İki büyük Türk milliyetçisinı kaybettık. Osman Bölükbaşı'yı ve Muzaffer Özdağ'ı. İkisini de yakından tanımak mutluluk ve şerefine nail olmuştum. Bölükbaşı beni her gördüğünde, rahmetli babamın, kendisinin küçük bir çocuk olduğu sırada Kırşehir'e gittiğinde ona manda gözü tabir edilen bir 25 kuruşluk verdiğini hatırlatırdı. Muhakkak ki Türk politikasının çok sağlam bir direği ve renkli siması idi. Muhalefet onun tabiatı gereği idi. Demokrat Parti kurulduğu sıralarda rahmetli Bayar ve rahmetli Menderes'le de ters düşmüş fakat asla eğilmemişti. Muzaffer Özdağ, 27 Mayıs darbesi esnasında Milli Birlik Komitesi üyesi idi. Ama onunla, birliğin diğer bazı üyeleri arasında büyük fikir ve karakter ayrılıkları vardı. Nitekim birlikte fazla kalamadılar. Özdağ Türk milliyetçiliği mücadelesini ayrı ve Türkeş paralelinde sonuna kadar sürdürdü. Onu son olarak Nazım Hikmet konusunu danışmak için aramıştım. Zira bu konuda,Nazım'ın bir vatan haini olduğu hususunda, sağlam bilgi ve kanıtları vardı. Ancak bir ameliyat geçirmişti, güç konuşuyordu. Her iki aziz dosta Allahtan rahmet, geride bıraktığı yakınlarına, Özdağ'ın kıymetli oğullarına, Ümit Özdağ'a başsağlığı diliyorum. Türklük uğruna mücadeleleri boşuna gitmemelidir! CIA-Bir değerlendirme CIA Başkanı Charles Tenet, Kongre Komitesi'nde El Kaide örgütü tehdidinin boyutlarını anlattı ve bu arada Türkiye'ye de yeni terör saldırıları yapılabileceğini belirtti. Aleni celsede söylediklerinden fazlasını ve ayrıntılarını herhalde gizli celsede söyleyecek. Bu konuşmada, gazete ve TV haberlerine geçmeyen ilginç ayrıntılar vardı. Özellikle senatörlerin Rusya ve Çin'in terör konusundaki tutumlarını sormaları karşısında, Tenet, "diplomatik itina" göstermekle beraber, bu iki devletin zahiren teröre karşı gözükmelerine rağmen, alttan alta, özellikle füze, nükleer konularda, Başkan Bush'un "Kötülükler ekseni" dediği İran-Irak ve Kuzey Kore'ye teknolojik transferlere devam ettiklerini belirtti. Ve sarahatle "Rus Dışişleri Bakanı bana bunu yalanladı ama ben elimdeki bilgilerle ona inanmıyorum. Bu devletlerin zahiren söyledikleri ile alttan alta yaptıkları arasında büyük fark var. Bunu bilmek gerek" dedi. Bu sözler benim özellikle Rusya'dan, ne Türkiye ne de Batı ve Amerika için, uzun vadede dost olmayacağı kanaatimi destekliyor. Her şey göründüğü gibi değil, görünenler de her şey değil! CIA büyüteç altında Şu sırada CIA örgütü -daha doğrusu örgütün geçmişteki hata ve sevapları- büyüteç altında. CIA'nın Clinton döneminde eski gücünü ve esas fonksiyonlarını yitirdiği iddia ediliyor. Özellikle aşırı köktendinci örgütler ve Afganistan hususunda iyi istihbarat yapmadığı, Taliban ve El Kaide konusunda kendi ajanlarının verdiği bilgileri değerlendirmediği ve bu yüzden de 11 Eylül saldırısını önceden haber almadığı iddia ediliyor. Bush Başkan olduktan sonra Başkanı ve üst yönetimi değişti ama köklü reformlar yapılması gerekecek. Orta Doğu ve Orta Asya'da CIA "Harekat Direktörlüğünde" kendi deyimi ile "piyade askeri" olarak, 1976'dan 1997'ye kadar 21 yıl görev yapan Robert Baer, "Kötülükleri Görmezlikten Gel" adlı anılar kitabında, örgütün daha önce başarılı olmasına karşılık son yıllarda, Clinton'lı yıllarda kıymetlı elemanlarını kaybettiğini, yönetimin politikacılara geçtiğini, örgütün mevki hırsları ve mücadeleleri, "politik doğruluk" tutkuları yüzünden içinden çöktüğünü, 11 Eylül 2001 saldırısını önleyemediğini iddia ediyor.