ŞİMDİLİK DENEYLERDE...
Plazma Enerjisi, 5000 santigrat derecede veya daha fazla ısıtılmış bir gazdır. Günlük yaşamımızda Plazma ile temasımız mümkün değildir. Şu anda çalışmalar sadece deney şeklinde sürmektedir.
Sevgili okurlar, bu hafta size bir adı da "Termonükleer Enerji" olan "Plazma Enerjisi"nden bahsedeceğim. Hepimiz cisimlerin katı, sıvı ve gaz olmak üzere üç halde bulunduğunu biliriz. Fakat dördüncü bir hal daha mevcuttur. Buna Yunanca'da "kalıplanmış, şekillenmiş" anlamına gelen "Plazma" denilmektedir.
BU PLAZMA BAŞKA PLAZMA
Bu bilimsel ifade ile; 5000 santigrat derecede veya daha fazla ısıtılmış bir gazdır. Bu yüksek sıcaklıkta atomun çekirdeği ile kabuğu arasındaki bağ kırılmakta ve çıplak çekirdekle serbest elektronlar bir kovandaki arılar gibi etrafta dolaşmaya başlamaktadırlar. Günlük yaşamımızda Plazma ile temasımız mümkün değildir. Bu sıcak ve iyonize gazların elde edilmesi günümüzde ancak deneyler şeklinde mümkün olabilmektedir. Oysa, Plazma evrende normal ve tabii bir olaydır. Kozmik Nebulalar ve Güneşler hidrojen plazmasından meydana gelmiştir.
Değerli okurlar, Plazma Enerjisini şöyle tarif edebiliriz: Hidrojen izotopları gibi hafif atom çekirdeklerinin birbirlerine kaynaşması (füzyonu) ile helyum atomu oluşturmaları sonucu ortaya çıkan enerji türü. Ham maddesinin hidrojen atomları olması tükenmez bir enerji kaynağı sağlıyor. Güneşimizdeki sonsuz enerji üretimi "Termonükleer Plazma" enerjisidir.
Uzun zamandan beri kızgın gazlar dünyamızın teknolojik gelişme sürecinde önemli rol oynamıştır. İlk önce buhar makinelerinde, daha sonra içten yanmalı motorlarda ve zamanımızda da jet ve roket motorlarında kızgın gazlar devreye girmiştir. Basit bir ifadeyle buna; "çok yüksek sıcaklıkta bir gaz içersindeki maddenin almış olduğu garip durum" diyebiliriz. Güneşin iç bölümlerinde 12 milyon santigrat derece civarındaki sıcaklıkların mevcut olduğu bilinmektedir. Bu yüksek sıcaklık, hidrojen çekirdeğinin eriyip helyuma dönüşmesine ve bu suretle büyük miktarda enerjinin açığa çıkmasına sebep olmaktadır.
ISIYLA GELEN ATEŞLEME
Bütün benzin ve dizel motoru gibi akaryakıtla çalışan motorlar, aslında gaz motorlarıdır. Bu sistemde akaryakıt hava ile karışarak yanıcı bir gaz karışımı meydana getirir. Sonraki aşama ise gaz türbinleridir. Burada özellikle uçakların ve roketlerin jet motorlarını görmekteyiz. Kimyasal bileşimini değiştirmeyen her katı madde, yüksek sıcaklıkta önce sıvı, sonra da gaz şeklini alır. Isıya en çok dayanan WOLFRAM (erime noktası 1380 santigrat derecedir) bile yaklaşık olarak 6000 santigrat derecede buharlaşır.
Hülasa etmek gerekirse, bir gaz fazlasıyla ısıtıldığı takdirde adi bir gaz olmaktan çıkıyor ve plazmaya dönüşüyor. Bu sonsuz evreni dolduran milyarlarca güneşin (Işın veren durağan yıldızlar) içleri, yüksek basınç altında ve çok yüksek sıcaklıktaki eriyik maddeleri kapsar. Bu maddeler iyonize durumda olup, dolu bir plazmadır. Bir başka ifadeyle, bütün güneşler birer termonükleer enerji kaynağıdır.
En önemli husus, plazmanın yüksek sıcaklıktaki üretimindeki güçlük ve muhafazasıdır. Laboratuvarlarda sadece "manyetik şişelerden" yararlanılabilmektedir.
