Aydınlar Ocağı ses veriyor

A -
A +

Prof. Mustafa Erkal, ülkenin istikbâlini ilgilendiren bugünkü iç-dış sorunlara ilişkin Aydınlar Ocağı'nın görüşlerini açıkladı. Ocak bağımsız, tuzakları, dayatmaları ve tehlikeleri iyi görüyor. Amacı da milli varlığı canlı tutabilmek; uyumlu, hazırlıklı, talepli ve plânlı çalışmasını sağlamak. Önceliği ülke çıkarlarında görebilen herkesin yapabileceği bir şey vardır mutlaka. Bana göre, Türkiye, çevre ülkelerden ve global güçlerden kaynaklanan dış tehditlerle karşı karşıyadır. İçerde de ırkçı, bölücü, radikal dinci, terörü hâlâ kullanmaktan çekinmeyen ve vazgeçmeyen aşırı sol terörcü ve batıcı-teslimiyetçi tehdit unsurları yer almaktadır. Milletleşme sürecinde, ulusal mutabakatların meydana çıkmasında ve güçlendirilmesindeki; sorunlar, farklılıklar, çelişkiler, kararsızlıklar, belirsizlikler aşılmalıdır. Dış dayatma ve küreselleşme buna uygun zemin hazırlamaktadır. Alt ve mahalli kültür özellikleri milli kültüre rakip değildir. Birbirini tamamlar. Dünyada geride kalmasına karşılık Türkiye'de soğuk harp yoğunlaştırılmak istenmektedir. Türkiye'den yana olanlar Küreselleşme bütünleşmiş dünya hedefler iken, Türkiye'de bölünmüşlük potansiyelini bünyesinde barındırıyor. Yeni tip tuzaklar kuruyor. Türkiye'de bir tarafta farklı siyasi kanaatlerine rağmen, (ülkeden yana olanlar) var, öte yanda da "siyasi ve ekonomik işbirliği dolayısıyla dışarıyla birlikte hareket edenler" vardır. AB ile ilişkiler bir yol ayırımındadır. Bu ayırımda AB'ye peşin hayırcı veya peşin evetçi yaklaşımlarla hareket edilirse ülke menfaatleri korunamaz. Türkiye Katılım Ortaklığı Belgesi (8.11.2000) maalesef Helsinki'den de geriye dönüştür. Konu Türkiye olunca işler tersine dönmekte, bütün adaylara eşit muamele edilmemektedir. Bulgaristan'daki Türk azınlığın sorunları gündeme getirilmez iken, öteki aday ülkelerdeki azınlık durumundaki nüfusun ancak çoğunluk dilini öğrenerek toplumla bütünleşebilmesi, eşit eğitim ve iş imkanlarına kavuşturulabilmesi esas alınmıştır. AB'den ödenek alan Kıbrıs Rum Kesimi ve Malta'ya yapılan destekler Ankara'dan esirgenmiştir. Sorunun çözümü beklenmeden Rum kesiminin engelleri kaldırılmış, Kıbrıs'ta barış dinamitlenmiştir. Türkiye'de halkın Türkçe yayınla bir sorunu yoktur. Ama Avrupa, Kürt vatandaşlarımız için değil, kendisini bölgenin jandarması olarak gördüğü, Ortadoğu'ya da müdahil olmak için böyle yapmaktadır. Sözde Ermeni soykırım iddialarıyla da Kafkasya'ya müdahale hakkı arzu ediyor. Aydınlar Ocağı oyun içinde oyun'l#ra dikkat çekiyor. Haksız da değil. Herkesin bu tuzaklara düşülmemesi için bir görevi olsa gerek. Sorumluluğu nispetinde, bir memleketsever olarak. YÖK'te uyum Cumhurbaşkanı Sezer'in Prof. Alpaslan Işıklı ve Prof. Türkan Saylan'ın YÖK üyeliğine atanması sürpriz olmuştu. Ama her taraf için. "YÖK'e muhalif atama" biçiminde duyurmuştu medya. Zaten YÖK de Köşk'ün reddettiği iki adayın yerine isim bildirmemiş, Işıklı ve Saylan'ın atamasını beklemişti. Alpaslan Işıklı YÖK mağduru bir solcu akademisyen. Yıllarca üniversitelerden uzakta kaldı. YÖK'ten "ülkede yaşanan gerilimli süreçte üstlendiği rolün hesabını isteyebilir" diye yorum yapıldı. Daha da ileri gidildi: "Hukuk devleti ve demokrasiyi unutanlara hatırlatırlar" biçiminde vurguladılar. Atama sonrasında İstanbul Üniversitesi'ndeki dayatmaları gerekçe göstererek dekanlık görevinden istifa eden Prof. Aysel Çelikel'in "Bu atamalar açıklandığında Sevgili Kemal Beylerin (Alemdaroğlu ve Gürüz) yüzlerinin ne hâle geldiğini düşündünüz mü? Eh pek mutlu oldukları düşünülemez. Ne de olsa YÖK toplantılarında Başkan Gürüz karşısında (Ben bu yasanın düzenlenmesine, mantığına, felsefesine tümüyle karşıyım. Bunu 10 yıldır dile getiriyorum ve getireceğim" demiştir. Ama yanlış anlaşılmasın, karşı olunan YÖK değil, işleyişi, ilkeleridir." Yeni üyelerle YÖK ilk toplantısını yaptı. İki yeni üye Prof. Işıklı ve Prof Saylan "Uyumlu çalışmak için elimizden geleni yapıyoruz. YÖK'te arkadaşlar, iyi niyetli ve özverili çalışıyorlar. Ancak sorun çok fazla. Eleştirilerimiz yasaya yapılmış eleştirilerdi" dediler. Hepsi bu kadar işte. Oldu da bitti maşallah. YÖK'ün ülkede bir sancı odağı olduğunu sananlar belki de yanılacak.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.