Siyasette alacakaranlık!

Sadece politikanın değil Türkiye'nin geleceğine yön verecek gelişmelere, senaryolara sahne olacak hararetli bir haftanın içindeyiz. Elli yıla yakındır gazetecilik yapıyorum, politikanın, politikacıların, şimdiki kadar yozlaştığını, olayların bu kadar kaygan bir zeminde geliştiğini ve siyasilerin, bu kadar ilkesiz davrandıklarını hatırlamıyorum. ANAP liderı Mesut Yılmaz ilkesizliğin mücessem timsali ve bütün bunların odak noktası! Senaryolar Her gün yeni senaryolar ortaya atılıyor; mesela en son ortaya atılan YTP ile ANAP'ın birleşerek, seçimi erteletecek, yeni bir Hükümet kurulması MHP'nin bertaraf edilmesi senaryosu var. Senarist gene Mesut Yılmaz! Gazetecilik hayatımda, dış ve yabancı faktörlerin, etkenlerin iç politikayı, milli değerlerimizi ve çıkarlarımızı bu kadar ters yönde etkilediğini de hatırlamıyorum. Daha önce hiçbir Cumhuriyet sıyasi liderinin, Mesut Yılmaz'ın şimdi yaptığı gibi "Avrupa Bırliği Hükümeti kuralım"... "Avrupalıların hoşuna gidecek bir kişi başbakan olsun!" nev'inden, "Amerika yanlısı hükümet kuralım" dediklerinin hatta, bazıları içlerinden arzu etseler bile "Sovyet yanlısı hükümet kurulmalı" demeye cesaret ettiklerini de hatırlamıyorum. Bakın AB'nin "Türkiye komiseri" Yılmaz, açıkça "Seçimlerde MHP veya AKP iktidara gelirler veya ortak olurlarsa AB bizi içine almaz, müzakere tarihi vermez" diyerek seçmenleri korkutmaya çalışıyor. Demek ki Türkiye'nin siyaseti ve iktidarı, AB'nin ipoteği altında. İktidarları da AB'nin Verheugen gibi ev ödevi hocaları tayin ve tasvip edecekler. İşin acısı demokrasi denince mangalda kül bırakmayanlar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin siyasete müdahalesinden gocunanlar, milli iradenin tecellisine AB tarafından ipotek konmasını hiç yadırgamıyorlar! Siyasi yozlaşmanın bundan iyi kanıtı olur mu? Türlü senaryolar -%10 barajının indirilmesi- alelacele seçim ve partiler kanunlarının değiştirilmesi makul teklifler olabilirdi ve eğer son seçimlerden hemen sonra bu yollara gidilseydi -ki gidilmeli idi çok yerinde olurdu- ama maç başladıktan sonra kalenin yerinin değiştirilmeye çalışılmasının arkasında vıcık vıcık kişisel ve partisel menfaatler ve özellikle seçimleri erteletme amaçları sırıtıyor. Çoğu partiler de bunu ifade ediyorlar fakat hemen ardından, ne olur ne olmaz da "amma" diye açık kapı bırakıyorlar. Bunu yapmayan tek parti MHP ve de bütün bu oyun ve senaryoların hedefi de MHP! Yozlaşmanın sebebi? Siyasetteki bu inanılmaz yozlaşmanın sebebi ne? Aslında bütün dünyada devlette ve iş aleminde yozlaşma ve yolsuzluklar arttı. Bence bunun evrensel sebebi rant, faiz ve borsa hesap ve çıkarlarının eski değer yargılarına, gerçek milli çıkarlara nazaran daha ağır basması. Bunun "miladı" ne, ama bence, bizim değer ve dengelerimizi, 27 Mayıs ve sonrasındaki deprem, ve dünyadaki eski ahlak ve değer kurallarını da son yıllardaki Globalizm rüzgarları alt üst etmiştir. Örneğin, Amerika'da WASP ve Judeo- Hiristiyan etiği geçerli idi.. İngiltere'de yazılı olmayan bir "It is not done" (Yapılamaz) kuralı vardı. Politikada ve iş hayatında yozlaşma ve yolsuzluklar, büyük ölçüde böyle önlenirdi. Biz de iyi Müslüman olmanın doğruluk kuralları ve Cumhuriyetten sonra da bunlara ek olarak, Milli Mücadeleden ve devrimcilikten kaynaklanan sağlam dürüstlük kuralları vardı. Sonra "önce ekmekler bozuldu" şimdi ise varsa yoksa rantlar, borsa ve faiz endişeleri... AB'ye illa ki de girmemizin gerekçeleri de açıkça bu hesaplar; rant vb umutları. Bir kısım gençlerimiz de böyle şartlandırılıyor ve geleceklerini AB'de görüyorlar. Bu hafta... Dönüyorum senaryolara: içinde bulunduğumuz hafta içinde hatta bu yazı yazıldıktan sonra ortaya daha ne senaryolar atılacak? Yarın YSK'nın, Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimlerde aday olup olmayacağı hususunda vereceği karar ilke olarak önemli. Ancak bu karar olumsuz olursa -ki olmayacağı anlaşılıyor- bence AKP'nin şansını ve durumunu etkilemeyecek, aksine onu "mağdur" yapacak. Ben şahsen Erdoğan'ın değiştiğine inanmıyorum, ancak garip gelecek ama, keşke seçime katılabilse de ne olacaksa olsun, görelim, keşke pahalı da olsa bu tecrübeden de geçsek ve bu ukdeden "kökten" kurtulsak diyesim geliyor. Nihayet önümüzde muhakkak ve seçimleri erteletebilecek bir Irak Operasyonu var. Bu operasyon Türkiye'de de taşları yerine oturtur!