Her şeye rağmen, günümüzdeki zorluklara karşı bulanabilecek çözüm yolu, insanlığın enerji problemini tamamen halledecektir. Esas yakıt olan ağır hidrojen (deuterium) bildiğimiz suyun doğal bir bileşiğidir. Bir ton 'deuterium'un vereceği enerji, 3 milyon ton kömürün vereceği enerjiye eşdeğerdir.
ENERJİ İHTİYACI HİÇ BİTMEYECEK
Sevgili okurlar, bugün gelecek zamanlara bir yolculuk yaptık. Değişik enerji türlerini zaman zaman işliyoruz. Günümüzde dünya nüfusu sürekli artmakta, buna mukabil doğal alanlar daralmaktadır. Ayrıca enerji ihtiyacımız da büyümektedir. Yenilenebilir kaynaklardan Güneş Panelleri ve Fotovoltaik Piller, Rüzgar Türbinleri, Barajlar, Jeotermal Enerji Sistemleri enerji ihtiyacının belirli bir bölümü karşılasa da yarınlarda yeterli olmayabilir.
Hepinize sevdiklerinizle birlikte mutlu, sağlıklı ve başarılı bir gelecek temenni ediyorum. Sevgiyle kalın.
DOĞAL SİSTEMLERLE DOST ENERJİ
Hiç şüphe yok ki, gelecekte daha verimli bir enerji türüne mutlaka ihtiyaç duyulacaktır. Ancak bu enerjinin doğal sistemlere zarar vermemesi en önemli husustur.
Haliç gibi Ergene'yi de kurtaracak
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde İSKİ Genel Müdürü iken "Altın Boynuz" olarak tabir edilen, ancak kirlilikten İstanbulluların maskeyle yanından geçtiği Haliç'i kısa sürede berraklığa kavuşturan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, şimdi de Trakya'nın kanayan yarası Ergene Havzası'na el attı. Geçtiğimiz günlerde İstanbul'daki DSİ 14. Bölge Müdürlüğünde düzenlenen toplantıda "Ergene Havzası
Koruma Eylem Planı"nı açıklayan Bakan Eroğlu, "Haliç'i kurtardığımız gibi Ergene'yi de kurtarmak bizim için gerçekten gurur vesilesi olacak" dedi. Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla bölgeye el attıklarını kaydeden Eroğlu, "Bu kapsamda 2 milyar liralık yatırım yapacağız. 4 yıl sürecek proje, sadece nehri kurtarmak için yapılmıyor. Aynı zamanda çiftçiye çok büyük bir gelir artışı getirecek. Trakya, Tunca, Meriç ve Ergene nehirleriyle hayat bulacak" dedi.
Okullarda hayvan sevgisini anlatıyorlar
Hayvan Hakları Aktif Destek Grubu, Bursa'daki İlköğretim Öğrencilerine hayvan sevgisi konusunda ders veriyor. Aktif Destek Grubu Başkanı Ayşegül Yetiş, 'Şiddete Karşı Sevgi' sloganıyla başlatılan eğitimlerin ilkini tatilden hemen önce Merinos İlköğretim Okulu'nda verdiklerini söyledi. Köpek Eğitmeni Jale Üntürk'ün sunduğu seminer düzeyindeki derste, sokak hayvanlarına karşı nasıl davranılması konusunda minikler bilgilendirdi. Osman Akın BURSA İHA
İtalyan gemisi çevre felaketine yol açabilir
12 kişiye mezar olan devasa Costa Concordia adlı İtalyan gemisinin Akdeniz'de batışı insanî bir trajedi olmasının yanı sıra çevreyi de tehdit ediyor. Geminin yakıt deposunun zarar görmesi büyük bir çevre felaketine yol açabilir. Bu nedenle bölgedeki doğal hayat tehlikede. Zira geminin deposunda yaklaşık 2 bin 400 ton mazot bulunuyor ve bunun en kısa süre içinde güvenli bir şekilde boşaltılması gerekli.
Kaddafi'nin hayvanları görücüye çıkıyor...
Libya'da iç savaştan en çok etkilenen yerlerin başında gelen Trablus Hayvanat Bahçesi yeni döneme hazırlanıyor. Aylar süren iç savaş sırasında susuzluk sorunu yaşanan, bu nedenle birkaç hayvanın telef olduğu birkaçının da çalındığı hayvanat bahçesinde bir süreden beri yürütülen onarım çalışmaları son aşamaya geldi. Hayvanat bahçesinde, Kaddafi'nin çocuklarına ait dünyada sadece 200 tane bulunan beyaz aslanların yanı sıra boynuzlu inek, deve, kaplan ve yırtıcı kuşlar ile çok sayıda hayvan türü bulunuyor.
