Amerika şimdi, hukukun -hukukun üstünlüğünün- suiistimal edilmesi neticesinde, gerçek adaletin geciktirilmesine sebep olan bir gelişme ile meşgul; Oklahoma City'de, Federal Devlet binasının altına dinamitler koyarak içlerinde onaltısı çocuk, 168 masum insanın ölmesine sebep olan, terörist veya çağdaş anarşist, Timothy McVeigh, bu müthiş kitle cinayetini Federal Hükümetten intikam aldığı için işlediğini defalarca itiraf ettiği ve hatta "çocukların ve masum insanların ölmesini" bir savaştaki "kolateral" - yan zararlara benzettiği halde, şimdi avukatlarına, davanın yeniden görülmesi hususunda başvuru yapmaları için muvafakat vermiş. Avukatlar da Federal Hükümetin, FBI'ın, savcıların, önemli delilleri saklamakla, jüriyi ve mahkemeyi aldattıklarını, sahtekârlık yaptıklarını iddia ediyorlar. Adalet Bakanının bu iddiaları reddetmesine ve her nedense alıkonan delillerde McVeigh'in suçunu ve cezasını hafifletebilecek hiçbir unsur bulunmadığı cihetle, infazın 11 Haziran'da yapılması için sonuna kadar "şiddetle" mücadele edeceğini bildirmesine rağmen, eğer McVeigh'i mahkum eden yargıç bu müracaatı kabul ederse, davaya yeniden bakılacak ve sonucuna, temyizine kadar idam cezasının infazı askıya alınacak, belki sonunda teknik sebeblerle hiç gerçekleşmeyecek! Hukukun üstünlüğü Bu olay bence, her şeyden önce, hukukun, hukukun üstünlüğünün, her zaman, her halde gerçek adaletin tecelli etmesini sağlamadığını, hatta engelleyebileceğini gösteriyor. McVeigh kendi yazılı itiraflarıyla 168 kişinin kaatili. Ama şimdi göz göre göre, hukuktan veya boşluklarından yararlanarak, Devletle alay ediyor. Eğer davaya yeniden bakılırsa, burada cinayetinin gerekçesi olan Federal Devlete düşmanlığının nedenlerini, bütün dünya önünde, FBI'ın ve Federal Devletin nasıl hatalar yapabileceğini fiilen göstererek kanıtlamak isteyecek. Hukuk ona bu imkanı verecek! Ölümü zaten göze almış ve önce avukatlarına cezasının infazının tehir edilmesi için müracaat izni vermemiş, davası uğruna "şehit" olmak iradesini göstermiş olan kaatile, sonunda idam edilse bile, meş'um tezini büyük bir seyirci kitlesi önünde belirtmek, devlet ve adaletle alay etmek fırsatı verilmiş olacak... Hukuk uğruna! Adalet bunun neresinde? Avukatların durumu Bu durum hukuk ver adaletin başka bir çelişkisini de gösteriyor: Avukatların müvekkillerinin suçunu bile bile, hâlâ MR diye hitab ettikleri katili nasıl gönül rahatlığı ile savunabiliyorlar ve şimdi de hukuk becerilerini göstermek ve şöhret için bu infazın gecikmesine delalet edebiliyorlar... Daha önce de belirttiğim gibi, Tımothy McVeigh ile bizim İmralı'da, vergi ödeyenlerin parası ile, oldukça konforlu bir hücrede yaşamaya devam eden Öcalan arasında ve özellikle bu son durum muvacehesinde büyük benzerlikler var. Hükümetimiz, engin uzak görüşü ile, DGM'nin bundan bir yıl evvel verdiği ve Yargıtay'ın tasdik ettiği idam cezasını Anayasanınn yasaların gerektirdiği gibi, TBMM'ye tasdik için sevketmemiş ve infazı, AB'yi tatmin için, askıya almıştı. Bu ve Öcalan davasının Avrupa İnsanlar Hakları Mahkemesinde belki de yıllarca görülmesi neticesinde, otuzbin insanımızın katilin layık olduğu cezayı artık hiç göremeyeceği gerçeği, milli egemenliğin AB ve AIHM ile paylaşılması demekti ve aynı derecede önemli olarak, binlerce şehidimizin yakınlarına ihanetti. Hani canlı mezar? Hükümetin ve bazı iyi niyetli liberal aydınlarımızın iddiası, Öcalan'ın idam edilirse "kahraman şehit" olacağı, oysa cezası müebbet hapse tahvil edilirse, hücresinin ona mezar olacağı ve unutulacağı idi! Oysa, fiiliyatta Öcalan, rahat hücresinde hiç unutulmadı, her gün konuşuyor ve barış ve demokrasi mesajları veriyor. Üç ay sonra Strasbourg'da davası başlayınca o ve avukatları. Timothy McVeigh gibi dünya kamuoyu önünde Türkiye'yi Türk devletini ve yargısını suçlamak ve alay etmek için bir dünya platformu bulacaklar. Buna şimdiden hazır olalım. Amerika'daki hata, FBI'ın, bazı bilgileri her nedense alıkoymakla yaptığı inanılmaz hata idi. Bizdeki hataya acaba kim sahip çıkacak? Ben, McVeigh ve avukatlarının müracaat ettikleri Amerikalı yargıcın "adilane" karar verebileceğine inanıyorum... ABD hükümeti de, bu davanın savsaklanmasına engel olmak için gereken her şeyi yapacak ve Oklahoma'daki mağdurların ahı nasıl olsa çıkacaktır! Ancak, AIHM'nin aralarında bir Türk yargıç bulunsa bile, Öcalan konusunda adilane bir karar verebileceğine asla inanmıyorum. Bizim şehitlerimizin intikamı ne olacak ve yakınlarının acısı nasıl çıkacak? Kürtçe kampanyası Bu vesile ile, STAR TV'de, Ali Kırca'nın SİYASET MEYDANI'nda, Anayasada Kürtçe Eğitim ve Radyo TV konusunda yapılacak değişikliklere taraftar olanlara, bölücüler cephesinde şu sırada Kürtçeyi, Kürt Kimliğini geliştirmek için açılan kampanyayı ve bunun için de Anayasa değişikliklerini hararetle desteklediklerini hatırlatmak isterim. Türkiye'yi bölmek,Türkiye Cumhuriyetini yıkmak isteyenlere bu imkanı, altın tabak içinde vermek, gaflet hatta ihanet değil de nedir? GÜNÜN FİKİR KIRINTISI "Geciken adalet adalet değildir!"