Gündoğdu Marşının devrimci versiyonunun devamı şöyle:
Bağımsızlık uğruna da
Al kanlara boyandık.
80'lerin "Butik Ali"si söze, "bana her şeyi de ama.. "ile başlıyor ya.. Aynısını söyleyeceğim:
Bana her şeyi deyin ama bağımsızlık demeyin.
Yok öyle bir şey.
Bağımsız denilebilecek ülke sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Kaldı ki onlar da karşılıklı bağımlılık esasına göre iş yapıyor.
Ya hissen oranında payını alacaksın.
Ya da hissen oranında bedelini ödeyeceksin.
Bir ülkede, "hangi taşı kaldırsak altından ABD çıkıyor" inancı varsa bu durum bir başka ülkenin propaganda kabiliyetini ve gücünü gösterir.
Ortadoğu'da Fellah ülkeleri en büyük düşman olarak İsrail'i görüyorsa.. Arkasındakini göremiyorsa bu da paravanın arkasındaki devletin gücünü gösterir.
Daha düne kadar Türkiye'de "radikal İslamcı" akımların arkasında İran var, zannedilirdi. Kamuoyu böyle inanırdı.
Mollalar İran'a denirdi ya.
Demirel de türbanlılar Suudi Arabistan'a gitsin, demişti.
Bu işleri bilmeyen adam değildi, hinliğine söylemişti.
Komünist gördü mü arkasında Sovyetler aranırdı.
Bir dönem siyasiler Amerikan uşaklığıyla itham edildi.
Bir dönem bazıları Sovyet ajanı olmakla suçlandı.
Ama Türkiye'de hiç kimse, ama hiç kimse İngiliz uşaklığı ile itham edilmedi.
Her taşın altında CIA , MOSSAD arandı ama İngiliz aranmadı.
Biri önce vatanım, kanım, bayrağım, yüce Türk milleti, kahraman millet.. demişse ona milliyetçi, vatanperver, aziz gözüyle bakıldı. Altında bir namussuzluk var mı endişesi duyulmadı.
Öğrenci dernekleri kurdular, vakıflar kurdular, kurulanları kontrol ettiler, yönlendirdiler.. Kuran ve yönlendiren senin devletin ise ahlaki olarak problem olsa da teknik olarak olmaz. Yanlış da olsa millî sayılır. Üç beş ülke dışında, sıradan ülkelerde bu anlamda millî müdahaleler de yapılamaz.
Gaz çıkarıp avunursun.
Soda içip geğirmek gibi.
.....
Siz siperlere yatıp düşman gözetlerken elin adamı ne yapmış? Cephe gerisinde öbür işlere bakmış.
Mesela 1920 yılında Afganistan'da yerel kıyafetiyle mürid toplayan ve ayaklanma başlatan bir profesyonel kayıtlara geçti. Sanal ortamda var: Topal Molla..
Bizim 28 Şubatçılar da bir ara bu teknikleri kullanmaya yeltendiler, bula bula bir esrarkeş buldular o da tutmadı. Güya irticanın hortladığını kamuoyuna göstereceklerdi.
Çarşaf, sarık, takke, don takip etmekten kafaları bulanmıştı.
Rakıyı susuz çekti mi demokratik laik sosyal hukuk devletini teminat altına almış oluyordun.. İçmem miçmem dersen hem irtica geliyordu hem de sicilin bozuluyordu.
Millîymiş.. Millî ne?
Millî şey oldu ulusal verelim.
Onlar yemeği pişirinceye kadar biraz da ulusalcılıkla oyalanın.
...
İnsicam: Uydurukçası bağdaşımmış.. Karşılaması mümkün değil. Eskilerden biri okusa "bu yazıda insicam yok" der. Haklı.. Geveleyerek konuşunca lafı gezdirip getirince böyle oluyor.