Bence Beşiktaş

A -
A +

D.Bakırspor ve A.Gücü maçlarından sonra yükseliş içindeki Beşiktaş'ın F.Bahçe maçını kazanması kaçınılmaz bir zorunluluk. Beşiktaş'ın bu maçı şampiyon olması veya ezeli rakibini yenmesi bakımından değil, kısa gelecekteki başarıları bakımından kazanması gerekiyor. Aksi takdirde D.Bakır ve A.Gücü galibiyetleri güme gitmiş olacak. Beşiktaş, F.Bahçe'yi yener mi? Yener... Nasıl mı? Anlatalım. Futbolun bir motivasyon oyunu olduğunu biliyoruz. Beşiktaş bu moral motivasyonunu bugünlerde kazandı. Hem de büyük uğraşlar vererek. Neredeyse yöneticilerinin bile ağzına aldıkları kümede kalmak ve kalmamak düşüncelerini bile aşarak... Şimdi Beşiktaş'ta eleştirilerin azaldığı, takımın ilk onbirinin hemen belirlendiği, gol atma güveninin kazanıldığı günler yaşanıyor. F.Bahçe öyle mi? Tabii değil. Lyon maçından sonra Bay Daum'un çektiklerine bakın. Korkaklığından tutun da, çıkarları için F.Bahçe'yi kullandığına kadar herşey söyleniyor. Bu F.Bahçe'nin bir düşüş dönemine girdiğinin açık örneği. İşin moral motivasyon tarafı bu. Az bir şey mi bu?.. Değil tabii ki. Beşiktaş psikolojik olarak maça hazır. F.Bahçe için ise sorun var. Gelelim sahada neler olura? Bu maçı belirleyecek en önemli diğer unsur takımların savunmaları olacak. Önce her iki takımın orta alanlarına göz atalım; muhtemelen Beşiktaş'ta Ahmet Yıldırım ve Okan , F.Bahçe'de Aurelio ve Alex' i göreceğiz orta alanda. Alex F.Bahçe'ye maç kazandıran bir futbolcu. Ancak savunma özelliklerinde sıkıntı var. Aurelio ise hem inatçı, hem de teknik, ne var ki oyun kurgulamada yetersiz. Beşiktaş'ta Ahmet Yıldırım bu alanda Del Bosque 'nin yeni umudu. Şimdilik işi iyi götürüyor. Hem kesici hem de hücuma çıkarken cesur davranışları Beşiktaş'a şans veriyor. Okan n ihayet yerini ve formunu buldu. F.Bahçe'nin her hücumu sırasında Alex' i her an durdurma ve bozmaya yeterli bir adam. Onun hücum gücündeki performansı tartışılmaz. F.Bahçe savunmasının arkasına göndereceği her top rakibin korkulu rüyası. Ayrıca Beşiktaş geri dörtlüsü şu sıralarda ligin en formda savunmasını oluşturuyor. Bu savunmanın hücum şansı da çok yüksek. F.Bahçe'de savunmanın sağ kanadında sorunlar yaşanıyor. Bu aynı zamanda sağ koridoru hücumda da olumsuz etkiliyor. Yani Daum, Önder Turacı 'nın istikrar kazanmadığı bu günlerde sıkıntı yaşıyor. Gol bölgelerinde topun bu noktalara nasıl geleceği önemli. Sonrasında golcülerin ne yapacağı da... Şimdilerde Beşiktaş gol yollarında da iyi görünüyor. Daha doğrusu topu bu bölgeye iyi taşıyor. Dolayısıyla bana göre bu maç Beşiktaş'ın. Serhat'ın atağı Serhat Akın 'ın internet sitesindeki yazısını okuyunca sevindim. "Biz kötüyüz de futbolcuları eleştiren medya sütten çıkmış ak kaşık mı?" diye soruyor. Zaman zaman futbolcuların kendi internet sitelerinde açıklamalar yaptıklarını görüyoruz. Bu siteler gerçekten çok etkileyici iletişim araçları oldular. Ciddi boyutta yapılan yayınlar hemen ses getiriyor. Serhat 'ınki de bunlardan biri oldu. Bizler önümüze gelen konuları enine boyuna değerlendiriyoruz. Sporun dışındaki konularda hemen hemen bütün olaylarda bir muhatap bulunuyor. Ne var ki sporda muhataplar olsa da olaylara karışmak istemiyorlar. Hatta sporcuların medya kuruluşlarına bilgi vermeleri de kulüpleri tarafından yasaklanıyor çoğu zaman. Bu neden böyledir? Serhat 'ın çıkışı bundan hoşuma gitti. Çıkın arkadaşlar, ortaya çıkın. Cevaplarınızı duyalım. Kimin haklı, kimin haksız olduğunu dünya alem öğrensin. Zaten spor basınının kısırlığı bundan kaynaklanmıyor mu? Hiç durmadan tek taraflı yayın, tek taraflı yorum. Dolayısıyla tek taraflı yönlendirilen insanlar. Ancak Serhat Akın 'ın açıklamalarını okuyunca, karşılık vermesine rağmen, cevap hakkını iyi kullanmamış diye düşündüm. İthamlarını, cevaplarını da somut bilgilere dayandırmalı idi. O zaman insanların ortak noktada buluşmaları daha kolay olurdu. Şimdi Serhat gibi açıklamalar yapacak sporcular bekliyorum. Daha ciddi, daha doyurucu, herkesin anlayacağı türden açıklamalar... Şike - hiç Nihayet Futbol Federasyonu şike konusunda soruşturma başlattı. Bana göre bu kocaman bir hiç ile bitecek. Yıllardır maç anlatırız Türkiye'nin her yerinde, yurt dışında. Bu süreç içinde kimse bana gelip "Yahu arkadaş puana ihtiyacımız var. Gel şu maç için bize yardımcı ol da maç kazanalım" demedi. Demezler de. Çünkü böyle işlere bulaşacak adamları tanır onlar. Daha doğrusu onlar birbirlerini tanır. Hatta bir gün bir hakem arkadaş bana "Akın, sen maçlardan önce soyunma odalarına, takımlara uğrayıp son bilgileri alıyorsun. Bize gelip maça nasıl hazırlandığımızı öğrenmeye çalışıyorsun bunlar güzel de pisliğin biri senin ardından spikerler aracılığıyla hakemleri bağladım diye senaryo yazarsa ne yaparız?" dedi. Düşündüm, arkadaş haklıydı. Dana sonra hakem odalarına, özellikle maç öncesi hiç girmedim. Hadi diyelim ki bir kulüp başkanı "Arkadaş, al şu parayı da, git şu maçı bağla" dedi pisliğin birine. O da gitti oralarda dolandı, maç da istenilen sonuçla bitti. Oldu mu şike?.. Ya da gelişigüzel ortamlarda en güzel üst düzey bir karşılaşma için " Rakibe paraları verdik de bu maçı kazandık" diyenler olursa ne yaparsınız? Sadece vay anasını deyip şaşırıp kalırsınız. Bu bataklığın içinden çıkmak kolay değil. Bugün herkes eteğindeki taşları dökse de bu işin içinden çıkamazsınız. Bu bir kültür meselesidir. Bir ahl‚k meselesidir. Bu bir çıkar meselesidir. Bu çirkefi yok edecek olan, onurlu insan topluluklarıdır. Taraftarıyla, seyircisiyle, en kötü günlerde bile çirkefe karşı çıkmayı başaran yüzbinlerle olur bunu temizlemek. Ben başka yol göremiyorum...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.