İmamoğlu resmen mafya düzeni kurmuş!

A -
A +

Şimdi size İBB soruşturmasında etkin pişmanlıktan faydalanan iki isimin ifadelerini sunuyorum. 

 

Soruşturma boş diyen, ileride iktidar değişir diye İmamoğlu ve CHP’ye laf edemeyen ve fonlanan gazeteciler okusun! 

 

Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada, itirafçı Adem Soytekin’in ifadeleri, CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Ekrem İmamoğlu’na yönelik ciddi iddiaları gündeme getirdi.

 

Soytekin, cezaevinde susturulmak için baskı gördüğünü, kendisine milletvekilliği teklif edildiğini ve İmamoğlu'na ait olduğu iddia edilen el yazısı notlarla duygusal baskı kurulduğunu anlattı. Notlardan birinde "Adem dik dur, bizi satma" yazdığını aktaran Soytekin, bu baskılara rağmen bildiklerini anlattığını vurguladı.

 

Adem Soytekin, İBB'den toplanan milyonlarca liranın usulsüz şekilde CHP İstanbul İl Başkanlığı binasının satın alınmasında kullanıldığını ve bu işlemlerin Ekrem İmamoğlu'nun talimatıyla organize edildiğini öne sürdü. Paraların operasyon öncesinde Viyana, Londra ve İspanya'ya kaçırıldığını iddia eden Soytekin, bu süreçte dokunulmazlığı olan milletvekillerinin kullanıldığını belirtti.

 

Özellikle Viyana'daki Kent Restoran çevresinde İmamoğlu ve yakın ekibinin otel yatırımları yaptığı, bu yatırımların Adem Tütüncü ve ailesi üzerinden resmileştirildiği ifade edildi. Soytekin, Tütüncü ailesinin Viyana'da güçlü bir lobi ağına sahip olduğunu ve bir milletvekiliyle bağlantılı olduğunu savundu.

 

Ayrıca, paraların büyük kısmının Murat Gülibrahimoğlu tarafından İspanya ve Londra'ya aktarıldığını, bu paralarla otel yatırımları yapıldığını iddia etti. Operasyon öncesi paraların "güvenli evlerde" saklandığını, ancak operasyon sonrası bu evlerin boşaltıldığını ve paraların dokunulmazlığı olan milletvekillerine devredildiğini belirtti.

 

Soytekin, İBB bürokratlarının CHP'lilere işe gitmeden maaş ödediğini ve usulsüz SGK girişleri yapıldığını itiraf etti. KİPTAŞ'a ait şantiyelerde, CHP üyelerinin müteahhit firmalarda SGK'lı olarak gösterildiğini, ancak bu kişilerin işe gelmediğini söyledi. Örneğin, Bahçelievler'deki bir otopark projesinde, muhtarın eşi ya da kızının 1,5 yıldır maaş aldığını, ancak hiç işe gelmediğini belirtti. Bu isimlerin KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt tarafından bildirildiğini ve işe girişlerinin bu şekilde yapıldığını ifade etti.

 

Kamuoyunda "CHP para kuleleri" olarak bilinen CHP İstanbul İl Başkanlığı binasının satın alınma sürecine dair çarpıcı iddialar da ortaya atıldı. Soytekin, binanın satın alınmasında kullanılan paraların CHP'li belediyelerden toplandığını, Fatih Keleş ve Tuncay Yılmaz tarafından taşındığını ve bu paraların bağış olarak gösterildiğini, ancak gerçekte bağış olmadığını savundu.

 

Olayın basına yansımasının ardından, CHP milletvekili Turan Taşkın Özer'in ofisinde yapılan toplantıda, sahte bağış makbuzları hazırlanmasının istendiğini, bu makbuzların Avukat Mehmet Pehlivan tarafından alındığını belirtti.

