. Bunun 1879'da azledilmesi üzerine, oğlu Tevfîk Paşa yerine geçti. İngilizler bunun zamânında Mısır idâresine karıştı. Bu yıllarda Cemâleddîn-i Efgânî'nin reîsliğini yaptığı Kâhire Mason Locası üyeleri, İngilizlerle iş birliği hâlinde faâliyette bulunuyordu. Dîn adamı olarak tanıtılan M. Abduh da bunların arasındaydı. İNGİLİZLER İŞGAL ETTİ... Ekonomik ve askerî açıdan iyice zayıflamış olan Mısır, böylece 1882'de İngilizlerce işgâl edildi. İngilizler, meşhûr câsûs yüzbaşı Lavrens kanalıyla halk arasında bölücü fitneler çıkartarak başta Mısır, Ürdün, Irâk ve Suûdî Arabistân'ı karıştırdılar. İttihâtçıların basîretsiz ve karârsız siyâsetleri, bu gelişmeleri önleyemedi ve bu ülkelerin yavaş yavaş Osmânlı Devletinden ayrılmasına sebep oldu. Böylece İngiliz kontrolüne geçen Mısır'da Tevfîk Paşa'dan sonra sırayla Abbâs Hilmî Paşa, Hüseyin Kâmil Paşa ve Ahmed Fuâd Paşa başa geçti. Fuâd Paşa, Osmânlılardan tamâmen ayrılarak "Melik" adını aldı. 1936'da ölümü üzerine oğlu Fâruk melik oldu. İkinci Dünyâ Harbi esnâsında, Alman ve İtalyan birlikleri Mısır'a saldırmışlardı. Mısır, 1945'e kadar harbe katılmadı. Bu târihte, Japonya ve Almanya'ya karşı harp i'lân etti. Aynı yıl, bağımsızlığını da elde ederek BM'ye üye oldu. İç isyânlar, dış borçlar, kanal problemi ve çeşitli harbler, Mısır'a ağır külfetler getirmişti. Bu yüzden 1952 yılında askerî ihtilâl oldu ve Melik Fârûk yurt dışına çıkarıldı. Ertesi yıl cumhûriyet i'lân edildi ve general Necîb Cumhûrbaşkanı oldu. 1956'da Sûdân, Mısır'dan ayrıldı. Askerî ihtilâl, genç subaylar tarafından yapılmıştı. Bunların içinde bulunan Cemâl Abdün-Nâsır, ordu içinde durumu en güçlü olanıydı. İki sene sonra Cumhûrbaşkanı Necîb'in askerî idâreye son vermek istemesi üzerine, zâten farklı fikirler taşıyan Abdün-Nâsır, Necîb'i tutuklatarak Mısır'ı ele geçirdi. Abdün-Nâsır, uyguladığı politika ile sosyalizmi Mısır'a getirdi. Mısır'ı batı dünyâsından kopararak Rusya'nın kucağına düşürdü. Rus askerî ve teknik yardımlarına kapılarını açtı. Çeşitli sebeplerle yaklaşık 60 bin Müslümânı zindânlara attırdı. Birçok kuruluşu devletleştirdi. Zehirli fikirlerini, diğer Arap ülkelerine de bulaştırdı. 1958-61 yılları arasında Sûriye ile birleşme faâliyetine girdiyse de, Sûriye, 1961 yılında bundan vazgeçti. Bu arada İsrâîl'le anlaşmazlıklar başladı. Zamanla Mısır-İsrail münâsebetleri gerginleşti. Abdün-Nâsır, Süveyş Kanalını millîleştirince, İngiltere, Fransa ve İsrâîl, Mısır'a saldırmış, fakat ABD ve Rusya'nın îkâzları ile saldırı durmuştu. İsrâîl sınırına ve Akabe Körfezine BM gücü yerleştirilmişti. Abdün-Nâsır, 1967'de bu kuvvetleri geri çektirdi. Kanalı İsrâîl gemilerine kapattı. Bunun üzerine İsrâîl, Mısır'a taarruz ederek, Mısır Hava Kuvvetlerini imhâ etti. Altı gün süren muhârebelerden sonra İsrâîl, Sînâ bölgesini işgâl etti. CAMP DAVİD ZİRVESİ... 1970'te Abdün-Nâsır ölünce, yerine Enveru's-Sâdât (Enver Sedat) geçti. Mısır, 1973'te İsrâîl'e taarruz etti. 1975 ve 1977 müzâkereleri sonunda Camp David zirvesi gerçekleşti. Buna göre, İsrâîl, Sînâ'dan çekilirken Mısır, Süveyş Kanalını İsrâîl gemilerine açmayı kabûl etti. Sâdât döneminde Mısır, Rus tesîrinden ve sosyalizmden ayrıldı. İsrâîl'le barış yaparak, ABD'ye yanaştı. Abdün-Nâsır politikasının tersine, Mısır'ı liberal ve hür dünyâ sistemine geçirdi, fakat Arap dünyâsındaki liderliği sarsıldı ve ordu desteği zayıfladı. Nihâyet Sâdât, 6 Ocak 1981'de bir suikast netîcesi öldürüldü. Yerine eski Hava Kuvvetleri Komutanı Hüsnü Mübârek başkan oldu. Ocak 1991 Körfez harekâtında müttefik kuvvetler yanında yer alan Hüsnü Mübârek, dış borçlardan kurtulmak için çeşitli çârelere başvurmaktadır... Dün ve bugün bir nebze Mısır'ın târihine temâs ettik. İnşâallah önümüzdeki hafta yazacağımız 2 makâlede, Mısır'ın bazı sanat eserlerinden, târihî ve turistik mekânlarından bahsetmeye çalışalım.