Sporun Efendisi

A -
A +

Bedreddin Dalan, Tayyip Erdoğan, Ali Müfit Gürtüna, İstanbul'un mimarları... İstanbul'un eski belediye başkanlarından Bedreddin Dalan'ın "Haliç benim gözlerim gibi mavi olacak" sözü, dönem dönem aşama kaydetti... İstanbul'un diğer eski belediye başkanları Recep Tayyip Erdoğan ve ardından Ali Müfit Gürtuna'nın ciddi çalışmaları ile gerçekten yabancıların "altın boynuz" dedikleri Haliç, şu anda Bedreddin Dalan'ın gözleri gibi mavi oldu. Ayrıca Recep Tayyip Erdoğan ve peşinden Ali Müfit Gürtuna, İstanbul'a spor tesisleri kazandırarak, bu büyük şehrimizin çehresini değiştirdiler... Bu iki ismi İstanbul hiçbir zaman unutmayacak... Yaptıkları hizmetlerle İstanbul'a damgasını vuran bu büyük iki insandan sonra bu büyük şehir için çırpınan bir isim daha var ki, ona "sporun efendisi" unvanını yakıştırmak ne kadar da isabetli olur... İstanbul'a hizmet edenleri kısa olarak hatırlattıktan sonra bugünkü konumuz, "sporun efendisi" unvanını verdiğimiz başkanlardan Mustafa Sarıgül... Sarıgül, spor camiasının içinde bulunmuş ve efendiliği ile çevresinde büyük takdir toplamıştır... 1956 yılında Erzincan'da doğan Mustafa Sarıgül, ailesi ile birlikte 1964 yılında İstanbul'a gelip Feriköy semtine yerleşir... Marmara Eğitim Fakültesi'ni bitiren Sarıgül'ün spora olan tutkusu tuttuğu takım olan G. Saray'da yönetim kurulu üyeliği yapmasıyla başlar... Sarıgül, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi üyeliği, Herkes İçin Spor Federasyonu Asbaşkanlığı ve Futbol Federasyonu delegesi olarak uzun yıllar spora hizmet eder... 1968-70 yıllarında Şişli G. Birliği'nde sağbek oynayan Mustafa Sarıgül, Belediye Başkanlığı'nı yaptığı Şişli'de, spor faaliyeti olmayan mahalle bırakmadı... Spora aşık birisi olan Sarıgül, komşu ilçelerin de spor faaliyetlerine yardımcı oldu... O hiçbir zaman siyasi kişiliği ile ön plana çıkmadı... Daha çok sporcu kişiliği ile tanındı... Bu işe o kadar gönül vermiş ki, artık hizmet onun benliğine kadar işlemiş. Yaptığı her spor tesislerinde özellikle beni de davet eder ve onun açılışlarda seviçten gözyaşı döktüğünü gözlerimle görürdüm. Onun ülke gençlerine ne kadar önem verdiğini görmek beni mutlu ediyor. Yaşadığımız o korkunç 17 Ağustos depreminde, insanlarla iç içeydi. Depremin üzerinden 15 dakika bile geçmeden bir kamyonetin üzerinde, oturduğum Feriköy semtine gidip, mağdurları teselli edişini görmüştüm... Gerçekten o zamanlar çok duygulanmıştım... Herşeyi ile tam bir beyefendi olan Mustafa Sarıgül'lerin çoğalmasını istiyorum...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.