Mazeret yok!!...

Öylesine dar bir boğazdan geçmekteyiz ki, hiç kimsenin ne felâket tellallığı yapmaya hakkı var, ne de "Polyanna"cılık oynamaya!... Böylesine kritik dönemlerde çok önemli iki gücü harekete geçirmekten başka çaremiz yok: Biri inanç diğeri ise motivasyon!!... Yani, hem irade, direnme, sabır, hem de yüreklendirme, cesaretlendirme, paylaşım ve morâl!... Morali, direnci ve inancı azalan bir hasta nasıl ayağa kalkabilir ki?!... İmtihanları atlatmak için dersimizi iyi çalışmazsak sınıfı nasıl geçebiliriz ki?!... Hayat okulunu nasıl bitirebiliriz ki?!... Hayat okulunda başarılı ve güçlü olmamızı isteyenlerin başında elbette ki yakınlarımız ve sevdiklerimiz yer alır; anamız-babamız, eşimiz, çok yakın dostlarımız gibi... Hayat okulunda başarılı ya da başarısız olmamızı etkileyen başka önemli faktörler de vardır: Eğitimimiz, kültürümüz, yönetimimiz ekonomimiz gibi... Hayat okulunun burada saydığımız ve sayamadığımız hiçbir faktörü, bizim direncimizi, irademizi, yaşama sevincimizi sağlığımızı ve moralimizi sarsmaya yönelik bir mazeret tuzağına düşmemizi gerektirmiyor!... Jay Rifenbary, "Mazeret Yok" adlı kitabında diyor ki: "Hedeflerinize ulaşmanızda yolunuzu tıkamasına izin verdiğiniz her şey yalnızca mazerettir!!..." Yaşama sevinciyle; her tür zor şart ve kayıt altında müthiş bir mücadele gücü veren bir kişiyi canlandıran başroldeki Tom Hanks'i, "Cast Away" (Yeni Hayat) adlı filmde mutlaka seyretmenizi tavsiye ederim. Hayat okulunda inanç ve motivasyonu tetikleyen en önemli faktörlerin başında -etkin bir propaganda gücüne sahip olan- TV bulunmuyor mu?!... Eh o halde, niye şu moralsiz, umutsuz insanımız -başta bizi yönetenler yardımıyla- TV aracılığıyla ve GERÇEKÇİ bir biçimde MOTİVE edilmiyor ve PAYLAŞIM sağlanamıyor acaba?!...