Üşüyen flamingolara açık hava ısıtıcıları
Kayseri'deki Beştepeler Mesire Alanı'nda bulunan hayvanat bahçesinde yaşayan 39 çeşit hayvan, dondurucu soğuklar nedeniyle ısıtılan kapalı alanlarda tutuluyor. Hayvanat bahçesi sakinlerinden flamingo ve tavuklar kapalı alandaki elektrikli ısıtıcıya yaklaşarak soğuktan korunmaya çalışıyorlar. Beştepeler Hayvanat Bahçesi sorumlusu Veteriner Teknikeri Derya Büyükbaş, hayvanat bahçesinde atlar, koyunlar, keçiler, yırtıcı kuşlar, kümes, kafes ve su hayvanları olmak üzere 39 çeşit hayvanın bulunduğunu belirterek, "Her çeşit hayvanın kendine has özellikler ve sıcaklık tahammül yetenekleri var" dedi.
YEŞİL PLATFORM
YABAN HAYATI fotoğraf yarışması
> Çevre Kuruluşları Dayanışma Derneği (ÇEKÜD)
ÇEKÜD, "gözden kaybolmadan çek getir" sloganıyla Ulusal Yaban Hayatı fotoğraf yarışması düzenliyor. Yarışmayla Türkiye'de yaşayan yaban hayvanlarını tabii yaşam alanlarında belgeleme, coğrafyamızın zenginliğinin tespiti, yaban hayatı hakkında bir farkındalık oluşturma ve toplumsal duyarlılığı artırma hedefleniyor. 17 Ocak 2012'den itibaren www.cekud.org.tr sitesinden alınan başvurular 15 Mayıs 2012'ye kadar kabul edilecek. Profesyonel katılımcılar kategorisinde ilk 3'e 5000, 3000 ve 2000 TL, üniversite kategorisinde ise ilk 3'e Nikon makine+lens ödülü verilecek.
Süs balıklarına dövme işkencesi
> Eylem Bahar / MUĞLA
İlginçlikleriyle dünyanın dikkatini çeken Çinlilerin son marifeti üzerine istediğiniz mesajı yazabildiğiniz balıklar... Çin'deki evcil hayvan mağazalarında satılan süs balıklarının üzerine müşterilerin isteğine göre yazılar yazılabiliyormuş. Dövme yapılan balıkların üzerinde aşk sözcükleri, çiçek resimleri, şans dilekleri bulunuyor. İlk başta renkli bir etkinlik gibi görülebilen bu akım, zavallı hayvanlara işkence değil mi? Balıkların bir canlı olmaktan çok eşya gibi kullanılmasını şiddetle kınıyorum. Tepkimizi internet ortamında da göstermeliyiz. Çin'de ortaya çıkan bu tehlikeli akım umarım başka ülkelere yayılmaz.
Ağlayan Anadolu Destanı
Devir aldık sözü-çarkı
Döndürerek gidiyoruz
Dillere ölümsüz türkü
Kondurarak gidiyoruz
Dert yükselmiş dağlar gibi
Dere, ova ağlar gibi
Kollarımı bağlar gibi
İndirerek gidiyoruz
Taşa çaldık andımızı
Seller aştı bendimizi
Gülmesek de kendimizi
Kandırarak gidiyoruz
Sağ el kavgalı sol ile
Göçtü kervan bu hal ile
Sevinç, rakibe gol ile (!)
Sindirerek gidiyoruz
Bu toprak bu Güneş şahit
Tarihe gömüldü ahit
Hak helal eder mi şehit?
Yandırarak gidiyoruz
Leyla üzgün, Mecnun kayıp
Ferhat, Şirin şirin sayıp
Hicran içimizde deyip
Dondurarak gidiyoruz
Bağrında canlar yetişmiş
Her cana onlar yetişmiş
Aşkın aleviyle pişmiş
Söndürerek gidiyoruz
Sitemle sevgi karışık
Bazen küs, bazen barışık
Ferman elimde kırışık
Sündürerek gidiyoruz
Yapışmazdı bize leke
Azığı düşürdük teke
Kan gözyaşı döke döke
Bandırarak gidiyoruz
Bu destan uzayıp gider
Keder bizi öksüz eder
Çıramız yeniden tüter
Dindirerek gidiyoruz
> Ali Rıza MALKOÇ
Yazışma adresi: 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna İST.
e-mail: ediz.hun@tg.com.tr