Avrupa’da lider sorunu var

A -
A +

Meşhur sözdür. "Zor zamanlar güçlü liderler çıkarır..." O güçlü liderler ülkeleri rahatlatır. Daha sonra zayıf liderler çıkar. Bu böyle devam eder... 

 

İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa lider sorunu yaşıyor. Meseleleri çözecek liderleri yok. Nitekim İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, 13 ila 27 yaş arasındaki gençlerin %52’si ‘güçlü bir liderin’ ülkeyi yönetmesini istiyor. Araştırma, Z Kuşağı içinde otoriterliğe ve radikalizme yönelik artan bir kabul olduğunu belirtirken, aynı zamanda belirgin bir cinsiyet ayrımının da ortaya çıktığını gösterdi.

 

Aslında otoriterlik değil ama Margareth Thatcher gibi elini masaya vurup sorunları halledecek isim arıyorlar. Güven duygusu verecek isim lazım. 

 

Ankete katılanların %52’si, İngiltere’nin parlamento ve seçimlerle uğraşmak zorunda olmayan güçlü bir lider tarafından yönetilmesi hâlinde daha iyi bir yer olacağını düşündüğünü belirtti.

 

İngiltere son yıllarda çok seçime gitti. Koalisyonlar ülkeyi mahvetti. İstikrar sağlanamadı. Sistem değişikliğine ihtiyaç duyuyor İngiltere. Avrupa’nın tamamı bundan yana. 

 

Ayrıca %33’ü ordunun yönetimi ele almasının ülke için daha iyi olacağını ifade ederken, %47’si toplumun devrim yoluyla köklü bir şekilde değiştirilmesi gerektiğini söyledi.

 

Özellikle erkek katılımcılar arasında çarpıcı görüşler öne çıktı. Erkeklerin %45’i, kadın haklarını teşvik etme konusunda aşırıya kaçıldığını ve bunun artık kendilerine karşı bir ayrımcılığa yol açtığını düşünüyor. Benzer oranda erkek katılımcı, kadınlara eşit haklar sağlama konusunda yeterince ileri gidildiğini ve artık bu konuda daha fazla adım atılmaması gerektiğini belirtti.

 

Craft adlı anket şirketi tarafından 3.000 kişiyle yapılan araştırma, Z Kuşağının medyaya olan güveninin değiştiğini gösterdi. Bu kuşağın %58’i, haber kaynaklarından çok sosyal medyada arkadaşlarının paylaşımlarına güveniyor. Andrew Tate ve Jordan Peterson gibi isimler %42 oranında erkek katılımcıdan güvenoyu aldı.

 

25 yaşındaki Cornwall’lı bir erkek katılımcı, kendisinin “düz beyaz bir erkek” olduğu için hedef alındığını hissettiğini söyledi. Geçmişte kültürel bir avantajı olduğunu ancak şu anda “tersine bir ayrımcılık” yaşadığını iddia etti.
27 yaşındaki Norwich’li bir erkek katılımcı, siyasi doğruculuğa inandığını ancak herkesin nefret söylemi olmadığı sürece kendini özgürce ifade etmesi gerektiğini savundu.

 

Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Channel 4 CEO’su Alex Mahon, Gen Z’nin hem en otoriter hem de en liberal kuşak olduğunu belirtti. Mahon, demokrasiye yönelik bir ilgisizliğin arttığını ve bunun çevrimiçi platformlarda gerçeği çarpıtan içerik üreticileri tarafından körüklendiğini söyledi. Ayrıca, gençler arasında kime güvenileceği konusunda belirsizliğin büyüdüğünü ve geleneksel medya ile alternatif haber kaynaklarının aynı seviyede güven gördüğünü vurguladı.

 

Sosyal medya artık bir gerçek. Her şey orada dönüyor. Geleneksel medya ciddi tartışılıyor. Güven sorunu var medyanın. 

 

Avrupa’da lider sorunu var. O yüzden aşırı sağ güçleniyor. İleride Avrupa bu sorunla çok uğraşacak.

 

 

 

Cem Küçük'ün önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Yalınız Efe31 Ocak 2025 12:53

Demokrasi temelli devletlerde lider yoktur. Herkes seçimle işbaşına gelir ve gider. Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur.