Brüksel sevdalıları-Türkiye sevdalıları!

A -
A +

Avrupa Birliği Kriterleri'ne "Uyum" Yasaları Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin deyimiyle, bir "Gökkuşağı" koalisyonunun oylarıyla, "yangından mal kaçırırcasına" geçirildikten sonra, medyanın büyük kısmında, zafer nidaları eşliğinde atılan başlıkları, yapılan yorumları, ilerisi için ibret-gaflet hatta ihanet belgeleri olarak saklamak gerekiyor. Başbakan Ecevit "Artık Avrupalı olduk!" diyor. Bir efsane vardır; güya insanlar gökkuşağının altından geçince cinsiyet değiştirirlermiş; Türkiye de, şimdiye kadar Avrupalı değildi de, gökkuşağı sayesinde bir gecede Avrupalı mı oldu? Yakın tarihimizde böyle abartmalar vardır; Tanzimat'ın ilanından sonra sokaklara çıkarılan davulcu tellallar "Duyduk duymadık demeyiiin; bundan sonra gâvura gâvur denmeyeceeek!" diye bağırtılmışlardı... 1908'de hürriyetin ilanından ve 1950'de çok partili demokrasinin gelmesi ile aşırı talepler ve yorumlar yapılmıştı. İşte şimdi de öylesine coşkulu bir hava estiriliyor; sanki sihirli bir değnekle, hemen her sorunumuz Avrupa'nın kriterleri ile çözülecek! Ancak iş burada bitmedi; bekleyelim, gerçekleri göreceğiz.. AB ne yapacak? AB'li ev ödevi hocalarımızın, şimdiki memnuniyet beyanlarına rağmen Aralık'taki Kopenhag Zirvesi'nde ne yapacakları belli değil. Muhtemeldir ki Mesut Yılmaz ve diğerleri Verhaugen, Schröder, Karen Fogg ve diğerlerine, "Aman 3 Kasım'a kadar dilinizi tutun-dalgalandırmayın!" diye ricacı olacaklardır.. Ama ya sonra?. Bakın, milliyetçilerin Erciyes Yaylası'ndaki yarım milyon kişinin katıldığı Zafer Kurultayı ve sokaklara dökülmeye başlayan şehit aileleri, Türkiye'nin keskin çizgilerle ikiye ayrıldığını gösterdi bile... Ankara'daki ve medyadaki sanal hayal aleminden gerçekler vadisine inildi bile! Bır tarafta, idam cezasının kaldırılmasına. Apo'nun ipten kurtarılmasına ve ülkeyi Sevr'de olduğu gibi etnik parçalanmaya götürecek TC Üniter Milli Devleti'nin sona erdirilmesine asla razı olmayanlar, diğer tarafta da küçük hesaplı, sığ düşünceli teslimiyetçiler ve Türkiye Cumhuriyeti'ni komünizmle sona erdiremeyip, şimdi AB ile bitirtip yerine 2. Cumhuriyeti getirmek isteyenler... 3 Kasım'da bunlardan hangisi galebe çalacak; Bahçeli'nin tabiri ile, "Türkiye sevdalıları mı, yoksa Brüksel sevdalıları mı"?. Bu arada malum medyada Kemal Derviş ve solda birlik veya kümelenme pompalamaları ve MHP'nin "bittiği" yorumlarını yapanlara, ısmarlama kamuoyu araştırmacılarına bir uyarım var; "kurtu öldürmeden, postunu paylaşmaya kalkmasınlar!" Hayati bir soru Başbakan Ecevit'ten şu bağlamda büyük anlamı olan hayati soruyu tarih önünde cevaplamasını rica ediyorum; Ecevit ve DSP son seçimlerde başarılarını Apo'nun yakalanıp getirilmesine borçlu idiler. Şimdi ortada dağıtılması gereken bir şüphe var: Apo'yu Kenya'da kim yakaladı ve bize teslim etti ve buna karşılık hükümet ne vaat etmişti? Yetkisi olmadığı halde idam edilmeyeceğini vaat etti ise, demek ki İmralı'daki yargılama bir kandırmaca, bir komedi idi ve bu oyunda, yüce Türk adaleti -en yüksek merciine kadar- kullanılmıştı! Bu 56. hükümetin "sırrı" olabilir ama "devlet sırrı" olamaz. Açıklığa kavuşturulmalıdır!. Biji Başlığında, rahmetli Türk milliyetçisi Sedat Simavi'nin koyduğu Türk Bayrağı ve "Türkiye Türklerindir" ibaresi bulunan bir gazetemizin genel yayın müdürü, zafer coşkusu ile, kendisinden öyle geçmiş ki, "zaferden" sonra manşete "Biji Türkiye" ibaresini koyacakmış. " Ne Mutlu Türküm Diyene" inancında olan Türk milliyetçisi Kürtler çoktur ve onlar da "Yaşasın Türkiye diye bağırırlar... "Biji" Apo ve HADEP'e yaraşır! Bu gazetenin ilerde "Türkiye onu kullananındır" ibaresini kullanmayacağını umarım. YTP Genel Başkanı İsmail Cem de, kendinden geçmiş ve bence, hazin bir itirafta bulunmuş "3 Kasım Seçimlerinde iktidara, Avrupalılara meram anlatacak, onları anlayan ve onların tanıdıkları birisinin -herhalde kendisinin- iktidara gelmesinin gerekeceğini "söylemiş... Bu, Osmanlı'nın son döneminde ve de mütarekede "Düveli muazzama ne der?" sendromunu ve devletin başına Avrupalılara yakın sadrazamların atanması şartını hatırlatmıyor mu? . . NOT: Şu sırada terör olayları dahil idam cezasının kaldırılması acaba kimin işine yarar? Madde TBMM'de kaldırılırken PKK eşkıyaları iki güvenlık görevlisini şehit ediyorlardı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.