Gazetecinin ölümü

WALL STREET JOURNAL gazetesinin muhabiri Daniel Pearl, Pakistan'da kaçırıldı ve bir ay kadar sonra, vahşi bir şekilde öldürüldüğü ortaya çıktı. Bir defa, gazeteciliğin ne kadar tehlikeli bir meslek olduğu gene anlaşıldı. 11 Eylül 2001'den sonra, Afganistan'da 13 yabancı gazeteci öldürülmüştü, fakat Pearl'ün ölümü başka bir anlam taşıyor. Daniel Pearl'ü kaçıranların ve öldürenlerin bunu, ya Müslümanlık ya da Pakistan milliyetçiliği adına yaptıkları söyleniyor. İslamiyete ve milliyetçiliğe ilke olarak karşı olanlara gün doğdu. Cinayet, zaten bir süredir özellikle Amerika'da hüküm süren İslam karşıtlığına ve mübarek dinimizin böylesine Allah, din ve "cihat" adına, cinayetleri mübah gördüğü kanaatine ivme veriyor!.. Mektubum Wall Street Journal editörlerine hemen gönderdiğim mektupta, bu cinayeti hem bir gazeteci hem de Atatürk'ün laiklik ilkesine bağlı bir Müslüman olarak, takbih ettiğimi belirttim ve şöyle dedim: "Bu hunharca cinayetin sorumluluğu asla İslamiyete yüklenmemelidir.. Cinayet, hele Allah ve İslam adına böylesine cinayet, benim ailemden öğrendiğim İslamiyetin ruhuna tamamıyle aykırıdır.. Bu olay yanıltılmış Müslümanlar için de ibret teşkil etmelidir... Nihayet, bu cinayet ülkesini Atatürk'ün laiklik yolunda ilerletmek için cesurane çaba göstermekte olan Pervez Müşerref'e de yansıtılmamalıdır. Eğer şimdi Pakistan ve Müşerref bu cinayetten mesul tutulurlarsa, bundan muhaliflerı ve cinayeti işleyenler yararlanırlar ve hakiki Müslümanlarla Batının ve Amerika'nın arasında uçurum derinleşir!." Pearl ve idam cezası "Pearl Cinayeti", bizde İdam Cezasının kaldırılmasının ve Öcalan'ın kurtarılmasının tartışıldığı şu sırada başka bir anlam kazanıyor. Amerika'da, liboşlar dahil, kamuoyu Pearl'ün katillerinin yakalanıp idam edilmelerini veya yakalandıkları yerde öldürülmelerini istiyorlar. Pakistan'da -eğer doğru ise- Müslüman olmayanları öldürenlere idam cezası verilmemesi büyük bir infial konusu. Medyada katillerin FBI veya CIA'nın Pakistan'da yakalanıp, Amerika'ya yargılanmak üzere getirilmesini isteyenler var! Amerika'da çoğu eyaletlerde idam cezası var. Pearl'ün katillerinin veya Amerika'ya karşı terör suçlarını işleyip, Amerika'da idam cezası var diye Amerikan adaletinde iade edilmemesi hususundaki Avrupa itirazları kınanıyor. Hatırlardadır; bizdeki idam karşıtlarının bir iddiaları da, Avrupa'ya sığınan ve orada himaye gören Fehriye Erdal gibi teröristlerin bu yüzden Türk adaletine iade edilememeleri! Sanki, Belçika ve diğer ülkeler biz idam cezasını kaldırsak cani teröristleri hemen iade edeceklermiş gibi... Sığ mantık buna derler! Her ne hal ise, siz garabete bakın ki dünyada ve bizde Pearl cinayetleri gibi terör olayları sürerken bizim bazıları, Avrupalılar, insan hakları uğruna öyle istiyorlar diye idam cezasını tümünden kaldırılmasını istiyorlar. Acaba Avrupalılara aynı baskıları şimdi niçin ABD üzerinde yapamıyorlar? Terör suçlarında idam cezası verilmesi her zamankinden fazla şimdi gerçek şartların gereği. Öcalan'ın ve diğer kaatillerin insan hakları var da bizim şehitlerimizin hakları yok mu? Pearl'ü öldürenlerden daha katmerli katil Öcalan'ın idam edilmemesi de her zamankinden fazla şimdi büyük bir garabet olarak yüzümüze sırıtıyor. Öcalan cenapları İmralı'daki Internetli odasında herhalde sevincinden kaşınıp duruyordur! Sağcılıktan şimdi bulundukları araziye uymak için liboşluğa dönenler, Solculuktan liboşluğa dönenlerden daha da müfrit oluyorlar. "İdam kaldırılmalı. Öcalan sağ bırakılmalı Kürtçe ana dil eğitimi serbest bırakılmalı" diyen Taha Akyol, böylelikle Öcalan'ın giderek Mandela gibi siyasi bir kahraman olabileceğini varit görmüyor; oldu bile, farkında değil!. En vahimi, Akyol'un, Öcalan'ın İmralı'dan başlattığı barışçılıktan medet umması! Akyol'a göre Askerler de Öcalan'ın asılmasından yana değillermiş... Nereden malum? Eğer bu konuda konuşmuyorlarsa bu, güncel siyasete karışmamak hususundaki itinalarının icabıdır... Yoksa PKK ve Öcalan ile mücadeleyi yürüten ve en fazla kayıp veren TSK'nın Öcalan'ı korumak isteyeceğine, ben inanmıyorum. Onları konuşmaya zorlamayın!