Engelleri aşıyorlar

A -
A +

Haftalar ne çabuk geçiyor... Yalnız haftalar mı geçen?... Aylar, yıllar derken bir ömür geçip gidiyor... Fakat, dünya çok değişiyor... İnsanlar da öyle... İnsani değerlerden uzaklaşıyor muyuz yoksa? İçimizdeki merhamet, vicdan duyguları dumura mı uğradı?.. Maddeyi içimize sindirmişiz... Hep onun peşinde koşuyoruz... Bazen bu koşuşturduğumuz madde bizim insani duygularımızı da alıp gidiyor... Kalpler taş gibi olmuş, çıkarlarımızın peşinde koşup duruyoruz... Görmüyoruz, göremiyoruz; çünkü kendimizi hayatın günlük akışına kaptırmışız... Fakat, etrafımıza bir baksak neler göreceğiz... Ama çıkarlar hem ön plana çıkmış... Bir koşuşturmacadır, gidiyor... Evet, biraz içimi dökerek yazıma başladım... Bugünkü yazım, ülkemizde vücudundaki bir uzvundan dolayı özürlü olmuş insanlarla ilgili... Kalpleri yumuşacık... Hayat dolular... Arkalarında kendilerini destekleyecek birileri oldu mu, yapamayacakları birşey yok...Ama onların ilgiye ihtiyacı var... Zaten onlarda kendilerini geliştirecek cesaret ve azim var... Bazen meslektaşlarıma kızıyorum... Havaalanındayız, falanca yabancı veya ünlü bir futbolcu gelmiş, hürra oraya doğru koşuşturuyorlar... Fakat yanlarındakini görememe gafletindeler... Yanındakiler kim diyeceksiniz? Bize Kanada'daki Dünya Engelliler Bilek Şampiyonası'nda 7 altın madalya getiren sporcularımız... Hepsinin yüzünde pırıltı var, çünkü Türkiye'nin adını dünyaya duyurmuşlar... Dile kolay, ABD'den 63, Rusya'dan 65, Kanada'dan 103 sporcunun katıldığı Dünya Bilek Şampiyonası'nda 12 sporcumuzdan 7'si altın madalya kazandı... Alınlarından öpmek lazım... Bunların içindeki bir sporcu ile konuşuyoruz... Bir engelli vatandaşımızın çalışarak ve kendine güvenerek sporda engelleri aştığını bize gösteriyor... Bu ayın başında başlayıp 5 gün süren şampiyonada hem sağda, hem de solda rakiplerini dize getirerek 2 altın madalya alan Süreyya Ayçe ile gururlanıyoruz... Ayçe, evli ve bir çocuk babası. Eşi ve ailesi onu karşılamaya gelmiş... Keşke onu karşılamaya gelen büyük bir gazeteci topluluğu da olsaydı... 11 yaşındayken ateşli bir hastalıktan dolayı engelli olan Süreyya Ayçe, 1996 yılında da trafik kazası geçirmesine rağmen hayat mücadelesine devam etmiş. Beşiktaş Engelliler Spor Kulübü'ne kaydolup, spora başlamış... 2002 yılında da sağ ve solda olmak üzere Avrupa Şampiyonu olan Süreyya, 2002'de de 3 defa Türkiye şampiyonu unvanını kazanmış... Süreyya Ayçe, Engelliler Federasyonu Başkanı Demirhan Şerefhan ve asbaşkan Mustafa Nuhut'un da bu şampiyonluklarda payı olduğunu dile getirip, ilgisinden dolayı da Beşiktaş Kulübü Başkanı Serdar Bilgili'ye teşekkür ediyor. Ayçe, kendilerine verdiği imkandan dolayı da bu şampiyonluğu Serdar Bilgili'ye armağan ettiğini söylüyor. Süreyya Ayçe, Eski Engelliler Federasyonu Başkanı ve şu andaki TESYEV Başkanı Yavuz Kocaömer'den de övgü ile bahsedip, "O bütün engellilere yaşama sevinci veren insan. Bizim gönlümüzde onun apayrı bir yeri var. Bütün gençlere tavsiyem bu sporu yapmaları" diyor. "Dava arkadaşım" dediği Nurettin Yüksel'i de unutmayan Süreyya Ayçe, 52 yaşındaki dostu sayesinde bu spora gönül verdiğini de belirtiyor. Süreyya Ayçe, 1998'de şampiyonlara verilen 600 cumhuriyet altını sayısının, eski hükümet döneminde 10'a kadar düştüğünü ancak, yeni hükümetin sporu teşvik etmesinden dolayı, bu rakamın 150 cumhuriyet altınına çıkmasının kendilerini sevindirdiğini söylüyor... İşte, çevremizdeki kalpleri yumuşak, içlerinde yaşama sevinci olan bu isimsiz kahramanlarımızı şefkatle bağrımıza basalım ve onlara lütfen ilgi gösterelim...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.