Birleşmiş Milletler'e karşı "Birleşmiş Yürekler"

A -
A +

Birleşmiş Milletler'in Gazze Raporu tamamen siyasi ve taraflı. Bu rapor Türkiye'den tepki gördü ve yok hükmünde sayıldı. Türkiye'nin, İsrail'e karşı aldığı yaptırım kararı ülke genelinde memnuniyetle karşılandı destek gördü. Ancak dün olduğu gibi bugün de hâlâ İsrail'den çok İsrail'ci geçinen kafalar var. İsrail ağızlılar mevcut. Medyadaki kimi İsrail muhipleri karalar bağlamış durumda!.. Kaldı ki; "One minute" hadisesinden beri, bunlar korku ticareti yapıyordu. Onlara göre ne pahasına olursa olsun, İsrail'in hoşuna gitmeyecek bir adım atılmamalıydı. Varsın İsrail Gazze'de ablukaya devam etsin, varsın çoluk çocuk katledilsin. İçimizdeki; İsrail kafalılara göre her halükârda İsrail ile ilişkiler bozulmamalıymış. AÇLIKTAN ÖLEN ÇOCUKLAR 31 Mayıs 2010 günü Mavi Marmara gemisine binip, Gazze'de açlık çeken, ilaçsızlıktan, gıdasızlıktan ölen masum insanlar adına insani yardım götürmek ve İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ablukaya son vermek, için yola çıkanlardan bazıları o kutlu yolda şehid oldular. Ya CHP'nin açıklamasına ne demeli... Türkiye bunun böyle olacağını önceden hesap etmeliymiş... Mavi Marmara gemisinin yola çıkmasına izin vermemeliymiş... Ulusalcılık işte böyle bir şey... Varsın insanlar açlıktan ölsün, varsın İsrail Gazze'deki insanlar üzerine bomba yağdırsın, varsın İsrail Gazze'ye abluka uygulasın, varsın orada çoluk çocuk gıdasızlıktan, ilaçsızlıktan ölsün bundan bize ne... Milletin inanç değerlerinden uzak kimselerden başka ne beklenir ki; milletin duygu ve düşüncelerine tercüman olmayan bir zihniyetten başka ne beklenir ki. Oysa aynı Mavi Marmara gemisi bugün yola çıksa Türkiye'den on binlerce insan şehid olacaklarını bile bile o gemiye bineceklerini nereden bilsinler... Biz şunu çok iyi biliyoruz ki; Müslüman birbirlerinin azaları gibidir. Dünyanın neresinde bir Müslümanın ayağına diken batsa, acısını diğer Müslüman da hissetmeli. Düşünün insani yardım amaçlı bir gemi yola çıkıyor. Ve bu gemide bir çakı dahi yok. Uluslararası sularda İsrail tarafından baskına uğruyor, 9 Türk vatandaşı şehid oluyor. İsrail'in bu yaptığı yanına kâr mı kalmalıydı? Bir devlet, kendi insanlarını koruyamayacaksa, saygıya layık değildir. Kaçırılan bir İsrail askeri için savaş çıkıyor da şehid edilen 9 Türk vatandaşının haklarını, onurunu korumak bu ülkenin namus borcu değil mi?. Türkiye'nin aldığı bu karar, aklıselim her insanın destekleyeceği bir karardır. Türkiye artık İsrail'in korkulu rüyasıdır. Çünkü artık Türkiye eski Türkiye değildir. Türkiye artık silik bir siyaset anlayışıyla yönetilmiyor. Türkiye artık Batı'nın şamar oğlanı değildir.Türkiye'de artık milletiyle bütünleşen, milletin inanç değerlerini paylaşan, milletin duygu ve düşüncelerine tercüman olan bir iktidar var. İsrail'in karşısında bu iktidarı yalnız bırakmayacak millet var. İşte bunun için Türkiye İsrail'in korkulu