İnsanoğlunun yaradılışı gereği, içinde bulunduğu ve icra ettiği 5 ayrı hakikati tanımlamakta yarar var: 1. Yolu bilmeyenler!... 2. Yolu bilenler!... 3. Yolu bilip de çıkmayanlar!... 4. Yolu bilip de çıkanlar!... 5. Yola çıkıp da örnek olanlar!... Her devir ve çağda olduğu gibi amaç, örnek olabilmekte yatmıyor mu?!... İnsanoğlu, her zaman ve her yerde bir model arıyor ve kendine göre bulduklarını da modelliyor; ama doğru ama yanlış!... Ve bireyin günümüzdeki modellemelerinden yararlandığı en önemli güç ise, kitle iletişim araçları!... Başı ise, TV dünyası çekiyor!.. TV dünyamızda iyi pasta yapıp sunanlar da var, kötü yapıp sunanlar da!... Ama ağırlıklı olarak pastayı yapıp da kendi menfaâti gereği "Belki kaz gelir diye bana tavuk göndermeli" zihniyetini güdenler, çoğunluğu oluşturuyor maâlesef!... Çünkü, önce içimizi düzelteceğimiz yerde başkalarını düzeltmeye ve yönlendirmeye çalıştık!... En büyük yanlışlık buradaydı ve hâlâ bu rezil huy, bütün bencilliğiyle ısrarına ve inadına devam ediyor!!... TV dünyası çok karmaşıktır ve son derece fedakârlık ister!... Boşa kürek çekmeye gelmez, çünkü her an dibe vurabilirsin!... Çok az kişi bunun bilincindedir; ya çeker gider, ya menfaâtleri gereği direnir ya da oyun oynamayı sürdürür?!... Ancak TV dünyasıyla oyun olmaz!... Bir an gelir ki oynadığın oyunlar hallaç pamuğu gibi dağılır ve neye uğradığını anlayamadan ters-yüz olursun?!... İzleyeni de, izleteni de, çok yanlış yönlere sürükleyebilecek kadar etkin bir propaganda gücüdür TV!!... En güzel dörtlüklerden birini bakın kim, nasıl söylemiş: Yol odur ki doğru vara, Göz odur ki Hakk'ı göre, Er odur alçakta dura, Yüceden bakan göz değil!... Yunus Emre