Orantısız güç... Bugünlerde en çok duyduğumuz lâf oldu. Ellerinde çelik misketli sapanlar, sopalar, molotofkokteylleri ve yüzlerinde maskelerle "hazırlanmış" olarak gelen, kaldırım taşlarını söken, vitrin camlarını indiren, sokaklara barikat kuran, yangın çıkaran, polis arabalarını taşlayan, hatta polis helikopterini "maytaplayan" kendi vatanlarının taşına, toprağına, kaldırımına, ağacına, çiçeğine "ezilenler ve yoksullar" adına o kadar barbarca davranan gençleri "kanları kaynayan delikanlılar" olarak ilân ettik, gönderdik! Ortada polis kaldı. Orantısız güç kullanan polis... Bence doğru kelime orantısız güç değil! Eğitimsizlik! Yahut kelimeyi biraz daha yumuşatalım, eğitim eksikliği. Son günlerde iki haberden birinin konusu bu. Aslında çok zamandır polisin orantısız güç kullanması şikâyetleri var. Bir bakıyorsunuz polis dayağından kemikleri kırılan insanlar... Ama ardından bir bakıyorsunuz yapması gerekeni yapamadığından orta yerde âdeta mahsur kalmış, mazlum kalmış, taşlanan, canını kurtardığına şükreden polisler... Öyleyse orantısız güç değil, bir dengesizlik var. Bu dengesizlik bence eğitim noksanlığından kaynaklanıyor. Geçenlerde Bağdat Caddesi'nde gece yarısı iki sarhoş sürücü kız trafik ekipleri tarafından durduruldu. Kızlar, belli ki bir eğlence yerinden dönüyor, ikisi de zil zurna... Ortada büyük bir suç var: İçkili araba kullanma! O ekip çevirmese az sonra belki de birinin ölümüne sebep olacaklardı. Kızlar konuştukça konuşuyor, polislere hakaretler ediyorlar, çorba parası filan gibi lâflar, arada çekim yapan kameramana saldırıyorlar, etrafta birkaç polis şaşkın mı desem, çaresiz mi desem, öyle dolanıyor. Amerika'da düşündüm böyle bir durumu. Acaba o kızlar ikinci cümleyi kurabilir miydi? Elleri arkadan kelepçelendiği gibi başlarından bastırılıp polis otosuna sokulur götürülürdü. Bizim memur arkadaşlar bir türlü bu işi yapamadı, kızlara lâf anlatmaya çalıştılar, üzerlerine vazifeymiş gibi sakinleştirmeye çalıştılar, sonunda karakola götürdüler amma hayli hakaret yedikten, lüzumsuz yere medya görüntüsü olduktan sonra. Eğitimdeki noksanlık burada. Polisler kimi zaman suçluyu -zanlıyı diyelim- derdest etmekte, götürmekte beceriksiz davranıyor; kimi zaman görevinin sadece "yakalamak ve götürmek" olduğunu unutup vatandaşa tekme tokat, cop girişiyor. Ya öyle ya böyle!..