İdam Cezası -Öcalan-Kürtçe ve AB

A -
A +

İdam Cezası, Öcalan ve Kürtçe eğitim Avrupa Birliği "treni" arasında irtibat var: İdam Cezasını tümünden -terör suçları dahil- kaldırmazsak ve eğer 30.000'den fazla insanımızın katili Abdullan Öcalan'ı en yüksek yargı mercilerimizce tasdik edilmiş hükmüne göre asarsak ve de Kürtçe Anadilinde (hangisi ise), devlet himayesinde eğitimi ve öğretimi kabul etmez isek, bizi AB kulübüne kabul etmeyecekler, acele etmezsek de "treni" kaçıracağız! Avrupalıların bu konularda neden bu kadar ısrarcı olduklarını düşünmek gerek; herhalde mavi gözlerimiz uğruna değil! Bir defa, bu şartlar, idam cezasının tümünden kaldırılması, Kürtçe Anadilde eğitim veya öğretim, bizim liboşların iddia ettikleri gibi, Atatürk'ün "çağdaş uygarlık düzeyine ulaşamak" hedefinin olmazsa olmaz icapları mı? Aslında bunlar, Üniter TC Ulus Devletimizin altına yerleştirilen saatli bombalar değil mi? Mesut Yılmaz'ın mantığı harika: Kürtçe Anadilde eğitim hakkını verirsek PKK'nın elinden koz almış olacakmışız!' Bunlar herhalde Kürtçü medyayı izlemiyor ve Kürtçe Anadil kampanyasının siyasi maksadını, "tek bir Kürtçe" oluşturmakla, Büyük Kürdistan'ın alt yapısını oluşturmaya çalıştıklarının farkında değilller.. PKK'nın elinden koz alıyoruz derken bu kozu kendilerine gümüş tabak içinde vermek isterler! Gafletin bu derecesine, bilmem ki ne demeli? Fogg Hanımın naneleri! Verheugen'in dayatmalarını ve Fogg Hanımın nanelerini gördükten sonra, hâlâ Avrupa Birliğine girmenin Türklüğün ve TC'nin değişmez ilkesi olduğunu ve Türklerin çoğunun AB'ye girmek istediklerini iddia etmek ne kadar doğru olur?. Cesaretiniz varsa gerçek bir kamuoyu araştırması yapın, en iyisi, İdam Cezası konusu ile birlikte ve kamuoyuna ama bütün ayrıntıları belirterek, AB'ye girmenin bize nelere mal olacağını objektif bir şekilde belirterek sorun; bakalım netice ne çıkar. Türk milleti hiç aptal değildir ve inanıyorum ki AB konusunda da şartlandırma barajına rağmen uyanıyor! Suçüstü AB taraftarlarının Fogg Hanımın nanelerinin ortaya saçılmasından dolayı, bunu temin edenlere, hem suçlu hem güçlü. FOGG ŞEBEKESİ mensuplarının isim ve faaliyetleri gittikçe deşifre oldukça, "Siz nasıl olur da, utanmadan bizi suçüstü yakalarsanız?" diye kızmalarının asıl sebebi de bu!. Güven meselesi AB'ye, bir gün 2004'te mi olur, 2010'da mı olur lütfen alınmaz ve hatta üyelik müzakereleri başlatılmazsa kıyamet mi kopacak? Türk devleti çökecek mi? O raddeye kadar burnumuzdan sürüklenirken bütün değerlerimizden ve koruma kalkanlarımızdan, koparılacağımızı kimse düşünmüyor. İdam Cezasına ve Öcalan'ın idam hükmüne gelince; terör suçlarında da idam cezası kaldırılırsa sağdan ve soldan hâlâ başımızın belası olan terörle mücadelede önemli bir caydırıcılıktan tamamen arındırılmış olacağız. Hükümet Öcalan'ın idam hükmünü TBMM'ye sevketmemekle ve onu gerektiği gibi zamanında asmamakla, bırakınız şehitlerimizin ruhlarını muazzep etmeyi, bütün verilen teminatların hilafına Eşkıya Başı kaatil bugün barış havarisi kesilmiştir. Bunu sağlayanlar şimdi, idam cezasının kaldırılması ve ana dil konusunda aynı gafleti sergiliyorlar. İdam edilirse "martir" olur diyorlar. Farkında değiller mi ki sayelerinde hem lider kaldı hem de "martir" oldu. CHP lideri Deniz Baykal da bu konuda büyük bir laf etmiş: "Devlet (idam ederek) intikam almaz" demiş. Doğru, Devlet adilane ceza verir ama cezayı verirken de Oklahoma City'de ikiyüz kadar insanı öldüren bombacı Timothy McVeigh'i idama mahkum eden yargıcın dediği gibi, halkın imtikam hislerini tatmin etmek zorundadır. Hatırlatayım: Biz otuzbinden fazla insanımızı kaybettik!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.