Elektriğe Giriş: İhtiyacı Karşılamak

A -
A +
Geçen haftaki makalede bahsettiğim üzere elektrik üretiminde çeşitli aşamalar vardır. Temel üç aşama üretim, iletim ve dağıtımdır. Üretim aşaması elektriğin bir santralde çeşitli yakıtlar ve metotlar kullanılarak üretilmesidir. İletim aşaması elektriğin çok yüksek voltajlarda enerji nakil hatları üzerinden uzak mesafelere iletilmesidir. Dağıtım aşaması ise birçoğunuzun en yakından bildiği aşamadır; evlere, iş yerlerine kablolarla elektriğin ulaştırılmasıdır. 
Türkiye'de 1980'lerdeki büyük ekonomik reformlara kadar elektrik şebekesindeki bütün aşamalar Türkiye Elektrik Kurumu'nun çatısı  altındaydı. Türkiye'deki elektrik sektörü 1980'lerden beri hâlâ reform süreci aşamasındadır. Böyle şeyler, özellikle elektriğin siyasetteki önemi ve siyasetin elektrikteki önemi düşünüldüğünde biraz zaman alabilir. Yüksek elektrik fiyatları, kesintiler, güvenilmez elektrik kaynakları ve benzer olumsuzluklar bir ülkede çok fazla siyasi ve sosyal probleme neden olabilir. 
Ancak bu problemlerin bir kısmını çözmek için bile çok büyük yatırım gerekir. Bu yatırımı devlet ya da özel sektör yapabilir. Her iki şekilde de, Türkiye gibi son on yılda enerji ihtiyacı yıllık yüzde 7-9 artan bir ülkede çok yatırım gereklidir.
Türkiye'deki elektrik sektörünün ciddi bir şekilde ayrıştırılmasına  2001'de başlandı. Devlete ait Türk Elektrik Üretim ve İletim A.Ş. üretim, iletim ve dağıtım olarak üçe bölündü. Ayrıştırma neticesi elektrik şebekesinin bütün aşamalarında daha iyi rekabet şansı ortaya çıktı. Bu durum özel sektöre, elektrik şebekesine daha önce hiç olmadığı kadar yatırım yapma imkanı sağladı. 
TEAŞ'ın ayrıştırılması ve nakil hatlarının erişime açılması neticesi özel sektör elektrik üretimine çok büyük yatırım yaptı. Bu yatırımlar Türkiye'nin artan elektrik ihtiyacını karşılamasını sağladı. 
Çok büyük miktarlarda elektriğin alınıp-satıldığı toptan elektrik piyasasındaki ve perakende piyasasındaki gelişmeler, Türkiye'de daha çok elektrik yatırımı yapılmasının önünü açabilir. Ve Türkiye'nin bu yatırıma ihtiyacı var. 
Bir tekel ya da çok güçlü bir şirketle uğraşmak zorunda kalan herkes rekabetin ve başkalarına şans vermenin daha ucuz fiyatlara ve genelde daha iyi kalite ve güvenilirliğe sebep olduğunu bilir. 
Bu konuda beni yanlış anlamayın. Türkiye'deki elektrik şebekesi daha da serbest oldukça, elektrik alınıp satılan borsalar, vadeli işlem borsaları geliştikçe birçok seviyede düzenleme yapılması gerekir. Müşterilerin fahiş fiyatlarla karşılaşmamaları için sistemin adil bir şekilde geliştirilmesi ve iyi bir düzenleme yapılması gerekir. 
Elektrik isteyen ve ihtiyaç duyan herkese ulaştırılmalıdır. Ancak kullananların ücretini ödemesi gerekir. Bu ücret makul olmalı, ancak yine de şirketlere daha fazla yatırım yapacak kadar para kazandırmalıdır.  
Dünyada  yaygın olan eski sistem üretilen elektriğin evlere, fabrikalara, iş yerlerine iletilmesidir. Bu durum yavaş da olsa AB, Japonya, Kanada, ABD ve diğer birçok ülkede değişiyor. Önümüzdeki dönemde giderek daha çok ülkenin iki yönlü elektrik sistemi geliştirdiğini göreceğiz. Bu sistemde evler, iş yerleri, fabrikalar ve hatta arabalar elektrik üreterek şebekeye yollayabilecek ve ücretini alabilecek. 
Bu heyecan verici potansiyel geleceğe önümüzdeki hafta değineceğim.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.