Askerler, benim de hep söylediğimi veciz bir şekilde teyid ettiler: "Avrupa Birliğine (ilke olarak ) karşı değiliz" dediler ve "ancak" diyerek vurguladılar: "Kayıtsız şartsız, -sorgusuz sualsiz ve ülke yararına olduğu tartışılacak herşeye de evet diyerek AB'ye girilmesine karşıyız!" Ben de hep söylemişimdir: AB Komiserleri tarafından dayatılan, içimizdeki Komiser yardımcıları ve "Fogg şebekesi"nin mensupları tarafından desteklenen, Üniter TC'yi bölüp, eritecek kriterlere boyun eğerek ev ödevlerimizi sorgusuz, sualsiz, uslu uslu, yaparak, zaman zaman, azarlanarak, burnumuzdan halka ile çekilerek, onursuz bir şekilde girmeye, daha doğrusu kuyrukta bekletilmeye, razı olamayız. AB'ye taraftar olduğu iddia edilen halkımızın çoğunluğu da muhakkak ki böylesine taraftar olamaz!. Askerlerin bu son açıklaması, hele 28 Şubat yıldönümünde, şu soruyu sormamızı gerektiriyor: "Acaba TSK ve TC'yi koruma ve kollama görev ve işlevlerini yerine getirmese idi, maddi ve manevi sınırlarımızı (Fogg hamın istediği gibi) beklemese idi, acaba bugün nerede olurduk?" Cevabını hemen vereyim: Sağlı sollu liboşların ve AB zimamdarlarının istedikleri yerlerde! Öcalan'ın idamı Şu sırada, AB Laiken zirvesinin arefesinde, ilginç şeyler olmakta. Bir taraftan, Karen Fogg hanımın nanelerinin ortaya saçılması, Hanımın "uyuyan köpekler" dediklerini artık uyandırırken, İdam Cezasının kaldırılması Öcalan'ın idam edilmesi ile özdeşleşti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Öcalan'ın en yüksek Türk yargı mercilerince kesinleştirilmiş cezasına, kendisine "savunma hakkı verilmedi, kötü muamele yapıldı gibi" gerekçelerle "bozarsa", Öcalan'ın idam edilmesi artık mümkün olmayacak. Böylelikle Anayasadan ve TCK'dan idam cezasının kaldırılması önünde fiilen ve teorik olarak bir engel kalmamış olacak. Avrupalıların, özellikle Öcalan'ın kellesini kurtarmak istedikleri malum da, ya bizimkilerin gerekçeleri nedir? Bizimkiler hâlâ o'nunla ve siyasallaşacak PKK ile uzlaşmaktan yanalar. Ama AB dayatmalarının sonu gelmiyor: "Öcalan'ı asmayın, HADEP'i kapatmayın Ermenilere tazminat ödeyin" gibi yeni şartlar da sırada. TBMM Avrupa Parlamentosunun Ermeni kararını kınamış, ama "Bizi AB yolundan döndüremez" diye eklemişler. Bu yoldan dönmek için daha başka neleri bekliyoruz? Belki de Osmanlı İmparatorluğunun bütün unsurlarına tazminat vermemiz ve muhtemelen, TC adından "TÜRK" kelimesinin de çıkarılması taleplerini mi? Büyük başarı Doğrusu, bölücüleri, Öcalan'ı, cinayetlerini ve binlerce şehidimizi unutturup hiç olmazsa bir kesim nezdinde bu neticeyle PKK'nın siyasallaşmış suret-i haktan görünmesini sağladıkları ve binlerce şehit vermemize rağmen, döndürüp dolaştırıp gene "siyasi çözüm" raddesine getirdikleri için kutlamak gerekir. FOGG NETWORK'u mensubu bazı yazar-çizer takımı, PKK ile silahlı mücadele sürerken "askeri çözüm ummak hata, siyasi çözüm, uzlaşma gerek" diyorlar ve Öcalan'ın huzuruna kadar gidip onun postacılığını yapıyorlardı. Şimdi de Fogg hanımla gazetecilik görevlerini çok aşan sıkı fıkılıkları, ondan AB propagandası ve lobisi yapmak için para ve talimat aldıkları hanıma da taktik verdikleri anlaşılınca, "suçluların telaşı içinde ona, buna saldırıyorlar." Onlar saldırdıkça ben de bu konuda yazmaya devam edeceğim, çünkü işin ucunda Türklüğün varoluşu var... İmralı'da Öcalan'ın idam hükmünün verildiği gün, orada bulunan eşim, bir şehit anasına neden boynuna böyle bayrak astığını, iyi niyetle soracak olmuş. Aldığı cevap düşündükçe hâlâ gözlerimize yaş getirir; "Hanım oğlumun tabutu bu bayrağa sarılı geldi!" Anadolu'daki sandıklarda böyle çok bayrak var!