Eski bayramlar... Eski filmler...

A -
A +

Basında klasik bir konudur; bayramlarda, eski bayramlar hatırlanır ve yazılır. Benim yaşımda olanlar, yani seksenlerine merdiven dayamış olanlar, eski günleri ve özellikle eski bayramları tatlı-acı buruk duygularla, ama gene de nostalji ile hatırlarlar. Bizlerin dünyası, eski filmler gibi siyah-beyaz, tek düze ve komplike olmayan bir dünya idi... Yolsuzluklar bile, fazla komplike olmayan tek düze yolsuzluklardı... Çoğu eski sinema filmlerinde olduğu gibi, kötüler ve iyiler, doğrular ve yanlışlar belli idi, konular da komplike değildi. Önce teknikolor icat edildi Önce "teknikolor" icat edildi, filmler hem renklendi, hem de konuları giderek daha komplike oldu. Bügünkü filmleri seyrederken, kahramanlarla hainleri biribirinden ayırmak, neyin ne olduğunu anlamak için fazla kafa yormak gerekiyor. Eskiden ayıp sayılan hatta denetleme kurulları tarafından men edilen hususlar, sapıklıklar, artık ahvali adiyeden. Kadınların çıplaklığının bir derecesi vardı. Aşk sahnelerinin belli kuralları vardı. Mesela erkekle kadın bir yatak üzerinde öpüşürlerken -sevişirlerken demiyorum- ikisinin de tek ayaklarının yere basar şekilde gösterilmesi şarttı; başka bir şeyler oluyor izlenimini bile vermemek için! Öpüşme sahnelerinde de kameralar artistlerin ağız ve burunlarının içlerine kadar girmezdi. Vuruşma, çatışma sahnelerinde, hatta savaş filmlerinde şiddetin de bir derecesi vardı.. Teknikolor yani renkli filmler çıkınca ortalık kıpkırmızı kan seline döner oldu. Şimdi, bazan eski siyah-beyaz filmleri yeniden seyrederken Amerika'da o zamanki düzgün aile rabıtalarının ve insanlar ve gençler arasındaki düzgün ilişkilerin özlemi duyuluyor.. Bizim bayramlar Ancak bizim çocukluğumuzda ve gençliğimizde bayramlar gerçekten başka idi: Türk toplumunun geleneksel aile düzeninin, en güzel tarafları, büyüklere saygı, küçüklere sevgi, düşmanlık ve kavgaların, hiç olmazsa bir süre için, ortadan kaldırması telkin edilirdi... O zamanlar en basit şeylerden zevk duyardık. Büyüklerden harçlık, hediye almak, yeni bayramlık giysiler, izin alıp bir iki sinemaya gidebilmek dünyalara değerdi. Şimdi bunların hangisi kaldı? Hayatlarımız, ailelerimizin hayatları, ülkenin hayatı belki yeni filmler ve TV programları gibi, çok renklendi... Eski basit zevkleri hatta yenilerini kanıksar olduk. Çocuktan büyüğe kadar yeni yeni heyecanlar ve zevkler arıyoruz. Kolay tatmin edilemiyoruz! Bütün dünyada Bunun sadece bizde mi böyle olduğunu sanırsınız. Dünya böyle. Her şeyin bol olduğu Amerika'da da Avrupa ülkelerinde de insanlar genel bir tatminsizlik içindeler. Yeni heyecanlar arıyorlar. Uyuşturucu yaygınlığının, türlü cinsel sapıklıkların bir sebebi de bu! Amerika'da ortaokullarda gençlerin ellerine silah alıp, sınıfları basmaları, arkadaşlarını rastgele öldürmeleri de tatminsizliklere, heyecan aramaya bağlanıyor. Geçen gün Kaliforniya okulunda silahla dehşet saçan 15 yaşındaki genç "Niçin yaptın?" sorusuna: "Çok canım sıkılıyordu!" diye cevap vermiş... Ben şahsen, çok renkli, çok kişili ve girift konulu filmlerden bıktım; kaybolmuş çocukluk ve gençlik zamanlarını, eski siyah-beyaz filmleri -galiba boşuna- arıyorum. Ama hayali bile cihan değer! GÜNÜN FİKİR KIRINTISI "Geçmişini unutan bir millet, hafıza kaybına uğramış bir insana benzer" DAVID MCCULLOUGH "İyi kullanabilen için zaman yeteri kadar uzundur" LEONARDO DA VİNCİ

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.