rüyasıdır. İSRAİL, BM'Yİ UMURSAMIYOR Bugüne kadar İsrail BM'yi takmıyordu. Şimdi Gazze konusunda biz takmayalım. Biz BM'yi Bosna'da gördük. Müslümanların ellerindeki silahları topladılar, Sırp canilerine yem ettiler, oluk oluk Müslüman kanı aktı, yüz binlerce masum insan öldü. BM'yi kim taktı. Irak'ta aynısı olmadı mı? Kısacası BM batı devletlerinin bir dış karakoludur. Türkiye BM'nin Gazze konusunda aldığı kararı yok saymakla yüreklere su serpti, bu karar inşallah ümmet bilincini harekete geçirir. Ve bu karar inşallah Müslümanların birlik ve beraberliğine vesile olacaktır. Bu karar inşallah uyuyan İslam ülkelerinin uyanmasına vesile olacaktır. Bu kararla, Allahın izniyle, Birleşmiş Milletler'e karşı "Birleşmiş Yürekler" olacaktır. Ali Yiğit-MALATYA Bağ-Kur, hastane masraflarını karşılamıyor 01.04.2011 tarihinde almış olduğum 2. El Opel marka 43 FP 303 plakalı 1996 model araç ile 08.05.2010 tarihinde kaza geçirdim. Beni Kütahya Evliya Çelebi Hastanesi'ne kaldırdılar. Bu hastane de Eskişehir Anadolu Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk etti. Hastane yetkilileri, arabanın mali sorumluluk sigortası bulunmadığından, benim yanımda bulunan akrabalarıma senet imzalatıyorlar. Bir dizi ameliyat geçiriyorum. Ben 2000 yılından beri Bağ-Kur'un 1139225664 sicil nolu üyesiyim. Fakat Bağ-Kur ameliyat masraflarımı karşılamıyor. Bu yüzden üniversite hastanesiyle mahkemelik oldum. Ben 16 ayı aşkın bir zamandır yatağa mahkum mücadele etmekteyim. Üstelik Bağ-Kur'dan tarafıma hiçbir istirahat bedeli ödenmedi. Ben Bağ-Kur'a üye olduğum zaman, "senin hastalık masraflarını öderiz, ameliyat ve ortopedik masraflarını ödemeyiz" diye hiçbir belge ve bilgi verilmediği gibi, Kütahya Bağ-Kur Müdürlüğü'ne yapmış olduğum başvurular da neticesiz kaldı. Yasa gereği Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur birleştiğine göre, Bağ-Kur'lu hariç diğer iki kurum istirahat bedeli alırken ve artı hiçbir hastane masrafı ödemezken biz Bağ-Kur'lular neden bu haktan faydalanamıyoruz? Bizim ödediğimiz primler ölünce mi geçerlilik arz edecek? Hilmi Çetin OGS cihazı için depozito olarak alınan 15 TL iade edilmiyor Pazartesi günkü köşenizde Faruk Arifoğlu imzalı "OGS Maceramız" yazısını okudum. Bir ilave de ben yapmak istiyorum. Arifoğlu'na söylendiğine göre, OGS cihazı için 15 TL depozito alınıyormuş. Bu bedel cihaz iade edildiğinde de geri ödeniyormuş. Hayır, böyle bir ödeme yok! Kiralık bir aracın iadesi sonrasında, boşa çıkan bir OGS cihazım vardı, bana da mobil bir OGS şubesi, "içinde şu kadar lira var, bir Ziraat Bankası şubesine gidin o miktarı alın, cihazı iade edin 15 TL de depozitonuzu geri alın" demişti. Ziraat Bankası Güneşli Şubesindeki görevli memur ve müdürü de böyle bir uygulama olmadığını, istiyorsam cihazı çöpe atabileceğimi, bunda serbest olduğumu! söyledi. Yani depozito olarak alınan 15 TL iade edilmiyor. M. Akif Tatlısu > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.