Trabzonspor'un Avrupa'dan elenmesinden sonra mazereti kalmadı. Bu maçtan sonra, Mersin İdman Yurdu karşısındaki yenilgi bence ligde alınan en kritik ve düşündürücü mağlubiyet. Bu yenilgiyi futbolcular kadar teknik adamların da irdelenmesi gerekiyor. Güneş'in çok iyi işler yaptığı gerçeği tartışılmaz. Ama Güneş, eleştirilmez diye bir şeyi de kabul etmiyorum! Mersin karşısında alınan yenilgi, bir kez daha Trabzonspor'un yabancı transferi konusunda ki yanılgılarını ortaya koyuyor. Her şeye rağmen sahaya yabancı ağırlıklı kadroyla çıkılması gerekliyse o zaman elindeki kötünün iyisiyle çıkmak zorundasın! Colman, geldiği günden beri hem takımla hem de Güneş'le sorunlu! Volkan, Galatasaray'daki Sercan kadar kötü oynuyor. Giray ile Mustafa, sanki ayrı takımların oyuncuları! Şenol Güneş'in elinde Sercan gibi bir genç var ama bırakın bu oyuncuyu oynatmayı yüzüne bile bakmıyor! Güneş'in mükemmel yöneticiliği kadar, ne yazık ki Türk antrenörlerinin mayasında olan bazı saplantıları var. Ama her şeye rağmen bence bu gidişatı düzeltecek olan yine Şenol Güneş'tir. Yeter ki sabırlar taşmasın! Demirören'e destek zamanı Futbol Federasyonu'nda Yıldırım Demirören'le yeni bir dönem başlıyor. Demirören, Mehmet Ali Aydınlar'dan da daha sorunlu bir dönemin başkanı oldu. Bu kez bomba kucakta değil, cepte!.. Yıldırım Demirören ne düşündü de böyle bir durumda Futbol Federasyonu başkanı oldu bilemem ama Türk futbolu adına kutlamak gerek. Demirören'in göreve gelmeden önce yapacaklarını somut bir şekilde ortaya koyması seçilmesinde en büyük etkendir. Demirören eğer söylediklerini hayata geçirirse, Türk futbolunu hem bu kaostan kurtarmış olur, hem de kendisi bir ilki gerçekleştiren başkan olarak Türk futbol tarihine geçer. Yıldırım Demirören'in bence Beşiktaş'ta yaptıkları, Futbol Federasyonun'da yapacaklarının teminatıdır. Yeter ki arkasındaki destek samimi olsun. Aziz Yıldırım haklıymış! Fenerbahçe tam bir başıbozukluk içinde... Son Eskişehirspor maçında bu çok net olarak görüldü. Emre, M.Topuz ve Baroni gitmeyi akıllarına koymuş, bu yüzden de keyfe göre oynuyor! Hafta arası Emre Çin'de futbol hayatını sürdüreceğini, M.Topuz Kayseri'ye, Baroni de Brezilya'ya döneceğini açıklamıştı. Ama gel gelelim F.Bahçe, bu üç futbolcuyla lige devam etmek zorunda ve bu yüzden de takım bu durumlardan etkilenmekte. Bundan da şu anlaşılıyor; demek ki Fenerbahçe'nin gerçek teknik direktörü Aziz Yıldırım'mış! Yıldırım'ın hem başkanlığı hem de teknik adamlığı bir arada sürdürdüğü şimdi daha iyi anlaşılıyor! En azından futbolcular bu tür söylemlerle ortada at oynatamıyordu! Ama şimdi Yıldırım yok, disiplin yok; isteyen oynuyor, isteyen gidiyor, isteyen sakat olduğunu söyleyip sahaya çıkmıyor! Meğer sen neymişsin Aziz Yıldırım! Aykut Kocaman bu sorunların üzerinden gelme konusunda bence pek başarılı olamıyor. Yönetim ise, "deve kuşu" misali kafasını kuma gömmüş işine geleni duyuyor! Helal olsun Avcı! Slovakya maçıyla, Türk futbolunda beyaz bir sayfa açıldı. Bu yüzden, skora bakarak Abdullah Avcı ve talebelerini eleştirmek büyük insafsızlık olur. Avcı, daha sağını solunu tanımıyor! Yaptığı yenilik ise her babayiğidin yapacağı cinsten değil! Milli takım formasını rüyasında bile görmemiş futbolcularla yola çıkmak bir teknik adamın cesaretini gösterir. İstese Avcı da diğerleri gibi hazır bir kadroyla sahaya çıkar ve günü kurtarırdı. Çünkü biz, ne oyuna ne sisteme ne de bir yeniliğe bakmayız, bizim için varsa yoksa galibiyet!.. Abdullah Avcı bence bütün kariyerini ortaya koyarak çok tehlikeli bir işe soyundu! Tepeden tırnağa yepyeni bir milli takımla mesleğini aslanın ağzına attı! Abdullah Avcı'nın, amacı antrenörlüğünü ispatlamak değil, genç bir nesille Türk futbolunda bir çığır açmak. Bunun için Avcı'yı Slovakya karşısında galip gelmiş gibi ayakta alkışlıyorum! Gelelim milli takıma... Genç bir kadro, belki de ilk kez birbirlerini sahada tanıdılar! En kötü oynayan bile, bütün gayretiyle bir şeyler yapmak için varını yoğunu ortaya koydu. Avcı'ya olduğu kadar, bu gençlere de fırsat tanımak gerekir. Milli takım hakkında fikir yürütmek için mayıs ayında oynayacağımız hazırlık maçlarını beklemeliyiz. Bence bu milli takıma Alex gibi bir 10 numara bulunursa, işin yarısından çoğu halledilmiş olur. Avcı'ya ve bu milli takıma en az Hiddink kadar sabretmek boynumuzun borcu olmalıdır!