Durumumuza bir çözüm bulun

A -
A +

Sağlık Bakanlığı'na; Bizler Ortopedi Teknisyenleri olarak, daha önce de bu köşede bir yazı yazmışdık . Ülkemizde Ortopedi Teknisyenleri tek bir okuldan mezun olmaktadır. 1984 yılında Türk-Alman dayanışmasıyla açılan bu okul, bugüne kadar 130 civarında mezun vermiştir. Bu mezunlardan sadece 15'ine devlet sahip çıkarak iş vermiştir. Fakat ülkemizdeki Ortopedi Teknisyeni açığının oldukca fazla olduğunu gayet iyi biliyoruz ve açığın tamamlanması için de atama bekliyoruz. Memurluk sınavı açarak, 20 personel almakla bu kadroların dolmayacağını sizler de biliyosunuz. Nihayetinde, ülkemizin deprem bölgesi olduğu, kazaların çok sık olduğu, sakatlanmaların çok sık olduğu bilinen bir gerçektir. Bu sakatlıkları da diplomasız, tecrübesiz insanların eline bırakmanın çok cahilce bir durum olduğunu düşünüyoruz. Hastanelerde açılacak bir ortopedi atölyesinin devlet adına ne kadar yararlı olacağını şöyle açıklayabiliriz; yapılan her cihaz için SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı gibi kurumlar dışarıdaki firmalara para ödemektedir. Bunların engellenmesi için de en güzel çözüm, devletin her bölgede açacağı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezleri ve bu hastanelere bağlı olarak açılacak ortopedi atölyesi olabilir. Ortopedi Teknisyen Okulunun mezunlarının, ülkemizde kendi alanları dışında, başka işlerle uğraşmalarının, yetkililerin vicdanlarını sızlatacağına inanıyoruz. Aldıgımız 4 yıllık pratik ve teorik eğitim ve bu okuldaki hocaların emeklerini boşa çıkarmayacağınızı düşünüyor ve atamaların hiçbir sınava tabi tutulmadan yapılmasını umuyorum . > Hasan Memiş (ortopedi teknisyenleri adına) Türkçemize sahip çıkalım Son yıllarda, nedense politikacılardan tutun da sanatçılardan, yazarlardan halkın her kesimindeki insana kadar, Türkçe'den bir uzaklaşma var. Kültürümüz, ananemiz, adetlerimiz batılılaştırılıyor; az çok herkes bunun farkındadır. Yavaş yavaş bütün değer yargılarımızı kaybediyoruz. Bu vatanın her karışı nasıl mukaddes ise, dilimizin, Türkçemizin de her sözcüğü aynı değere sahip olmalıdır. Her kelimeyi muhafaza etmek için, elimizden gelen mücadeleyi yapmalıyız. Dışarıdan giren her kelime, Türkçemiz için sinemize yiyeceğimiz bir kurşun gibi tehlikelidir. Halbuki dünyada bizim dilimizden daha kolay anlaşılır, yazılır, okunur bir dil yoktur. Özellikle devlet idarecilerinin ve aydın diye bilinen bazılarının demeçlerinde ya da yazılarında, Türkçesi varken İngilizce sözcük kullanmalarına anlam veremiyorum. (örnek: İnspector-müfettiş, cash-nakit, best seller-en çok satan vs...) Dilimizi yabancılardan korumalıyız. Yabancı dille eğitimden de vazgeçmeliyiz. Burası Türkiye, biz Türkçe konuşan dünyada en eski ve şanlı tarihe sahip Türk milletiyiz. > Kazım Uyaroğlu - İSTANBUL Ya bizler ne olacağız? Yazılarınızı eksiksiz takip etmeye çalışıyorum. Gerçekten de Türk toplumunun çeşitli kesimlerdeki problemlerini korkusuzca kaleme alıyorsunuz. Elbette bizi de bu meselelerden birkaçı yakından alakadar ediyor.Hangi sorunlar diye sakın sormayın, bir dokunsanız bin ah işitirsiniz. Ama Allah'a şükür umudumuz imanımız ve sabrımız hiç kaybolmayacak, Allah'ın izniyle... Daha geçen yazılarınızda ve 17/12/02 tarihinde de bir polis grubu size yazı yazmışlar. Okudukça hak vermemek elde değil, ama sanki bu insanlar bu memlekette yaşamıyorlar. Evet, bizzat kızmaya bile başlıyorum, en az 500 milyon maaş alan insanlar ya maaşlarından, ya kendine uygulanan sosyal haklardan, ya da lojmanların son zamandaki yüksek kira artışlarından şikayetçi oluyorlar . Lütfen beyler, Türkiye'de yaşıyorsunuz. Bizler asgari ücretle çalışan insanlarız. Maaşımız 200 milyon. Yol ve yemek parası bize ait, evimiz kira... Yardım, veya ikinci bir iş bulamazsak halimiz nice olur... Memur olmak için yapmadığımız fedakarlık kalmadı, ama sağ olsun devletimiz 250 personel alacaksa, 1500 kişi müracaat ediyor. Hoş kazananlar da hâlâ bekliyor. Neyse ki umut fakirin ekmeği, ne yapacaksın bekleyeceğiz. Ne demişler Sabreden derviş sonunda memur olmuş. Şaka bir yana ama lütfen Türkiye'de yaşadığımızı unutmayın. Son söz olarak, biz susmaması gereken kesim susuyoruz, lütfen bari siz de susun... > Yasin Karaman Lojmanda oturanların dikkatine! Siz hiç lojmanda oturmayan memurları da düşünüyor musunuz? Acaba onlar farklı hükümetin memurları mıdır? Yıllardır sesimiz çıkmıyor. Hiç dediniz mi ki, "lojmanda oturmayan memurlara da lojman verilsin" diye... Lütfen biraz insaf... > İsmi mahfuz

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.