Doktora şiddeti önlemede din adamlarımıza iş düşüyor

A -
A +

Elinizi vicdanınıza koyun ve Türkiye'nin geldiği noktaya bir bakın. İster muhalif olun ister taraftar, sevseniz de sevmeseniz de hasetten ağzınıza geleni söyleseniz de söylemeseniz de, ülke giderek çok iyi durumlara geliyor.

Türkiye olağanüstü değişimi yaşıyor. Bu değişim, insani değerlerimizi, bizi biz yapan güzelliklerimizi de ciddi biçimde aşındırıyor.
Çocuğunu öldüren babalar, karısını döven kocalar, kocalarına başkaldıran kadınlar, analarını babalarını yaralayan hatta katleden evlatlar, teröristler, anarşistler, vatan hainleri, akraba düşmanları, kamu malı hırsızları, büyük oynayan saygın (!) hırsızlar, dolandırıcılar, hilekârlar giderek artıyor. Aile müessesesi dinamitleniyor. Halis bir kalple, sokağa çıktığınızda çirkin ve üzücü manzaraları net olarak görebiliyorsunuz.
Bu manzaraların içerisinde beni en çok etkileyen ve her gün medyada sıkça okuduğumuz, "polise, doktora, memura, öğretmene, hâkime, avukata kısaca kamu görevlilerine şiddet" haberlerinin, "adi vakalar" olarak nitelendirilemeye başlanmış olmasıdır.
Özellikle doktor ve hasta ya da doktor ve hasta yakını ilişkisinin en olumsuzu, "doktor öldürmeleri"nin dahi kimsenin umurunda olmaması. Bu fiili aptalca savunmanın tek cümlesi, "doktor babamı iyileştirmedi, annemi öldürdü, evladıma zamanında müdahale etmedi, doktor hatasından şuyum oldu buyum oldu vs..." gibi mantıksız sebepler...
Dikkatli bakıldığında görülecektir ki; heyecan arayan, tatminsizliğin ve aptallığın doruğunda olanlar; evde eşine, okulda öğretmenine, iş yerinde amirine, yolda şoföre, borcunu öde diyene, ev sahibine, kiracısına,  klinikteki doktora saldırmak için fırsat kolluyor. Ve gücü olan gücü yettiğini kum torbası gibi görmeye başlıyor.
Ve bunların altında yatan tek sebebin inançsızlık olduğunu üzülerek belirtmek istiyorum.

PEKİ, SEBEP NE?!.
Doktora neden saldırılır, neden dövülür? "Dayağı hak etti" diyelim, ama bunu bireysel olarak değil, gerekli mercilere şikâyet yoluyla halledersiniz. Kayırma ve kollama yaparak, adaletsizlik ettiği iddia edilen makamlar olmasa, belki şikâyetler yerini bulur ve suçlu cezasını alır. Ve belki de bu şiddet olayları bu kadar ayyuka çıkmaz. Haklısınız, "şikâyet ediyoruz yerini bulmuyor" diyebilirsiniz ama bireysel şiddet göstererek, kamu hizmeti yapanı dövmek, hatta ileri gidip öldürmek sizi insanlıktan çıkarır.
İmamlar, vaizler insanları bu konuda uyarmalılar. Verdiği muayene ücretiyle, doktoru satın aldığını zanneden ve akabinde gerekli hizmeti almadığını düşünen insanları, ameliyat masasında bir yakını can verdiği için doktoru suçlayanları, kapıda çok beklediği için doktorlara bağıranları, kendisine ilaç verme gereği duymayan doktora küfredenleri susturalım.
Doktorlar suçsuzdur, sütten çıkmış ak kaşıktır demiyorum. Ama yapılan yanlışların karşılığı böyle olmamalı.
Sabrın ve kaderin tekrar tekrar insanlara hatırlatılması, her şeyin doktor hatası ile açıklanmayacağının anlatılması gerekir...
Erol Kara

Lütfen bu sıkıntımızı çözün!
İETT Genel Müdürlüğü'ne;
İETT'nin, "şikayet ve önerilerinizi bize yazın size daha iyi hizmet sunalım" sloganına güvenerek; "Beylikdüzü-Yakuplu'da oturuyorum, Metrobüse ulaşmakta sıkıntı çekiyoruz. Bunu daha önce başka bir yolla dile getirmiştim, bu beldeden Metrobüs hattına dikine, belde sakinlerinin ulaşımını sağlayacak hatlara ihtiyacımız olduğunu belirtmiştim. Bir ay geçmeden 4 tane hat kondu, BM 1-2-3-4 diye. Ama maalesef buna teşekkür edemiyoruz. Çünkü, bizim semte konulan BM4 hattı 40 dakikada bir geliyor ve İhlas Marmara Evleri 2. Kısım'dan Haramidere'ye 40 dakikada ancak varabiliyor. Bu 1 aylık süre içinde 2-3 defa bu hattaki otobüsü gördüm. İçinde yolcu yoktu, kimse de binmedi. Anka kuşu gibi dolanıp duruyor. Yaktığı yakıta yazık!
Güya Metrobüs hattına dikine hatlar konacaktı. Bu gerçekleşseydi, vatandaşın Metrobüse ulaşması azami 10 dakika sürerdi. 2 otobüs konsa, 10 dakikada bir gelse, o zaman tıklım tıklım olduğu görülür. Ama böyle devam ederse hep boş gider, boş gelir...
Bu hatları düzenleyenler beni şaşkına uğrattı! Dikine hat yerine labirent hat yapmışlar. Lütfen söyleyin, belediye otobüsü her kapının önünden geçmek zorunda mı, her sokağa girmek zorunda mı? Eğer Metrobüs her kapının önünden geçseydi, bu kadar talep olur muydu? 5 dakikada gideceğiniz yere gitmek için 40 dakika otobüs bekler ve 40 dakika otobüste hapis kalmayı siz ister misiniz? Kendiniz için istemediğiniz şeyi başkalarına neden uygun görüyorsunuz?
"Lütfen bu hatları yeniden gözden geçirin, dikine ve en kısa yoldan Metrobüse bizi ulaştıracak şekilde, labirent değil dikine hatlar oluşturun" diye bir mail yazmıştım.
Şöyle bir cevap geldi: "Hattınızın yeni ihdası sebebiyle, şu aşamada hiçbir değişiklik yapılmasının düşünülmediğini, zaman içerisinde yapacağımızı, izlenimler sonucu görülen aksaklıklara göre, işletme ekonomisi açısından düzenleme yoluna gideceğimizi, bilgilerinize rica ederim."
Bu hatlar ihdas edileli 3 ay oldu. Hâlâ en yoğun saatler olan sabah işe gidiş saatlerinde, bu hat otobüsü, içinde bir yolcu ile önümden geçip gitmektedir. Ben üzülüyorum. Hâlâ yetkililer bir çözüm düşünmüyorlar.
Doğru düşünüp, sağlıklı kararlar alınıp, bunlar süratle uygulanırsa vatandaşın bütün sıkıntısı biter. Mevcut imkânları doğru şekilde kullanmak bu kadar mı zor?
Yakuplu sakini bir vatandaş


Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ 
İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.