 

Soytekin, operasyon öncesinde İmamoğlu ile başkanlık konutunda görüştüğünü, İmamoğlu'nun kendisine operasyon bilgisi verdiğini ve paraları ile belgeleri Turan Taşkın Özer'e teslim etmesini istediğini iddia etti. Bu görüşmede Avukat Mehmet Pehlivan'ın da yer aldığını ve sürecin organizasyonunda kilit rol oynadığını belirtti. Pehlivan'ın, dokunulmazlığı olan kişilerle koordineli çalıştığını ve İBB avukatlarının aylık maliyetinin 1 milyon doları aştığını öne sürdü.

 

İştirakler ve Bağlı Kuruluşlar Komisyon Başkanı Ertan Yıldız'dan sonra şoförü Bayram Yıldırım da etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirterek savcılığa ifade verdi. Yıldırım rüşvet trafiği, gizli görüşmeler, yurt dışına para transferleri ve belediye iştirakleri üzerinden yürütülen usulsüzlükleri anlattı.

 

Yıldırım ifadesinde Ertan Yıldız’ın evi ve eşi Şermin Yıldız’ın diş kliniğine 2-3 günde bir çuvalla para getirildiğini şöyle anlattı:

 

“Evine 2-3 günde bir çuvalla para gelirdi. Paralar farklı kişiler tarafından getiriliyordu. Operasyondan sonra da para gelmeye devam etti. Getirilen paranın bir kısmı Almanya'ya, bir kısmı Bodrum’daki eve götürüldü. Yıldız, Almanya'daki eve büyük bir kasa yaptırdı ve paraların bir kısmını uçakla buraya taşıdı. Bodrum’daki yazlığında da büyük bir kasası vardı.”

 

Florya’daki eski başkanlık konutunda Fatih Keleş, Yiğit Oğuz Duman ve Murat Ongun’un katıldığı özel toplantılara yemek sepetleriyle para getirildiğini anlatan Yıldırım şunları söyledi:

 

“Konuta pick-up araç yanaşır, arkadaki yemek sepetleri içeri alınır, boş şekilde geri arabaya konulurdu. Bu sepetler her geldiğinde Mustafa Akın da gelir, 1-1,5 saat dururdu. Akın çıktıktan sonra Keleş, Ongun, Kadriye Hanım ve Mustafa Akın'ın şoförleri parayı alıp giderdi."

 

Yıldırım, Ertan Yıldız’ın özel görüşmelerini gizlemek için kendisini araçtan uzaklaştırdığını, cep telefonlarını araçta bıraktırdığını ve sinyal vermesini engellemek için jammer kullandığını söyledi:

 

“Bakırköy'deki makam odası dışında gittiği yerlerde telefonu arabada bırakırdı. Belediye binasındaki odasında jammer olduğu için telefonunu yanında bulundurur, jammer çalıştırırdı.”

 

Savcılığa İBB’nin ihtiyaç sahiplerine dağıtması gereken market kartlarıyla ilgili dikkat çeken bilgiler veren Yıldırım, “Operasyondan sonra Ertan Yıldız’ın Bakırköy ek hizmet binasındaki ofisini boşalttığımız esnada, kutu içerisinde 2023’e ait A101 market kartları buldum. Yaklaşık 15 milyon TL'likti. Tarihi geçtiği için kullanılamıyordu. Yıldız’ın bu kartları odada unuttuğunu düşünüyorum” dedi. Kartlar, İstanbul Mali Şube ekiplerinin operasyonuyla ele geçirildi. Yıldırım, Ertan Yıldız’ın İBB Meclisi İştirakler ve Bağlı Kuruluşlar Komisyon Başkanı olduğu süreçte farklı yerlerden miktarını tahmin edemeyeceği kadar çok yardım kartı geldiğini ve bu kartların nakde çevrildiğini de söyledi:

 

“Kartların dağıtımını son 2 yıla kadar bilfiil Ertan Yıldız yapmıştı. Son 2 yılda ise bu kartlar Fatih Keleş’e gitmeye başladı. Kartlarla Murat Keleş ilgilenmekteydi. Bu yardım kartlarının bir kısmı takasla nakde döndürülüyordu.”

 

 

 

Cem Küçük'ün önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.