Sayın Nazilli Kaymakamı ve Belediye Başkanı'nın dikkatine; Üzülerek ifade ediyorum, ama "Aşağı Nazilli" ifadesindeki "Aşağı" kelimesi, yön ve güzergah belirten bir sıfat olmaktan çıkıp, hal ve durum belirten bir sıfat haline gelmiştir. Yani kısaca Aşağı (!) Nazilli'nin hali ve durumu içler acısı bir görüntüdedir. Bu durumun tek sebebi de şehrin ortasında kalan genelevin hâlâ yerinde durması ve kaldırılması için hiçbir çalışmanın yapılmamasıdır. Nazillimizin ilk kurulduğu topraklar işte bu şekilde "aşağı"lanmaktadır. Nazilli halkı için utanç verici bir durumdur bu. Genelevin en kısa sürede şehir dışına taşınmasını istiyoruz. Hangi güç sizi bunu yapmaktan alıkoyuyor anlamış değilim! Sayın Belediye Başkanımız, tam genelevin önünden geçen "Sevgi Yolu" (!) adını verdiği bir yol yaptı. Tren istasyonundan başlayıp, bir zamanların meşhur Sümerbank'ının önüne kadar uzanıyor bu yol. Acaba hangi sevginin yolu bu yol? Fuhuş ve alkol sevgisinin yolu mu? Hava kararmaya başladığı zaman ailelerin yerini alkol ve fuhuş bataklığının müdavimleri alıyor. Sayın Belediye Başkanımız ailesini alıp akşam üzeri rahat bir şekilde "Sevgi Yolu" (!) üzerinde gezebilir mi? Lütfen bir hizmet yaparken kendinizi halkın, yani bizlerin yerine koyarak düşünün. Polis ekipleri iki tur atıyor. Sonra meydan alkoliklerin. "Sevgi Yolun"un (!) üzeri bira ve rakı şişeleri dolu. Lütfen... Lütfen... Buna bir çare bulun. Nazillimiz için, bizler için kalıcı ve geleceğimizi olumlu etkileyecek icraatlar bekliyoruz. Biz; "Aşağı (!) Nazilli" değil, "Gerçek Nazilli" istiyoruz. > M. Alper Çetin - NAZİLLİ Öğrenci bursları neden kesildi? Milli Eğitim Bakanı'nın dikkatine; İlk 5 tercihinde Eğitim Fakültesi'ni tercih ederek kazananlara karşılıksız olarak verilen Milli Eğitim Bakanlığı Bursu, hiçbir gerekçe gösterilmeden kesilmiştir. Bizler üniversitede çocuk okutan ve aldığı maaşla sadece kendi geçimini sağlayan insanlar olarak, bu duruma bir anlam veremedik. Zor durumda kaldık. Sayın Başbakan "Irak savaşı bizim ekonomimizi etkilemeyecektir..." dediği için, bursların savaş nedeniyle kesildiğine inanmak istemiyoruz. Ülkemizin en büyük ekonomik krizi yaşadığı dönemde bile kesilmemişti. Çocuklarımızı zaten kıt kanaat okutuyoruz. Bu burslar biraz olsun bize nefes aldırıyordu. Sayın Başbakanımız, ayrıca "Devlette devamlılık esastır..." diyor. Devlette devamlılık, sadece devletin vatandaştan olan alacakları için mi geçerlidir? Kendi borçları için devamlılık yok mudur? Bizler, devletin sözünü tuttuğuna inanarak yetiştirildik. Bu inancımızı lütfen kaybettirmeyin. Sayın Milli Eğitim Bakanımız'dan bu konuda bir açıklama ve yardım bekliyoruz. > Bir öğrenci velisi Onların hayâl dünyalarını yıkmayalım Köşenizde bir öğretmenin bu husustaki yazısını okudum ve üzüldüm. Öğretmenimizin dediği gibi, okuldaki çocukları düşünmemiz lazım. Sizler Avrupa'yı örnek alıyorsunuz, bizler Avrupa'da yaşıyoruz. Ben bunları yaşadım, müdürle konuşarak isteğimi bildirdim. Çalışan bir anneyim, çocuklarımız serbest kıyafetle okula gidiyor. Öğretmenimizin de belirttiği gibi, fakirlik, zenginlik, marka gibi sebeplerle zorluk çekiyoruz. Boşu boşuna ikinci sınıf muamelesi görmeyelim lütfen. Fakir, bir önlükle seneyi geçirir, ama bir kıyafetle bu mümkün değil. Çocuk açısından düşünelim. Geleceğimiz onlar değil mi? Onların hayâl dünyalarını yıkmayalım. Bizler Avrupa'dan kurtulmak isterken, öbür yanda her şeyimizle Avrupalı olmaya zorlanıyoruz... > Özkalp - STUTTGART Bu kadar arıza mı olur? Sağlık Bakanlığı'na; Rahatsızlığımdan dolayı Kartal Devlet Hastanesi Radyoterapi Servisi'nde ışın tedavisi görüyorum. Ama ne hikmetse, ikide bir, bu tedavide kullanılan cihazın bakımda olduğu söylenerek tedavimize ara veriliyor.. Böyle şey olur mu? Hayatî tedavi için kullanılan böyle bir cihaz bu kadar çok bakıma alınır mı, bu kadar arıza olur mu? > İsmi mahfuz - İSTANBUL