Düğünde siyaset notları
Sezonun girmesiyle, "ekonomik kriz"e rağmen insanlar çocuklarının mürüvveti için kılı kırk yararak düğünlerini gerçekleştiriyor. Herkes imkânlarına göre hazırlık yapıyor. Hafta sonu üstü üstüne mutluluklara ortak oldum. Eski gazeteci arkadaşımız Abdullah Lelik'in oğlu Yunus, Meveser Carus ile hayatını birleştirdi. Allah mutlu etsin. İstanbul'da Kültür eski Bakanı İsmail Kahraman'ın oğlu Mehmet Fatih, Lütfi Kırdar Kongre Sarayı'nda Betül Ulutaş ile birlikteliğe adım attı. Özal döneminin önemli bürokratlarından, Tarım Bakanlığı Müsteşarı Mustafa Keten'in kızı Zeynep de Ankara Park Hotel'de Oğuz Altay'a "bütün kalbiyle evet" dedi. Dilerim genç nüfuslu ülkemizde, bütün çocuklarımız mesut olsunlar. Bir önceki dönemde yaşanan sıkıntıları değil de, üretimi ve refahı yaşasınlar. Sağlıklı nesillerimizin artmasına, gelişmiş ülkeler ve toplumlar arasına girmemize katkıda bulunsunlar. Düğünler aynı zamanda eskimez dostlukların da yeniden hatırlandığı, hatta yaşandığı şölenler şeklinde geçiyor. Kahramanların Düğünü 1968 gençliğinin, MTTB kuşağının buluştuğu bir nostalji de yaşattı. Yirmi yılı aşkın görmediğim Prof. Halit Göknil ve işadamı Ömer Öztürk'ü yurtdışında olmaları nedeniyle bu mutluluk kervanı içinde buldum. Hasret giderdik. Politikacılar, akademisyenler, işadamları, müteşebbisler, bürokratlar, yazar ve fikir adamlarıyla, sanatçı dostlarımızı hep birlikte ancak böylesi mutlulukları paylaşarak görmek hoş bir duygu. "Memleket nereye gidiyor? Ne olacak bu ülkenin hâli?" demeden de olmuyor bittabi. Çünkü sorun fazla, hiç olmazsa torunlar aynı dertten mustarîp olmasın, tekrarlar yaşanmasın. Ketenlerin Düğünü'nde Yargıtay Başkanı olarak emekli olan Doçent Dr. Sami Selçuk ile sohbetimizde; aykırı açıklamalarının, hukuk devleti ve insan hakları önceliği duyarlılığının son "hasta adam" gelişmeleri ve mevcut siyasi istikrarsızlıkla görüşlerini haklı çıkardığını söyledi. Milli Eğitim eski Bakanı Vehbi Dinçerler'in görüşü de alışılmış değil: -Erken seçim falan yok.. Hiç kimse beklemesin.. Bütün gerilim Amerika'nın Irak'ı vurması için batının postal sesleri.. Seçim de bundan sonra olacak.. Çünkü Ankara'yı yakından ilgilendiriyor.. Bağdat'a müdahale de şubatta falan olabilir. Yandı mı keten helva? Onca ülke yönetiminde insanı birarada bulunca "kulis haberleri" de çoğalıyor. İşte bir tanesi var ki zehir zemberek: -Mesut Yılmaz önce cumhurbaşkanı olmak istedi. Şartlar elvermedi. AB'den sorumlu olması imdada yetişti. İşlerin iyi gitmediğini görünce azınlık hükümeti de dahil başbakan olarak sorumluluk almak istedi. MHP'nin dışlanması bundan. Hüsamettin Özkan ile iyi ilişkiler de bundan. Çok da yumuşak gidiyor. Arka planda her şey düşünülmüş. -Neler mesela? -Özkan DSP'de haksız bir şekilde sıkıntıya düşerse, (ki biraz zor görünüyor. Çünkü parti bölünme tehlikesi geçirebilir) Mesut Bey Hüsamettin Özkan ve arkadaşlarıyla birlikte siyasi bir atak başlatabilir. Hükümet değil de "Mesut-Hüsamettin uyumu" daha önde. -SHP ile dirsek teması!? -İddia o ki, Murat Karayalçın'ın Sosyaldemokrat Halk Partisi ile Mesut Bey'in arası çok iyi, katkısı fazla. SHP'nin ise HADEP ile ilişkileri düzenli. Bir emrivakî seçimde SHP-HADEP ittifakı olabilecek. Anavatan ise mevcut beraberliğe seçimde "ortak liste" ile girecek. Böylece HADEP ile resmen ittifak yapmamış ancak fiilen üç parti de barajı aşmış olacak. Ankara'da senaryolar bir hayli yüklü. Devlet Bakanı Kemal Derviş'in de grafiği yükseliyor. Herkesi ve her kesimi sabırla dinliyor. Hak-İş Başkanı Salim Uslu'ya sordum "Sayın bakanın inandırıcılığı ve görüşleri dikkat çekiyor mu?" Cevabı "makul şeyler söylüyor" oldu. Aynı etki TOBB üzerinde de var. Derviş'in Ecevit'e "çekilin" dediği henüz doğrulanmadı ama, Bülent Bey'in deneyimleriyle, birikimleriyle Demirel'in 1970'li yıllarda 41'ler hareketinin partilerinden ayrılmasına seyirci kalacak gibi olmadığı görüşü ağır basıyor. Yani Emrehan Halıcı'ya da, Hüsamettin Özkan'a da, Kemal Derviş'e de aynı mesafede deniyor. Düğün notlarına bakıyorum, yarın da mümkün, daha sonra da dense olabilecek; mevcut durumdan herkesin başta da koalisyon ortaklarının şikayetçi olduğu. Taraflar yeni ve hızlı bir gelişmeye kendini hazırlıyor. Bir şeyler mutlaka olacak.