Gelen her şehit haberi ciğerlerimizi dağlıyor, hislerimizi kabartıyor. Dağdaki marjinaller ile şehirlerdeki uzantıları mutlaka etkisiz hale getirilmelidir. Bu dramatik tablonun bitmesi için, perde gerisindekilerle de mücadele edilmelidir. Şehirde terör estirip, vatandaşın canına, malına kastedenlerin etkisiz hale getirilmesi, yakalanıp adalete teslim edilmeleri bu kadar mı zor? Hükümetin, bu işi kökten çözmek için düşündüğü demokratik açılım, her kesimce tartışılıyor. Eli kalem tutan herkes bu hususta fikir beyan ediyor. Üniter devlet yapısına, ülke bütünlüğüne halel getirmeyecek demokratik haklar konuşulmalı, tartışılmalı; medeni milletlere verilmiş bütün haklar bizim vatandaşlarımıza da verilmelidir. Federal yapılanma ülke realitesine uymaz. Meşru olan ve yerine getirilmesinde beis görülmeyen taleplere cevaz vermek mümkündür. Ailemde Kürt kökenliler vardır. 65 yaşıma kadar birçok gün bunların sofralarında bulundum. Eskiden bir ayırımın telaffuz edildiğini bile hatırlamıyorum. Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde yakın akrabalarım yaşamaktadır. Çoğunluk, bu bölgede iş ve huzur aramaktadır. Ekonominin düzelmesini kendileri için can simidi olarak görmekteler. Görüştüğüm kanaat önderlerinin tamamı bölücülüğe karşıdır. Bölünmenin kimseye huzur getirmeyeceğini herkes çok iyi bilmektedir. Hükümetimiz, akan kanın bir an önce durması için çareler düşünmektedir. Artık tabutlar gelmesin, evlere ateş düşmesin diye çırpınmaktadır. Muhalefetin hamaset nutuklarıyla biteviye veryansın etmesinin kime hizmet ettiğini anlamış değilim. Diyalog kapılarını kapatmakla, hem ülkeye hem de kendi partilerine zarar verdikleri düşüncesindeyim. Bir proje fayda getirecekse, bunun nereden ve kimden geldiği o kadar önemli olmasa gerek. Talebeliğimde hamaset nutuklarına, sloganlara ben de inanmıştım. Gerçeğin öyle olmadığını, icraat gerektiğini sonradan anladım. Doğu ve Güneydoğu kökenli vatandaşlarımız ülkenin her köşesine yayılmış, iş-güç sahibi olmuş, hatta holdingleri bile olmuştur. Can ve mal güvenliği sağlandığı takdirde, bu bölge bir anda canlanacak, yatırımlara kavuşacak, yoksulluk çemberi kısa sürede kırılacaktır. Can güvenliği sebebiyle o bölgedeki köyünü-işini terk etmiş, o bölgenin eşrafından çok sayıda insan bilirim. Sınır ticaretinin daha liberal hale gelmesi, sınırların açılması da bölgeyi cazibe merkezi haline getirecektir. Ekonomik fukaralık, iş ve aşın yetersizliği, zamanında bazı cezaevlerinde görülen kötü muamele ve ölümler, faili meçhul cinayetlerin doğurduğu tepkiler, vatandaşın normal demokratik taleplerinin dikkate alınmaması, maneviyat kopukluğu ve ideolojik beyin yıkamalar sonucu bu bölgemizde terör tırmandı, acılar yaşandı. Bütün bunların ışığında, hatadan dönülmeli, normal demokratik haklar bu vatandaşlarımıza çok görülmemeli, eğitime ve dini hassasiyetlere önem verilmeli, insan öldürmenin ve kötülüğün dinimizdeki yeri iyice anlatılmalıdır. Bu bakımdan, Hükümetimizin başlattığı demokratik açılımın faydalı olacağına ve desteklenmesi gerektiğine inanıyorum. > Necdet Akman Mezarlığın bakımı yapılmıyor mu? İstanbul Mezarlıklar Müdürlüğü'ne; Ortaköy'de bulunan atalarımıza ait kabirlerin hemen üstünde bir kabir bulunmaktadır. 2 yıldır yavaş yavaş dökülüyor, molozları bizim kabirlerimizin üstüne düşüyor, bunları da biz temizliyoruz. Ne yazık ki Mezarlıklar Müdürlüğü 2 yıl gibi bir zaman geçmesine rağmen, ne bu kabrin sahiplerine ulaşabiliyor, ne de bu kabri onarmaya çalışıyor. Eğer kısa zamanda müdahale etmez ise patlayacak ve diğer mezarların üstüne dökülecektir. > Orhan Karakoç Doktor böyle mi olmalı? Sağlık Bakanlığı ve İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'ne; 06.08.2009 Perşembe günü saat 13.30-14.00 arasında, İstanbul Perpa İş Merkezi'nde bulunan sağlık ocağından 3 nolu poliklinikte, annemin hüviyeti ile basit birkaç ilacını yazdırmak istedim. Doktor bey annemin gelmesini istedi. Doktor beye, hüviyetinden de anlaşıldığı gibi annemin 80 yaşında olduğunu, üstelik benim üzerimden sağlıktan faydalandığını söyledim, "olmaz" dedi ve ilaçları yazmadı. Halbuki annemin ilaçlarını, başka sağlık ocaklarında defalarca yazdırmıştım. Üzerimdeki sağlıktan faydalanan 80 küsur yaşında ve üstelik yeni by-pas geçirmiş yaşlı annemi, corosbin, ayak pomadı gibi birkaç ilaç için mi yoracağım, acaba takati var mı? Acaba doktor bey annemin hüviyetindeki çarşaflı resimden mi hoşlanmamıştı? İşte Türkiye'nin yıllardır yerinde saymasının altında bu mantık fukaralığı yatıyor... Allahü teala bile "Yaşlı olarak vefat edenlere azap etmeye hayâ ederim" buyururken, doktor bey bu tavrı gösteriyor, ilaçlarını yazmıyor. Gereğinin yapılmasını istiyorum... > M. İshakoğlu