Erkan Mumcu bir ‘ilk'i başardı

A -
A +

Ülke sorunlarına, halk ağzından direkt seslendirme yaparak ortaya koymanızdan dolayı teşekkür eder, sevgilerimi sunarım. Size yazma amacım, ülkemizin bu kadar kötü yönetildiği yakın dönemde, moral verici gelişmeleri de halka yansıtmanın bizlere fayda getirip umut vereceğine olan inancımdır. Yaklaşık 7 seneden beri turizm sektörünün içinde olan birisi olarak, artık canımıza tak eden, her dakika önümüze çıkıp gelişmeyi tıkayan binlerce sayfalık evraklarıyla insana korku veren merkezi zihniyete karşı verilen mücadelenin yavaş yavaş kazanılmaya başlanmasının sevinciyle bu yazıyı yayınlamanızı istiyorum. 2001 yılı itibari ile yaklaşık 10 milyar dolar getiri hedeflediğimiz, binlerce insana direkt, yüzbinlerce insana da endirekt iş imkanı sağlayan sektörde, yıllardan beri varlığını sürdüren masa başı kudret sahibi felsefe, en yüksek harcama yapan yat turizmi için bir marina yapımına, tanıdıklarınız varsa ort. 3.5 yılda izin çıkarırken; Yunanistan'ın yatlara her türlü indirimi sağlamasını da (yakıt vb.) tüm uyarılara rağmen büyük bir sorumluluk anlayışı ile seyretti. Oysa aynı zamanda büyük döviz sıkıntısı(!) çeken Amerika, bizim Türk yatırımcılara yerel merkezlerde belediyeye ait binaları kullanıma sunmaktan çekinmez iken ( bkz. Zorlu Holding'in son yatırımına), bizim ülkemizde yatırımcılar her türlü zora koşuldu. Yatırımcımız, peşin vergi vermesi gereken "kümesteki tavuklar" olarak görüldü. Çünkü bizim bürokrasimiz, iş dünyasının siyasi yöneticileri ve sevdikleri bürokrasileri vatanperver. Amerika'nınki peşkeşçiydi!.. Ülkenin içine kapanmasında 1 numaralı, ama pek çok çevre tarafından da kabul edilmeyen sebep olan bu merkeziyetçi yetki sahibi zihniyet; İngilizce dahi bilmeyen, ama il başkanlarını tanıyan insanlara tüm dönemlerde iş verirken, turizm mezunları kalitesizliğin içinde, aynı tipteki zengin olmuş patronların altında yıllarca mücadele verdi. Bir çoğu da ilk yıllarda mesleği bıraktı ne yazık ki... Şimdi bizi sevindiren ise, ne yazık ki istifa ettikten sonra "elimde olsaydı bakanlığın kadrosunu yarıya indirirdim" deyip, gene bildiğini yapan bakanlarımız yerine, değişime bu kadar direnen kadrolar arasında yetkilerinin çoğunu yerel yönetimlere vermek için düzenleme yapıp, onaylatan bizim gibi gerçekten genç Turizm Bakanımız Erkan Mumcu gibi insanlara sahip olmamız. Umarım kamunun verimliliğini hiç tartışmayıp, kendilerine çekidüzen vermeyen, ama ihracatın bu kadar önemli olduğu bir dönemde yurtdışı çıkışlarda vatandaşından 50 $ alma önerisini son Bakanlar Kurulu'na kadar getirebilen ve hiçbir yetkisini elinden kaptırmak istemeyen merkezi yönetim kadrolarımıza örnek bir davranış olur ve dünyaya açılan Türkiye'de bizler, dünya ticaret ve turzim piyasında ülkemizi zirveye doğru götürürüz. ¥ Uğur İvegener - BURSA Öğretmenime katıldığım ve katılmadığım hususlar... "Okuyucu Köşesi"nde 25 Haziran 2001 tarihinde "Öğretmen olmak cesaret ister" başlığıyla bir yazı yayınlandı. Ben de bununla ilgili görüşlerimi yazmak istedim. Ben, belediyede çalışmakta olan temizlik hizmetlisi, 657'ye tabi bir devlet memuruyum. Öğretmenimizin yazdığı ve dert yandığı eğitim sistemine yüzdeyüz hak veriyor ve katılıyorum. Çünkü memleketimizde şu anda eğitim öğretim çökmüş bir durumda. Çocuklarımız derslerinde başarılı olamamakta, bunun gerekçesi ise disiplinsizlik, sınıfta kalmama uygulamasıdır. Bizim zamanımızda okula saygı, öğretmene saygı, sevgi ve sınıfta kalma uygulaması vardı. Çalışanla çalışmayan bir tutulmamalı, haketmeyen sınıfta kalmalıdır. Sayın öğretmenim buraya kadar haklıdır. Ama maaş konusuna gelince... Öğretmenimden özür dileyerek bazı hususları belirtmek isterim. Ben 200 milyon maaş alıyorum. Sabahın seher vaktinde, herkes uykuda iken memleketin çöpünü topluyor, sokakları süpürüyor, gece-gündüz demeden çalışıyorum ve bunun karşılığı olarak sadece 200 milyon maaş alıyorum. İki çocuk da okutmaktayım. Sayın öğretmenimin ise aldığı en az 300 milyondur. 150 milyonluk ek ders ücreti de ilave edilirse, 450 milyon lira eder. Yani benim maaşımın iki katından fazla... Ayda 105 milyon alan asgari ücretlilerin halini ise yazmama gerek yok sanırım... Sayın öğretmenim elbette daha iyi maaş ve daha güzel şartları hakediyor. Ama Türkiye'nin şartları, asgari ücretliler, bizler ve milyonlarca işsizin durumu da ortada... Galiba nisbeten iyi maaş alanlara şükretmek daha iyi yakışıyor... ¥ Bir çöpçü - Yenice

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.