Bilginler'in başına gelen...

A -
A +

SABAH grubunun başı Dinç Bilgin ve oğlu Önay Bilgin gözaltına alındılar. ETİBANK'taki yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarından dolayı sorguya çekiliyorlar. Herhalde olay yargıya intikal edecek ve nihai karar da buradan çıkacak. İddiaların haklı haksız mı, doğru mu yanlış mı olduğu hakkında benim şu sırada fikir yürütmek imkanım yok. Galiba, en basit adalet, hukuk kuralına göre bu safhada kimsenin, yargıyı da etkileyecek şekilde yorum yapması doğru da değil, kanunen caiz de değil! Kişisel üzüntüm Ben, burada, sadece yüz yıllık bir mazisi olan gazeteci bir ailenin başına gelenlere, insan olarak, gazeteci olarak, Bilginler'in eski dostu ve özellikle Önay'la birlikte çalıştığımız bir dönemde sevmiş ve beğenmiş bir kişi olarak, üzüntümü ifade etmek isterim. İnşaallah aklanırlar ve asıl mesleklerine dönerler. Bu konudaki bir yazımda da ifade etmiştim; asıl hataları, modaya uyup kendi asıl meslekleri dışında konulara girmek olmuştur. Dinç Bilgin bunu kendisi de itiraf etmişti. Şu var ki, büyük medya grupları belki kaçınılmaz olarak, işlerini büyütmek için, bankacılığa vb. giriyorlar. Ama bu hepsi için hata! Beşeri zaaflar Benim burada temas etmek istediğim iki insancıl, eski deyimle "beşeri" husus var. Bunlardan biri, hâlâ üzerinde son hüküm verilmemiş bu olaya, bazı meslektaşların ve bazı patronların, büyük bir hınçla, adeta ağızlarının suları akarak yaklaşmaları ve yansıtmaları. Kimbilir belki de aralarındaki geçmiş olaylardan dolayı akıllarınca intikam alıyorlardır. Belki de bazıları da şimdiye kadar, SABAH yayınlarında da insanları maalesef benzer yargısız infaz örnekleri olduğu için, bir nevı intikam duyguları ile seviniyorlar. Düşenin dostu olmuyor! Ancak bu olayda, medya tarafından alınacak önemli bir ders var: İnsanları hot be hot, manşetlerde suçlayıp yargılamadan evvel, dikkatli ve insaflı olunuz! Çünkü bir gün siz de aynı durumlarda kalabilirsiniz! Daha acı olan bir olay da Sabahın ve Bilgin'in uzun yıllar ekmeğini yemiş olanların kindar tavırları. Bazıları şimdi acı anılarını açıklamaya başladılar. Vurun abalıya! Ali Kırca: "Ben ayrıldığım grup hakkında konuşmam!" diye... Teşhir olayı Nihayet, Bilginler'in, gözaltına alınmaları, kanun gereği ve savcıların takdiri. Fakat bunlar, böyle şov halinde mi, medya projektörleri altında mı yapılmalı. Yolsuzluklar konusundaki tutuklamaların bu şekilde yapılmasının yakın geçmişte piyasayı sarstığı, güven ortamını bozarak muhtemelen son bunalımda az da olsa payı olduğu hususunu bir tarafa bırakıyorum ama insani bakımdan yanlış! Bu gerekli işlemleri daha uygar bir şekilde yapmanın herhalde imkanı vardır. Amerika'da da İngiltere'de de benzer olaylar -tutuklamalar- oluyor ama böyle, medyaya önceden haber verilerek, zaman zaman kelepçeler takılarak yapılmıyor. "Davet edilen" ve gerekirse orada gözaltına alınan hatta tevkif edilen ve "yüzlerine karşı kanuni hakları açıklanan sanıklar, aksi ispat edilene kadar masum sayıldıkları için, böyle teşhir edilmiyorlar. Tabii bazan ifrata da kaçılmıyor değil: ABD'de Oklahoma şehrindeki bomba olayında 200 kişiyi öldüren ve idama mahkûm edilen ve idam edilmek için gün sayan Timothy McVeigh'den, gazeteler hâlâ Mr McVeigh diye söz etmekte özen gösteriyorlar. GÜNÜN FİKİR KIRINTISI "Eğer deneyimlerinizden akıllıca istifade ederseniz, hiçbir şey zaman kaybetmek olmaz!" *RODİN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.