Liberal açıdan bakınca ABD mi Türkiye mi?

A -
A +

ABD tüm dünyada sert tepkiler ve reaksiyonlar gösterilen bir ülke. Sanırım son yıllarda bu iyice arttı. Bunun iki ana sebebi olduğu kanaatindeyim. Birincisi, komünist blokun ortadan kalkmasının ABD’yi bir negatif referanstan mahrum kılması yüzünden dikkatlerin ABD üzerinde toplanması ve bunun ABD’deki kötülüklerin daha iyi görülmesine yol açması. İkincisi ise ABD’nin bir dünya düzeni tasarlaması ve her yol ve yöntemle ülkelerin bu düzen tasavvuruna uymaları için iç işlerine karışması. O kadar ki bu müdahaleler açık veya örtülü, doğrudan veya dolaylı darbe teşebbüslerinden sivil toplum unsurlarını bir şekilde kullanarak ve manipüle ederek o ülkeleri baskı altına almaya kadar uzanmakta.

 

Aslında ABD çok güçlü bir sivil toplum geleneğine sahip veya sahipti. İki dünya savaşı öncesinde Amerika daha ziyade kendi içine yönelikti ve sivil toplum geleneği büyük ölçüde yaşamaktaydı. Bilhassa II. Dünya Savaşı’ndan sonra bir dünya gücü olarak Britanya’nın yerini alması zamanla Amerikan sivil toplum geleneğine de zarar verdi. Sivil toplum hem geriledi hem de büyük ölçüde Amerikan dış politikası paralelinde hareket eder hâle geldi.

 

O kadar ki bu etkiden liberal kişi ve kuruluşlar da payını aldı. Bugün ABD’deki sivil toplum kuruluşları ağırlıklı olarak ya Amerikan devleti ya da devletle bağlantılı sivil görünümlü yapılar tarafından finanse edilmekte. Mesela Freedom House kaynaklarının büyük çoğunluğunu Amerikan devletinden alan bir kuruluş. Son yıllarda yayınladığı ve Türkiye’yi komik şekilde hiç özgür olmayan ülkeler arasında gösteren raporları bir taraftan bunun diğer taraftan da özellikle FETÖ’nün tesiriyle hazırlanmakta. Amerikan devletinin sivil toplum üzerindeki menfi etkisinin bir diğer tezahürü tüm dünya ülkelerini liberal değerler açısından masaya yatıran Amerikalı liberallerin sıra Amerikan devletine gelince yan çizmeleri. Bunun en açık örneğini bugünlerde Filistin-İsrail savaşında alınan pozisyonlarda görmek mümkün.

 

Bu durum ister istemez Amerikan kuruluşlarıyla iletişim içinde olan diğer ülke liberallerini ve liberal kuruluşları da etkilemekte. Örneğin son İsrail saldırılarına ve ABD’nin buna verdiği sonsuz ve sınırsız desteğe karşı nasıl bir tavır alınmalı? Liberal değerler açısından bakıldığında İsrail kesin olarak haksız. İsrail’in şu anda Gazze’de yaptığı da açıkça bir katliam. ABD ise İsrail’in en büyük destekçisi. Bu durumda liberallerin ABD’yi eleştirmesini beklemek gerekir herhâlde. Ancak, bunun pek yapılmadığını görmekteyiz. Bu durumda ABD’li kuruluşlardan mali destek alan liberallerin ABD’yi eleştirmesini beklemenin boşuna olduğunu söyleyebilir miyiz?

 

Daha başka örnekler, söz gelimi Türkiye-ABD ilişkileri üzerinden konuşmak da mümkün. Geçenlerde ABD Başkanı Biden bir açıklama yaptı ve “Türkiye’nin Suriye’deki faaliyetlerinin ABD’nin güvenliği açısından ciddi bir problem oluşturduğunu” söyledi. Buna karşılık Türkiye Başkanı Erdoğan da aynı meyanda bir açıklama yaparak karşılık verdi ve “ABD’nin Suriye’deki faaliyetleri Türkiye’nin millî güvenliği için ciddî bir tehdit oluşturuyor” dedi. Şimdi bu durumda Türkiye vatandaşı olan, kökleri bu topraklarda ve kültürde bulunan liberallerin nasıl bir tavır alması beklenir? Suriye’de olup bitenler açısından binlerce kilometre ötede olan ABD’nin millî güvenliği mi yoksa Suriye ile yüzlerce kilometre kara sınırı olan Türkiye’nin millî güvenliği mi daha önemli? Görebildiğim kadarıyla hiçbir Türkiyeli liberal bu konuda bir açıklama ve değerlendirme yapmadı…

 

Öyle sanıyorum ki İsrail’in Gazze katliamı ve genel olarak Batı’nın özel olarak ABD’nin bütün liberal ilke ve değerleri çiğneyen tutumu Türkiyeli liberallerin pozisyonlarını gözden geçirmesini gerektirmekte.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.