Trabzonspor'un rakibi kendisi!

A -
A +

Trabzonspor, şimdiye kadar belki de en arzulu maçını Beşiktaş'a karşı oynadı. Bordo-mavililer Beşiktaş önünde modern futbolun en güzel örneklerini ortaya koydu. Özellikle Alanzinho'nun yokluğunda ilk on birde şans bulan -ki her zaman bence ilk onbirde oynayacak kapasitede bir futbolcu- Adrian'ın takıma büyük katkısı oldu. Bu arada Colman belki de Trabzon'a geldiğinden beri en iyi futbolunu sergiledi. Çok eleştirdiğimiz defansın göbeğindeki Giray ve Mustafa, diğer maçlara oranla daha bir uyum içinde gözüktü. Ancak bu ikili ve özellikle Almeida'yı tutmakla görevli Giray, Portekizli oyuncunun kafa golünde zamanlama ve yerleşim hatası yaptı. Trabzonspor'da Adrian ve Colman'dan sonra ön plana çıkan oyuncuların başında, her zaman olduğu gibi Burak ve Olcan geliyordu. İnanılmaz golleri kaçırmalarına rağmen Olcan ve Burak, takımın yükünü üstlenen oyunculardı. Burak, takımı ateşleyen golü atarak yine kurtarıcı oldu. Trabzonspor, Merisin İd. Yurdu önünde ne kadar hayal kırıklığına neden olduysa, Beşiktaş karşısında bir o kadar ilerisi için ümit verdi. Trabzonspor'un en büyük rakibinin yine kendisi olduğu Beşiktaş maçında bir kez daha açıkça görüldü. Alex'i izlemek ! Fenerbahçe demek Alex demek! Brezilyalı oyuncu, Türkiye'de bulunduğu günden bu güne kadar her fırsatta oynadığı futbolla ve attığı gollerle bunu ispatladı. Buna rağmen Alex'in formsuzluğu yerine, hep nedense futbolculuğu tartışıldı. Bence Alex'in futbolculuğunu tartışmak, futbol topunun yuvarlaklığını tartışmaktan farksız! Doğrusu Alex'i izlemek Ronaldo, Messi'yi izlemek kadar insana zevk veriyor. 100 yıla yakın bu ülkede futbol oynanıyor ama Hagi ve Alex gibisi gelmedi desem yalan olmaz! Alex'in diğer yabancılardan büyük farklılıkları var ama en önemlisi her mevkide aynı başarıyı göstermesi. Alex'i kaleye koy, bence bir kaleci kadar başarılı olur. Son Gençlerbirliği maçında bana göre hem takımının hem de sahanın yıldızı Alex'ti. Attığı gol ve kornerden Stoch'a verdiği pas, en az Stoch'un attığı gol kadar güzeldi. Alex, bir kez daha kendisi için bitti diyenleri mahcup etti. Alex koşmuyormuş(!); koşanları da görüyoruz; 11 koşan futbolcuyu bir Alex'e değişmem! Alex'in futbola ikinci dönüşü Aziz Yıldırım sayesinde olmuştur. Aykut Kocaman'ın gözden çıkardığı ve işe yaramaz dediği Alex'e Yıldırım sahip çıkarak Kocaman'ı belki de mesleğinde yapacağı büyük bir yanlıştan döndürdü! Şimdi deniliyor ki Fenerbahçe'nin puanları silinecekmiş; bence ne yazar, çünkü Fener'in Alex'i var! Derbiyi kim yönetmeli? Derbiye bir hafta kala spor kamuoyu, maçtan çok hakeme kilitlendi. Bu tür maçların üstesinden gelebilecek isimler Fırat Aydınus ile Cüneyt Çakır'dır. İki hakemden hangisi favori derseniz, bence Fırat Aydınus bir adım önde. Aydınus, yalnız Türkiye'de değil dışarıda da ne kadar başarılı olduğunu, yönettiği son milli maçta gösterdi. Derbi maçını yönetme konusunda Fırat Aydınus'un Çakır'a göre artıları daha fazla. Fizik kondisyonu, futbolcuyla olan diyaloğu, maça hakimiyeti, bana göre daha üst seviyede. Bütün bunlar Cüneyt Çakır'ın kötü hakem olduğu anlamında algılanmasın; şu anki formları itibarıyla Aydınus daha iyi. Yoksa iki hakem de bana göre Messi ve Ronaldo'dan farksız! Bunun dışında başka bir hakem olabilir mi; olur olmasına ama böyle bir derbiye kim yakışır derseniz bu iki isim cuk oturur! SÖZ "Küçük şeylerden keyif al, çünkü bir gün geri dönüp baktığında onların büyük şeyler olduğunu fark edebilirsin." (Robert Brault)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.