Yazda sonbahar yaşamak

A -
A +

Piraziz'e seçim yoklamaları için değil, bir ustamızı ziyaret için uğradım. Orta Karadeniz'in hızla gelişen bu sahil kentinde otoban inşaatı hızla ilerliyor. Ancak bazı ev ve mahalleler yol yükselince çukurda kalmış. Nail Tirali'nin taş konağı da öyle... İstanbul Bebek'teki zengin Tirali villalarından sonra; Piraziz'deki sadece görkemli kalıyor, nostalji yaşatıyor, antikaları öne çıkıyor. Nail Usta 60'lı yılların ünlü gazetecisi. Aristokrat bir aileden geliyor. Ancak solcu, o günler içinde. Vatan'da yazıyor. Demokrat Parti'yi ve rahmetli Menderes'i eleştirileri mahkeme yolunu aralıyor. 16 aya mahkum oluyor. Cezaevindeki 4. ayda 27 mayıs askeri müdahalesi gerçekleşiyor. Nail Tirali artık bir kahraman. Adnan Menderes ipe giderken, Nail Bey Ankara'ya kurucu Meclis'e üye oluyor. Yani milletvekili. Cezası da affa uğruyor. Sol bayram ederken; sağ dışlanıyor, horlanıyor, dahası sonrasında beraat edeceği tutuklu günler yaşıyor. Necip Fazıl gibi, Eşref Edip gibi. Sürekli iktidarda olan solun gazetecilerinin havasını siz bir de Cağaloğlu'nda görecektiniz. Afili bu delikanlılardan etkilenmemek hiç mümkün mü? Tam bir batılı entel prototipi. Hele bitmeyen alkol alışkanlığıyla. Nail Tirali anlattı ziyaretimde: -Haftanın her günü bir yerde içerdik. "Cuma toplantılarını Fethi Naci organize ederdi. Sağcıları kızdırmak için içki saatimizi cuma namazına denk getirirdi. Gülüşürdük. Bugün için karşımda Bulancaklı bir İstanbul Efendisi var. Yazılarını, hikayelerini kitaplaştırıyor. Yeni baskılarını yapıyor, yakınları vasıtasıyla. Çoğunu da bana imzalıyor. Ve bundan çok mutlu: "Kitap okuyan azaldı. Ancak bunlar tam yerine gidiyor." Nail Tirali'nin 77 yıllık elleri titriyor, benim yüreğim. Antika eşyaların arasından ayrılıyor, halkın arasına dalıyorum. Yaklaşık 800 km. yol kat ediyor, Bartın'a varıyorum. İki milletvekili var bu zümrüt kentin. Zeki Çakan (ANAP), Cafer Yazıcıoğlu (YTP). Erkeklerin daha fazla müşteri, kadınların satış yaptığı "Garılar Pazarı"na denk geliyorum. Meyve ve sebzelerin tümü taze. Seçim heyecanı arıyorum insanlarda! Geçim sıkıntısı galip geliyor. İki milletvekili de "kırmızı kart" yemiş. Duvardaki poster, yollardaki afiş ve gazete ilanlarından AKP rüzgarı yüzünüze vuruyor herşeye rağmen. Pazar'a rağmen kapısı kapanmamış teşkilatın. Merkez ilçe başkanı Hülya Yılmam meslektaşımızın tuzak sorularını zor göğüslüyor. Ancak AKP'den ayrılmayacağını sürekli vurguluyor. Sinop gibi AKP bir milletvekiline hazır, ötekisi ortada. CHP şanslı. Yeşilin en güzelini bu bölgede yakalamak mümkün. Trafik tek yönle çözümlenmeye çalışılmış ama, Belediye Başkanı Rıza Yalçınkaya kanallar kenti Amsterdam'ı örnek göstererek üç ırmakla ilgili projeyi hayata geçirebilirlerse Bartın'ın teknelerle gezilebileceğini hatırlatıyor. Safranbolu'ya ilk defa gittim. Medya'dan etkilendiğim kadarıyla sanki daha önce görmüşüm. CHP seçime asılıyor. AKP yine önde. Bir sürpriz Prof. Haydar Baş'ın arkadaşları BTP için koşturuyor. DYP de neticeyi etkileyeceğinden iddialı. İstanbul ile İzmit gibi değil, Karabük ve Safranbolu. Bir kentin iki ayrı semti gibi iç içe girmiş. Fabrika yapan fabrika Kardemir Karabük'ün öteki adı. O gümbürdese, Karabük'ün asık yüzü gülecek, umutlanacak. Halk çok öfkeli. "Politikacıların hiç biri bizi idare etmeyi beceremiyor. Yerlerini yeni yüzlere terketsinler, değişim gerçekleşsin" diye şehvada vatandaş. Dün DYP, DSP ve MHP paylaşmış üç milletvekilliğini. Ancak, Havuzlu parkta insanlar Mustafa Eren, Erol Karan ve İlhami Yılmaz'dan vazgeçmiş görünüyor. AKP ve CHP'ye kapı aralamışlar, birini de üçüncü güçlü bir adaya saklıyorlar. Karabük'ün duayen Belediye Başkanı Enver Tümen üzüntülü. Diyor ki: "Karabük'ün iktisadi durumu Türkiye ekonomisinden 10 kat daha kötü." Varın gerisini siz hesap edin. Bu hafta Güney'e iniyorum. Kilis, Gaziantep ve Şanlıurfa'dan sizlere "merhaba" diyeceğim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.